-21- İyi ki Sen

1.1K 84 15
                                    

-Ertesi gün-

Pazartesi sabahına gözlerimi daha açmadan annemin sesiyle yatağımdan fırladım.

"SELİN GEÇ KALDINIZ ÇABUK KALK!"

Ben daha söylenmeye bile fırsat bulamadan, annemin üstüme okul kıyafetlerimi atıp odadan çıkması bir oldu.

Geç kalmamak için hızlıca kalkıp üstümü giyindim ve saçlarımı tarayıp açık bıraktım. İnce bir kalem çekip rimel de sürdüğümde, telefonumu da alıp hızlıca kahvaltıya indim. Sanırım hayatım boyunca en hızlı hazırlandığım zaman olabilirdi, rekor!

"Günaydın." diyerek masaya oturdum ve hızlıca bir şeyler attım ağzıma. En son ben oturmuştum sofraya, o yüzden oturmamla kalkmam bir oldu.

"Geç kaldınız, hadi gidiyoruz. Peri kızım çantanı hazırladın mı?" Annemin telaşlı sözlerini dinlemeden çantamı koluma taktım ve okula doğru ilerledik beraber.


"Öğlen teneffüsünde görüşürüz o zaman." dedim Ali'ye gülümseyerek ve etrafı kontrol ettikten sonra yanağına hızlıca bir öpücük kondurdum. "Elif'le falan takılayım deme sakın, oyarım o mavi gözlerini." diye de tatlı bir tehdit ettikten sonra, göz kırptı. "Açıkçası bundan sonra, Elif'le aynı ortamda bile bulunmak istediğimden emin değilim." dediğinde aklıma gelen kaçırılma olayıyla suratımı astım ve aklıma gelen korkunç gerçekle Ali'ye baktım. "Ali, Doruk falan gelmez artık yanımıza di mi?"

Sorumla beraber ifadesini ciddileştirdi ve güven vermek istercesine elimi tutp dudaklarına götürdü ve küçük bir öpücük kondurdu. "Şunu aklına sok. Ben seni sevmeye devam ettikçe, bırak Doruk'u, azrail bile gelse sana bir şey yapamaz koca gözlü kız."

Yanaklarımın kızarmasına izin verdim kurduğu bu cümleye karşılık ve göz kırparak gittim yanından. "Ders başlıyor. Sonra görüşürüz."

---

"Ne demek Doruk piçi Selin'i kaçırdı lan? Benim neden şimdi haberim oluyor bundan olum, insan bir söyler, yardıma gelirdik. Kardeşler bunun için burda."

Yaklaşık 15 dakikadır söylenip duran Emre'ye yine ve yine tekrar ettim aynı sözleri, beni iyice anlaması için. "Tamam Emre. Hata yaptım, bir daha bir şey olursa haber vereceğim. Tamam mı? Valla yeter bak başım ağrıdı."

Emre konuşmak için ağzını açtığı sırada, Elif ve Selin'in seslerini duyduğumuzda ikimiz de arkamıza döndük ne olduğuna bakmak için.

Yanlarına yaklaştık kalabalığın, ne olduğuna bakmak için. Sesler daha da arttığında kalabalığı yararak en öne geçtim ve Selin'e "Ne yapıyorsun kızım?" bakışı attım. Ama beni umursamadan konuşmaya devam etti üstüne çıktığı masanın.

"Bana oy verirseniz, okula langırt getirteceğim, Hemde 1 değil, 2 değil, tam 3 tane langırt!"

Selin'in sözlerini kesen Elif'e döndürdüm bu sefer bakışlarımı. "Siz buna inanıyor musunuz? Gerçekçi olun! Langırt falan getirilemez okula. Ama bana oy verirseniz, kantin fiyatlarını düşürteceğimden emin olabilirsiniz!"

Selin altta kalmadan, tekrar araya girdi. "Bir kere asıl sen öyle bir şey yapamazsın Elif'cim. Okulun sözleşmesine göre, böyle bir şey yapman kurallara aykırı." deyip göz kırptı. Gerçekten olayı ciddiye almıştı.

"Sen bir sussana. Salak saçma konuşuyorsun zaten." diye tersledi Elif Selin'i.

"Asıl sen kapa çeneni, domuz suratlı." dediğinde Selin, gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

Uzayın GecesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin