-6- Mektup

1.8K 111 39
                                    

Bu bölüm yorumlarıyla bana kahkaha attıran laydaYazgan 'a zjckskvldjclsk Böyle devam süpersin :D

Bu arada duyuruyu şimdiden yapıyorum çünkü bölüm sonu çok güzel bozmak istemedim :D Kitabın kapağı için yardım edebilicek biri varsa ulaşabilir mi?
Oy ve yorumlar eksik olmasın, görüşlerinizi belirtirseniz çokzel olur. Neyse uzatmadan hadi başlayın artık jxjclsjclsk

---

Uyandığımda saat 17.01'i gösteriyordu. Selin arkamdan bana sarılmış, yaralarımı görmüştü. Daha doğrusu, yaralarımı görmesine izin vermiştim.

Babamın yaptığı yaraları.

İşte benim de çocukluk izlerim, çocukluğuma dair tüm anılarım bu yaralardı. Ve bunları ilk gören Selin olmuştu.

Ondan uzaklaşmak istemiyordum, denesem de olmayacaktı. Normal bir hoşlantı değildi ki bu, öyle normal bir beğenme değildi. Didem'den de hoşlanıyordum ama şu an onu düşündüğümde hiç üzülmüyordum. Selin'inkiyle kıyaslandığında da ise, hissettiğim şeyler çok farklıydı. Aldatması umrumda bile değildi hatta o kızın, ne hali varsa görsündü.

Selin'in bana sarılmış kolunu kaldırdım ve yavaşça yataktan kalktım. Kapıya doğru ilerlerken duraksadım ve son kez bu masum bir şekilde uyuyuşuna baktım. Bebek gibi uyuyordu, ama uyandığında yanında olmamalıydım. Olmamalıydım ki, benim onun her zaman yanında olmadığımı anlamalıydı. Babamdan korkmam değildi bunun sebebi. İlişkimiz devam ederse, o pislik adamın Selin'e zarar verebileceğinden korkuyordum. Aramızdaki şey -her neyse- büyümeden, kendimizi birbirimizden uzaklaştırmak en kolayıydı.

'Özür dilerim, koca gözlü kız.' diye düşündüm kendi kendime ve odadan sessizce çıkıp kendi odama kapattım kendimi.

---

Uyandığımda o tanıdık koku gitmemişti, Ali'nin hala yanımda olduğunu düşündüm gözlerim kapalıyken ve fısıldadım. "Ali?" dedim suratımda masum bir gülümseme oluşurken. Ama cevap yoktu, ve nefes alış seslerini de duyamıyordum odada kendiminkinden başka.

Gözlerimi açtım. Yatakta tek başımaydım. Ali gitmişti. Yatağımda, o bana dünyanın en güzel şeyiymiş gibi gelen kokusunu bırakıp gitmişti.

Yoksa ben rüya falan mı görmüştüm?

Ali'nin sırtındaki izler canlandı aklımda. Hayır, o izler rüya olamazdı, olsa olsa kabus olabilirdi. Ama Ali'nin olduğu bir kabus da olamazdı ki.

Hayır, rüya değildi. Gerçekti.

Yataktan kalktığımda saat 17.25'i gösteriyordu. Hemen kalktım, tüm günü uyuyarak geçirmiştim neredeyse. Saçlarımı düzeltip üstüme farklı bir tişört geçirdim ve temiz bir hava almak için dışarı çıktım.

Ve merdivenden inerken Ali'nin kapısından gelen sesle duraksadım. Bir şeyler mırıldanıyordu. Kapısına yaklaştım ve ne kadar kötü bir şey yaptığımı bilsem de kapısını dinlemeye başladım dediklerini duymak için.

Ah bu merakım!

Kulağımı kapıya iyice rastladım. Bir müddet sessiz kaldı Ali. Tam gitmeyi düşünürken tekrar söyledi o cümleyi.

Uzayın GecesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin