-26- Uçurum

1.2K 87 33
                                    


"Neden arıyor bu şimdi?" diye sordum Ali'ye.

"Bilmiyorum." dedi ensesini kaşıyarak. Sahi, nerden bilecekti ki?

Ofladım ve çalmaya devam eden telefona baktım. "Açiyim mi?" diye sordum, içimden bir ses açmamamı söylese de, mantığım açmamdan yanaydı.

Ali derin bir nefes aldı kafasını aşağı yukarı salladı. Daha fazla bekletmeden telefonu açtım. "Efendim?" dedim hoparlörü açarken.

"Selin nerdesin kızım?"

Sanane, nerdeysem nerdeyim. Sanki umurunda.

"Arkadaşımda kaldım." diyerek cevapladığımda, hiç duraksamadan sordu.

"Hangi arkadaşın Selin?"

Sorusuyla duraksasam da, belli etmemek adına aklımdan bir isim uydurdum. "Ekinlerde kaldım Haluk amca. Merak etmeyin." dedim gözlerimi devirerek.

"Ali falan orda mı?" diye tekrar bir soru sorduğunda, gözlerimi kocaman açıp Ali'ye bakarak konuştum. "H-hayır. Neden ki, eve gelmedi mi?" dedim sesimi olabildiğince normal tutmaya çalışarak.

"Gelmedi. Savaş ve Nazlı da dün gece eve gelmemişler." dediğinde çapkınca sırıttım. Demek onlar da bizim gibi beraberdiler dün gece. "Onlar da dünki partiden sonra bir arkadaşlarının evine geçtiler. Merak etmeyin." dedim artık telefonu kapatması için. "Ekin çağırıyor, kapatmam lazım."

"Dur kapatma." dediğinde Haluk kişisi, tekrar gözlerimi Ali'ye sabitledim. "Ali gerçekten nerde bilmiyor musun?"

"Hayır, bilmiyorum. Ararım şimdi. Kapatıyorum." diyerek acil bir şekilde telefonu kapattığımda, derin bir nefes verdim. Ali de en az benim kadar gerilmiş gibi görünüyordu.

"Ucuz atlattık." dediğimde gülümsedi. "Eve gidince ne diyeceksin babana?"

Ali hiç düşünmeden konuştu. "Emrelerle beraber benim evde olduğumuzu söylerim, olur biter."

"Tamam o zaman." diyerek yanağına bir öpücük kondurdum. Suratına hemen geniş bir gülümseme yayılırken, ellerimden tutarak kaldırdı beni. "Bir yerlere gidelim." dedi ve cevabımı umursamadan ellerimden çekiştirerek beni kapıya doğru ilerletti.

Arabasına bindiğimizde, hala nereye gittiğimizi söylemeyen Ali'ye bir kez daha sordum inatla. "Ya Aliş! Söyle işte. Meraktan çatlayacağım şimdi."

Ali havalı bir şekilde arabasını kullanırken, bende rüzgarın onun saçlarını savuruşunu izledim. Ali sırıttı, ve beni tekrar cevapsız bıraktı.

"Off! Beni gıcık etmeye bayılıyorsun değil mi?" diyerek dudaklarımı büzdüm ve kollarımı birleştirip 'trip mod on' duruşumu yaptım. Ali umursamadı ve beni götürmeye devam etti.

"Yaa, güneş gitti. Yağmur mu başlayacak?" diye sordum bir çocuk gibi. "Umarım başlamaz." dedi Ali de cevap olarak. "Sürpriz bozulacak yoksa."

Ne kadar meraktan içim içimi yese de, Ali inatla söylemiyordu.

"Hani iddiaya girmiştik, ben kaybettiğim için sürpriz yapamamıştım ya. O sürprizi sana göstermeye gidiyorum." dedi arabayı durdurup ve bana baktı.

"Burası neresi?" diye sordum etrafı incelerken. Uçurum gibi bir yere gelmiştik, ve hava kararmıştı. Büyük ihtimalle yağmur yağacaktı.

Uzayın GecesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin