-3- Herşeyin Başı

2.1K 114 17
                                    

"Selin?" dedi Nazlı ben yanlarına üzgün bir suratla yürürken. "Ali nerde?" Kafası karışmış gibiydi.

Havlumu Nazlı'nın yanındaki şezlonga serip uzandım ve gözlerimi kapattım. "İşi varmış, gitti." dedim sesimi olabildiğince umursamaz tutmaya çalışarak. Nazlı pek inanmış gibi durmuyordu ama üstelemedi de. O sırada Savaş yanımıza geldi elinde 4 tane meyve suyuyla birlikte.  Hepimize meyve sularını verdi ve en son o da sordu. "Ali nerde?"

Ben tam cevaplamak için ağzımı açmıştım ki Nazlı cevapladı Savaş'ı. "İşi varmış, gitmiş."

Bir dakika, bir dakika. Nazlı bu çocukla konuşmaya falan mı çalışıyor yoksa benim kulaklarım bana oyun mu oynuyor? NAZLI BU ÇOCUKLA İLGİLENMEYE Mİ BAŞLADI? Bu tarih milada bir çağ başlangıcı olarak kazınmalı: Nazlı Yılmaz birinden hoşlanıyor.

"Nazlı, bir benle gelsene sen." dedim kalkıp Nazlı'yı elinden çekerek. Bana anlamaz bakışlar attı kaşlarını çatarak ama ben hala çekmeye devam ediyordum, bu yüzden benle gelmek zorunda kaldı. Ne yani, yılların arıza ikisi ilk defa biriyle ilgileniyor, bir sorguya çekmek benim de payıma düşmez mi?

Nazlı'yı barın yanına getirdim, hala bana anlamaz bakışlarla bakıyordu.

"Ne oldu Selin ya? Sohbet ediyorduk." dedi kaşlarını çatarak ve gözlerini kaçırdı benden utanırmış gibi.

"Kızııım! Yoksa sen bu çocuktan hoşlanıyor musun?" diye bağırdım Nazlı'ya gözlerimi kocaman açarak. Direk konuya girmiştim ani bir heyecanla. "Dürüst ol bak, ay ne yakışırsınız siz!" dedim ellerimi Nazlı'nın yanaklarına koyup kafasını bana çevirirken.

"Ya sen deli misin? Ne hoşlanması ya?" diye atarlandı Nazlı. Yanakları hafiften pembeleşmişti ve benden gözlerini kaçırıyordu.

"Tamam, tamam utanma. O iş bende." diyerek göz kırptım Nazlı'ya ve Savaş'a baktım. "Yakışıklı da aslında ha."

"Selin bak sus, sinirleniyorum." dedi ama bu sinirli hali bile telaşını gizleyemiyordu. "Hem, nerden çıkardın ki? Sen Ali'yi kesmekten başkasını görmüyorsun bile." Bu sefer imalı bir şekilde sırıtan kişi arıza ikizimdi. Konuyu saptırmayı iyi becermişti.

Rolleri değişmiş gibi bu sefer ben Nazlı'ya sinirli bir şekilde baktım. "Ne kesmesi be? Gıcığın, egoistin teki. Burda o kadar yakışıklı erkek varken gidip Ali'yi mi keserim ben?" derken gözlerimi kısarak yakışıklı bir oğlan aradım plajda.

"Şurda göbeği diğer amcalardan biraz daha az bir amca var. Bu ortamda en iyisi o gibi duruyor. Kesinlikle Ali'den yakışıklı ikizim, haklısın." dedi Nazlı uzakta güneşlenen, kıllı bir amcayı işaret ederek.

"Of Nazlı ya!" dedim bir anda kendime hakim olamayarak. "Kesmiyorum ben o Ali'yi falan. Ama kafasını kesmek istediğim kesinlikle doğru." dedim ciddi gibi durmaya çalışıp, ama iki saniye geçmeden ikimiz de kahkaha atmaya başladık. "Neyse ya. Boşverelim bunları. İkisi de egoist zaten bunların, baksana."

"Aynen Selin. Hem biz bunlara on basarız. Değil mi?"

"Ne onu, bin basarız be. Bin!"

"Oy oy! Güzel ikizim benim." dedi Nazlı, konudan sıkılmış olacak ki. "Hadi gidip güneşlenelim. Akşam güzel görünmek istersin, değil mi?" dedi Nazlı yüzümün önüne düşen bir tutam saçı kulağımın arkasına atıp bana gülümserken.

"Akşam ne var ki?" dedim şaşırmış bir şekilde.

Nazlı bana bön bön baktı. "Yok artık. O Ali mavişi sana hiç bahsetmedi mi? Kızım, ya bu çocuk çok unutkan, ya da gelmeni istemiyor." dedi şaşırmış bir şekilde. Daha sonra "Büyük ihtimalle ikincisi." diye söylendi, daha çok kendi kendine konuşur gibiydi. Duymamazlıktan geldim bende.  "Akşam Haluk abilerin, yani bizim evde parti olacak. Nasıl bahsetmez ki?" diye devam etti.

Uzayın GecesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin