Hikayeye kapak tasarlayan aliengirlz 'e çoook teşekkür ederim. Aşkom benim ellerine sağlık 😻
Beklettiğim için çok özür dilerim, ama olayları biliyorsunuz. Kendimi toparlamaya çalıştım, bölümü de anca yazabildim. Umarım affedersiniz, iyi okumalar.
---
"Ya Selin ne demek tüm gün Ali'yle beraberdin?! Bak kızım, yalan söyleme bana. O fotoğraflarda hiç arkadaş gibi değildiniz!"
"Of evet Ali'yle beraberdim! Ama arkadaşım o benim anne, beraber takılamaz mıyız?"
Yaklaşık yarım saattir annemle tartışıyorduk. Kimden, nasıl görmüştü bizim uçurumdaki fotoğraflarımızı bilmiyordum ama bugünü Ali'yle beraber geçirdiğimizi biliyordu ve aramızda bir şeyler olduğunu kesinlikle farketmişti.
En azından gece beraber olduğumuzu bilmiyordu, o yeterdi.
"Ya Selin madem arkadaşın, bir daha seni onunla baş başa görmeyeceğim anlıyor musun? Benim kocamın oğlu o! Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz?" dedi annem tekrardan ve ellerini saçlarına geçirdi sakinleşmek için. İnatla diretiyordu ve işin kötüsü, beraber olduğumuzu nasıl öğrendiğini söylemiyordu.
"Bir şey biliyorsan söyle anne!" diyerek annemin odasından çıkmak üzere kapıya doğru yöneldim. "Ali ve ben sadece arkadaşız, ve bu saçma dedikoduyu sana kim söylediyse, bir daha dinleme derim ben. Güveneceksen bana güven." dedim ve kapıyı çarparak odadan çıktım. Kendi odama girip kapıyı sertçe kapadım. Öfkeliydim, ve neden öfkeli olduğumu bile bilmiyordum. Anneme yalan söylediğim için kendime mi kızıyordum? Üvey kardeşimle beraber olduğum için mi? Belki de bu öfkem, tüm içimde yaşadığım duyguların tek bir duyguda toplanıp dışa vurulmasıydı, bilmiyordum.
Lanet olsun, bilmiyordum!
Anneme, bizim fotoğraflarımızı kim çekip atmıştı? Kim Ali ve beni ayırmak istiyordu ki?
Ne olursa olsun, Ali benim bir parçamdı artık. Bizi ayırmalarına izin vermeyecektim.
---
Güneş hanımın odasında yarım saattir kavga ettiklerini duyabiliyordum Selin'le. İçimden bir ses neden kavga ettiklerini öğrenmek istese de, Selin bana gelip söylerdi. İşlerine burnumu sokmak istemedim ve kulaklığımı takıp müzik açacakken, odama Güneş hanımın girmesiyle yerimden fırladım.
"Güneş hanım? Bir şey mi oldu?"
Güneş hanım kapımı kapatıp direk konuya girdi. "Ali, ilk ve son kez soruyorum. Selin'le aranızda ne var?"
"H-hiç bir şey." diyerek kekeledim, pot kırmamalıydım, bu yüzden silkelendim ve konuşmaya devam ettim. "Selin'le arkadaşız biz. Neden sordunuz?" diyerek kaşlarımı çattım. Güneş hanım gözlerime baktı yalan söyleyip söylemediğimi anlamak için ve cebinden bir kaç fotoğraf çıkardı.
Selin'le uçurumda manzarayı seyrettiğimiz resimler.
"Bak Ali, hiçbir arkadaş, beraber ıssız bir yere gidip manzara seyretmez." dedi ve ofladı. "Kızımla sevgili misiniz?" diye tek solukla sorduğu soru karşsısunda, gözlerimi şaşkınlıkla kocaman açtım ve konuşmak üzere bir şeyler aradım kendimde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzayın Gecesi
Fiksi Penggemar"Koca gözlü kız kaybetti kendini gözlerinde uzayı taşıyan bir adamın mavilerinde..." --- Biz Uzay ve Gece, Ali ve Selin'dik. Gökyüzündeki birbiri için parlayan iki yıldızdık. Birimiz ışığını kaybederse, diğerimiz de sönerdi. Birbirimize aittik. Kalb...