21. Bölüm: "Küçük sürtük..."

8.3K 417 95
                                    

"Birini ne kadar çok sever sen hayat onu bizden o kadar çabuk alıyor ..."

Tükenmek kelimesinin karşılığıyım şuan. Aşkım beni tüketti. Sevdiğim için herşeyi göze alan ben artık pes ettim bitik bir durumda. Beni sevmediğini biliyordum ama karşılığını bana bu kadar sert vermesi doğru oldu mu? Azıcık umuda bağladım hayallerimi ondan bir karşılık beklemedim üstelik. Umudumu alıp beni çukura atması benim kaderim miydi yoksa hakettiğim kaderim miydi?

Onu tüm kalbim ile çok sevdim aynı karşılığı ondan beklemem en büyük aptallığım oldu. Ama kimse bu dünyada seçeceği kişiyi sevemez ki bende seçemedim seveceğim insanı. Aşk beni ansızın çürümüş duvarları arkasına aldı. Hiç beklemediğim bir anda aldı ve en kötü karşılıksız aşkı bana layık gördü. Aşık olan insan mutlu olur derler peki ben neden mutsuzum? Ruhunu vermiş bir ölü gibi hissediyorum kendimi. Ölüden bir farkım yok hayat bana sırtını döndü kıçıma tekmeyi bastı. Öyle bir düşüş yaşarsın ki ayağa kalkman geç ve güç olur.

Düşenleri kaldıran doktorlar var peki beni kaldırıp iyileştirecek doktorum kim? Efken mi? Beni yaralayan bu adam beni tedavi edebilecek mi? Peki ben onun beni tedavi etmesine izin verecek miyim? Bunların cevabı belli değil mi? Benim ilacım Efken değil. Beni bu kadar yaralayan adam tedavi edemez. Arkasına bakmadan beni kötü durumlara düşüren, bir atom parçasına değer verdiği gibi bana değer veren bu adam benim doktorum olamaz.

Ailem mi? Onlar beni nasıl tedavi etsin ki? Asıl benim onları tedavi etmem gerek son yaşanan olaylardan sonra.

Toprak mı? Onunla iki defa konuştuk sadece bana akıl veriyor her defasında ama hep geriye doğru kürek sallıyorum. Bir ileri iki geri kıvamındayım hatta beş geri gidiyorum Efken sayesinde. Toprak bana iyi geliyor bunu inkar edemem. Ama yeterli olur mu ki yaralarımı tedavi etmede?

"Üzgünüm Masal bu kadar ters tepeceğini tahmin etmedim ben. O konuşmayı bana anlattığın zaman sana karşı birşeyler hissettiğini düşündüm yoksa böyle bir akıl vermezdim sana. " dedi mahçup bir şekilde Toprak. Yine ağacımın üstünde beraber oturmuş dertleşiyoruz. Bana iyi gelen insanın yanındayım şuan. Bazen keşke diyorum... Keşke Toprak'a aşık olabilseydim. Eminim beni üzmezdi çok iyi bir ilişki olurdu aramızda ama bu saatten sonra bu dediğim imkansız gibi birşey... Tekrar o sözüme geri dönüyoruz 'insan sevdiği insanı seçemez'.

"Senin bir suçun yok Toprak. Tüm suç o Efken denen beyinsiz boğada. Beni düşürdüğü bu durum için tüm suç onda. Sen bana çok güzel bir fikir verdin. İnsanlar sevdiği kişilere böyle küçük jestler yapmalı bazen. Tabi hislerin karşılıklı olması gerekiyor. Sevmesen bile görgü kuralları çerçevesinde bu davranışların sergilenmemesi gerekiyor. Ama bunlar insanlar için geçerli." Dedim tekrar sinirle. Dünkü davranışı aklıma geldikçe sinirleniyorum. Hayvan beni çok kırdı. Tüm gün uğraştım o kahvaltıyı hazırlamak için o ne yaptı benim emek harcadığım o kahvaltıyı biricik sevgilisi ile yeme şerefine layık görüldüler. Boğazınıza dizilir inşallah tüm yemekler.

"Neden sustun Melisa'nın geldiği an?" Toprak tarafından bana yöneltilen soru ile afalladım.

"Aşk susmak mış, o an anladım..." Kelimeleri döküldü sadece dudaklarımdan. Konuşmak değil susmak istedim sadece çünkü.

"Üzülme Masal elbet bir hal çaresi bulunur. Belkide böylesi senin için daha iyidir. Seni sevmeyen adama daha fazla kapılmadan kurtulursun. Unutma onun bir sevdiği var sen yerine seçtiği bir sevgilisi. " dediğinde gerçeklerin ne kadar acı olduğuna birkez daha şahit oldum. Efken beni sevmiyor, sevmeyecekte... Dediğini yapacağım onu rahat bırakacağım.

KALP YANGINI (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin