42. Bölüm: "SAVAŞ'MAK..."

2.5K 118 56
                                    

Herkese merhaba. Çabuk gelen yeni bir bölüm daha. Ben sizler için emek verip, hemen yazıp yayınlıyorum. Lütfen sizde bir vote ve yorumu hikayeme çok görmeyin.

Duygu ve düşüncelerinizi bölüm veya kitap hakkında belirttin lütfen...

Seviliyorsunuz ❤

Keyifli okumalar ...

"Sözünde durmayan insanın karakterinden de şüphe ederim ben. O yüzden sözünde durmayan insanları hayatınızdan çıkarın. Temizlik her zaman iyidir. Ne de olsa imandan gelir. - MİRAÇ ÇAĞRI AKTAŞ-"

Acımasız kelimesi dilde çok kolay çıkan bir kelime. Her insan hakkını vererek acımasız olamaz bence. Eğer bir insan acımasız ve gaddar düşünüyor ise onu buna iten birçok sebep vardır. Düşmanlarının ona yaptığı kötü şeylerden bahsetmiyorum ben. Sevdiklerinin ona yaptığı kötü ve acımasız şeylerden bahsediyorum. Çünkü kişiyi düşmanlarından çok sevdikleri yaralar. Bir düşmanın sizi vurması ile siz hayatınızı kaybetmezsiniz ancak sevdiğinizin bir sözü sizi on uçurumdan düşürür.

İnsanların canı yandığı zaman ya içine çekilir ve tüm senesini öyle heba eder yada oda can yakar. Tıpkı kendi canının yandığı gibi karşısında bulunan insanın canınında öyle yanmasını ister. Bende öyle olsun istiyorum. Efken'in evine gittiğim zaman yatağında bir kadın gördüğümde nasıl nefesim kesildiyse onunda nefesi öyle kesilsin istiyorum. Ben her geçen gün bu olayın altında nasıl eziliyorsam artık oda ezilsim istiyorum. Tek sorunum vicdanım şuan. Çünkü vicdanım bas bas sen böyle değilsin kendini değiştirme diyordu. Ama onun canını yakmak istiyorum. Ufakta olsa bunu başaracağım...

Okula gidip içeride bulunan kafateryaya gittim. Bir kahve alıp sakin bir yere oturup yavaş yavaş kahvemi yudumlamaya başladım. Gözlerimi kapattıp ve anın tadını çıkardım. Bugün diğer günlere oranla daha iyiydim. Biraz huzur bulmuştu içim ancak kalbim hala paramparça. Nefes aldıkça o parçalar batıyordu. Şimdi ne olacak? Bir daha birleşmemiz imkansız artık bizim. Bu olaydan sonra hangi mucize bizi bir araya getirebilir ki? Hiçbir mucize tabiki. Daha önce yaptığı birçok hatasında onu affettim, sustum, olabilir dedim. Ancak bu olay geçiştirilip, susulacak bir durum değil. Affedilmez bir yanlış yaptı ve ben onu asla affetmeyi düşünmüyorum. Ne kadar acı çekiyor olsamda affetmeyeceğim. Kalbimdeki yerinin kabuk bağlamasını sağlayacağım.

Derin bir nefes alıp dışarı verdim ve ardından gözlerimi açtım. Herşey aynı, ben aynı yerdeyim. Tıpkı acım gibi. Kapı tarafına baktığım zaman Toprak'ın da bana baktığını gördüm. Yüzümde hafif bir gülümseme ile ona baktım. Oda gülümsedi. Ama sadece gülümsedi. Ayağını hareket ettirip buraya gelmeye çalışmadı. Anlaşılan Efken faktöründen dolayı bana yaklaşmıyor. Şuan o faktör olmadığına göre yanıma gelebilir aslında. Elimle gel işareti yaptım. Şaşkın bir şekilde yüzüme baktığı zaman gülümsedim. Gerçekten bana iyi gelen tek insanmış Toprak. Tekrar gel işareti yapınca bu defa tereddüt etmeden yanıma gelmeye başladı. Önümde durup yüzüme baktı.

"Masal bir sorun mu var?" Diye sordu merakla. O bunu diyince ayağa kalktım ve hiç düşünmeden kollarımı boynuna sardım. Ona ihtiyacım vardı hemde çok. Bana yardım eden ve beni mutlu eden kişiyi bile onun yüzünden kaybettim. Neymiş beni seviyormuş. Seviyorsa seviyor bunda ne var? Bize bir zararı olmadıktan sonra bunda ne var? Dünyada böyle seven kaç insan var oysa. Hepsini böyle cezalandırmak olur mu? Biz onun sevgisi olmasına rağmen dost kalabiliyorsak herşey boştur bu saatten sonra.

"Aldattı." Dedim sadece. Anlamış olacak ki elleriyle sırtımı ovalamaya başladı. "Ben bunu haketmedim Toprak. Sevdim... Amaçsızca sevdim sadece." Dedim gözlerimden hafif hafif gözyaşım usulca dökülüyordu yanaklarıma.

KALP YANGINI (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin