"Hayır diyorum işte! Ben kazandım." Selin'le eve geldiğimizden beri bunun kavgasını yapıyorduk.
"Bak Selin'cim, güzelim. Nasıl kıskandığını hepimiz gördük. Uzatmasana işte! Benim dediğim olacak."
Belki de yüzüncü kez birbirimizi aynı cümleleri kurarak ikna etmeye çalışıyorduk.
"Tamam o zaman, şimdi gidip mesaj atalım. İlk önce Doruk mesaj atarsa, sen kazanırsın. Sena atarsa da ben kazanırım, olay da burada biter. Okey?" diye sordum. Zaten yeterince açıktı onun daha fazla kıskandığı. Ayrıca benim sürprizimi yapmam gerekiyordu. En kısa yoldan böyle bir şey atmıştım ortaya, çünkü Sena'nın daha çabuk cevap vereceğinden emindim.
"Off, tamam." dedi Selin ve telefonunu açıp whatsappa girdi. Doruk'u ne diye kaydettiğine bakmak için çaktırmadan telefonuna çevirdim başımı.
'Doruk' Tamam, Selin ilk aşamayı geçmişti. Sıra atacağı mesajdaydı şimdi.
Resmen göz göre göre sevgilimi düşmanımın eline atıyordum, ama bu Selin'e güvendiğim içindi. Onun beni sevdiğinden emindim çünkü.
Selin elini klavyede hareket ettirmeye başladığında ne yazdığı okumak için kafamı hafifçe sola doğru çevirdim. Tam bir şey yazacakken kafamı itti. "Ali bakmak istiyorsan direk söyleyebilirsin canım." dedi bana gözlerini devirerek. Bende cevapladım onu. "Ne bakması ya, ojenin rengine baktım ben." derken bende Sena'ya mesaj atmak üzere whatsappa girdim.
"Tabi canıım..." dedi Selin ve telefonu benim de görebileceğim şekilde tutarak mesajı yazmaya başladı.
'Selam! N'aber? 😜'
"Selin sil o gülücüğü." dedim şaşırmış bir şekilde ekrana bakarken ve bakışlarımı gözlerine döndürerek cevap vermesini bekledim.
"Nesi var ya? Çok tatlı işte."
"İşte o yüzden sil. Daha tanışalı bir gün olmuş, çocuğa hem sen ilk mesajı atıyorsun, hemde yanına gülücük koyuyorsun. Sil." dedim itiraz istemeyen bir ses tonuyla. Selin diretmeye devam ettiğinde, bende başka bir yol buldum. Sena'ya;
'Nasıl gidiyor güzelim?' yazdım Selin'in de görebileceği bir şekilde.
"Ali ne güzelimi ya!" diye cırladı hemen ve telefonumu almaya çalıştı. Zaferle gülümseyerek "Sen o gülücüğü sil, bende güzelimi siliyim." dedim telefonumu yukarı kaldırarak.
"Çok gıcıksın, biliyorsun di mi?" diyerek emojiyi sildiğinde gülümsedim ve bende sildim. "Aynı anda atıyoruz. Hadi." dedim ve aynı anda gönderdik.
"Kazanacağımdan eminim." dedi Selin gülümseyerek. "Çocuk direk içime düştü zaten." diye devam ettiğinde sinirlendiğimi hissettim. Kaşlarımı çattığımı gördüğünde bana gülümseyerek baktı ve yanaklarımı sıktı. "Sevgiline sahip çıkmalısın, Aliş." dedi bana koca gözlerini büyüterek bakarken.
O işin dalgasındaydı ama, gerçekten de bu işin şakası yoktu. Doruk ciddi ciddi Selin'i benden alabilirdi.
Ve mesaj sesi geldiğinde telefonlarımıza baktık.
"Biliyordum!" diye bağırdığında Selin, Doruk'tan cevap geldiğini anladım. Kısık sesle bir küfür savurdum ve Selin'e bakmadan "Sürprizi öğrenemeyeceksin o zaman." dedim.
"Önemli değil ki. Başka bir zaman yaparsın sen de." deyip kollarını belime sardı Selin.
"Bir şey katbetmedim sonuçta." diye mırıldandım kendi kendime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzayın Gecesi
Fanfiction"Koca gözlü kız kaybetti kendini gözlerinde uzayı taşıyan bir adamın mavilerinde..." --- Biz Uzay ve Gece, Ali ve Selin'dik. Gökyüzündeki birbiri için parlayan iki yıldızdık. Birimiz ışığını kaybederse, diğerimiz de sönerdi. Birbirimize aittik. Kalb...