28- Baba

1.3K 80 8
                                    

Sabah yine Ali'nin kollarında uyanmış olmanın verdiği huzurla, o bakmaya doymadığım yüzünü biraz daha inceledim. Her insan uyurken korunmasız görünürdü, evet. Ama Ali farklıydı. O hem korunmasızdı, hemde herşeyin farkında gibiydi. Ona bakınca huzur buluyordum. Aşık olduğum adamın kollarında uyanmak bana tarifi imkansız bir duyguyu tattırıyor ve içimi güvenle dolduruyordu. Keşke zaman dursaydı, ve biz hep böyle kalabilseydik. Ama imkansızdı. Zaman sürekli ilerliyordu ve ilerledikçe peşinden hem güzel, hem kötü anıları sürüklüyordu. Bazen o anılar unutulsa da, bazen de derin yaralar kazıyıp bırakabiliyordu insanda.

Zaman dursaydı ve Ali hep kollarımda böyle uyusaydı keşke. Çünkü uyandığında, benim bile kabullendiğim o iğrenç hayatına devam etmek zorunda kalacaktı. Babası saydığı, bir kez bile ona babalık yapmayan adamın, gerçek babası olmadığını söylemiştim ona. Söylemek zorundaydım, böyle bir şeyi nasıl içimde tutabilirdim ki?

Ali gözlerini yavaşça açtı ve tatlı bir şekilde mırıldandı. "Günaydın kedicik." dedim bende onun gibi tatlı bir şekilde ve kokusunu içime çektim. Ali saçlarımı öptü ve derin bir nefes aldı. "Günaydın güzelim." dedi. Sonra da yatakta doğruldu ve bana şaşkın gözlerle baktı. "Kedicik mi?"

Kıkırdadım ve başımı evet anlamında salladım. Güldü ve tekrar sarıldı bana. Ancak gülmesi, hemen soldu. Aklına neyin geldiğini tahmin etmek zor değildi.

"İyi misin sen?" diye sordum yataktan kalkıp ve üstüme dün gece yere fırlattığım tişörtümü geçirdim. Ali ensesini kaşıdı ve ofladı. "Dün gecede kalsak olmaz mıydı ya? Burada, hep seninle..." dedi. Utandım ama belli etmemeye çalıştım. "İyi değilsin." dedim. Üstümü tam olarak giyinip tekrar yanına gittim. "Ne yapıcaksın? Konuşacak mısın onunla?" diye sordum ellerini tutarak.

"Evet. Konuşmak zorundayım." dedi ve gözlerini kapayarak başını arkaya attı. Bir süre öyle durduktan sonra, tekrar bana baktı. "Selin, sen bunu nerden öğrendin?"

Ani sorusu karşısında bir anda afalladım, ama çabuk toparladım kendimi.

"Ben... İnci abladan duydum." dedim kafamı eğerek. "Banyoya gitmek için aşağı inmiştim. Rana teyze ve İnci abla konuşurlarken duydum." dedim ve derin bir nefes verdim. "Bak Ali. Bunu annem öğrenmemeli. Bu herkes için kötü olur. Haluk'la boşanırlarsa, ben senden ayrı kalamam." dedim tekrar mavilerine odaklanıp. Suratına masum bir gülümseme yerleştirdi.

"Sen annemle Haluk'u uzun süredir ayırmaya çalışmıyor musun?" diye sordu.

"Çalışıyordum. Ama o zamanlar sana aşık olduğumu farketmemiştim." diyerek gülümsedim hafiften utanarak. "Sonra da senden ayrılamayacağımı anladım." dedim ve yanağını öptüm. "Hadi kalk şimdi. Bugün zor bir gün olacak. Annem bizi öğrendi. Baban Haluk değil. Bakalım neler olacak?" diyerek kalktım ve aşağı inerken seslendim. "Çabuk hazırlan!"

---

Hızlıca hazırlanarak aşağı indim. Gerçekten de zor bir gün olacaktı. Babamla -baba sandığım adamla- konuşmalıydım. Belki beni tekrar döverdi, belki de bu sözlerim onu korkuturdu. Veya belki de yalanlardı. İçimden bir ses, yalan olmasını istiyordu. Her ne olursa olsun, benim 19 sene boyunca baba dediğim adamdı o. Ne yaparsa yapsın.

Selin yol boyunca benimle konuşup kafamı dağıtmaya çalışsa da, işe yaramıyordu. Aklımda sadece babamla ne konuşacağımı düşünüp duruyordum çünkü. En sonunda eve geldiğimizde, Selin arabadan indi. Bende gergince bir nefes alarak indim arabadan.

"Sen odana çık istersen. Babamla yalnız konuşacağım." dedim Selin'e, eve girdiğimizde. Selin başıyla onayladı ve yukarı çıktı. Bende her zamanki gibi salonda oturan babamın yanına geldim.

Uzayın GecesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin