-7- Seçim

1.7K 101 23
                                    

YB geldiiii!!!!! Yavrukuşlarım en baştan söylemek gerekirse bu bölüm pek içime sinmedi, yani pek bir olay yok. Ama diğer bölümde bunu fazlasıyla telafi edeceğim! O yüzden şimdilik özür diliyorum, diğer bölümde görüşmek üzere. 😄

---

Denizin dalgalarının sesiyle uyandım sabaha. Ali'nin omzunda uyuya kalmıştım, eve gitmemiştik gece. Burada, beraber denizi seyretmiştik.

Yavaşça omzunun üstünden Ali'ye baktım. Uyuyordu. Yanağına küçük bi buse koyarak uyandırdım onu. "Günaydın mavi gözlü çocuk."

Ali gözlerini açmadan gülümsedi. "Bir tane daha." dedi uykulu sesiyle dudaklarını büzerken. Böyle olunca çok öpülesi duruyordu dudakları, ama öpmeyecektim.

Dün gece yeteri kadar öpmüştüm onu. Şimdiyse yanağına konduracağım küçük bir öpücük çok daha güzel olurdu. Sabah şekeri tadında.

Görmeyeceğini bildiğim halde gülümsedim ve dudağının tam yanından öptüm Ali'yi. "Çok güzel." diye mırıldandı sessizce, gülümsemesi genişlemişti.

"Hadi kalk. Eve gitmemiz gerek." dedim ayağa kalkıp Ali'yi kolundan çekerken. Kaç kiloydu bu çocuk? Öküz gibi ağırdı valla. "Of! Ne kadar ağırmışsın sen ya." derken hala kolundan çekip kaldırmaya çalışıyordum Ali'yi, ama beyefendinin umrunda değildi.

Ben tüm gücümle onu kaldırmaya çalışırken bir anda ayağa kalktı ve yine çok yakınlaştık. Gülümsedim. "Yaa! Oyun bozanlık bu yaptığın ama." dedim kıkırdarken. Gülüşümden öptü beni ve baş parmağını gamzemde gezdirdi.

Derin bir nefes aldı ve beni elimden tuttu, arabasına doğru yürümeye başladık. "Eve gitmek istemiyorum." dedim bir kedi gibi Ali'ye daha fazla sokulurken. Eve gittiğimde kesin annem bana çok büyük bir ceza verecekti. Haklıydı, ona haber vermeden tüm gece eve gelmemiştim ve telefonum da yanımda yoktu. Çok haklıydı hemde. Kafamda anneme nasıl bir bahane uyduracağımı düşünürken Ali'nin sözleriyle ona kulak kesildim.

"Evdekilere ne diyeceğiz?" dedi arabaya binerken. Bende yan koltuğa geçtim ve kemerimi takarken cevapladım onu. "İşte bende tam bunu düşünüyordum. Annem kesin çok kızacak!" deyip ofladım.

Ali derin bir nefes verdi arabayı çalıştırırken. "Babam ne yapacak acaba?" diye sordu. Suratım anında düştü ve moralim daha fazla bozuldu bu soruyla. Haluk kişisi Ali'ye tekrar zarar verebilirdi.

Ama artık ben vardım, ve buna izin vermeyecektim.

"Yine de önemli olan birazdan ne olacağı değil, şu an ne olduğu." dedi kafasını bana çevirip ve gülümseyerek devam etti. "Şu an senin yanındayım ve çok mutluyum."

Mutluydu, bunu anlayabiliyordum gözlerine bakarak, ama daha derinlere indiğimde korktuğunu gördüm gözlerinde. Korkmasına izin vermeyecektim.

Ali'nin vitesin üzerinde tuttuğu elinin üstüne koydum elimi, bana baktı şaşırmış bir şekilde ama bir şey demedi. Baş parmağıyla elimi okşadı ve eve gelene kadar böyle sürdü.

---

Eve geldiğimizde saat 8'i gösteriyordu. Allah'tan çok geç kalmamıştık. Selin'in elini bırakmak zorunda kaldım eve girdiğimizde. Babam görürse çok kötü olurdu. Daha doğrusu, zaten kötü olan durum iyice fenalaşabilirdi.

Eve ilk önce ben girdim, ardımdan da Selin. Hiçbir şey demeden odalarımıza çıktık.

İlk önce üstümdeki dünden kalma tişörtü değiştirip mavi bir gömlek geçirdim üzerime ve kollarını sıyırdım dirseklerime kadar. Altına da beyaz bir şort giydim. Yaz ayındaydık, hava yeteri kadar sıcaktı. Saçlarımı yana doğru taradım ve en son yüzümü yıkamaya banyoya gittim. İşlerimi hallettikten sonra da telefonumu şarja takarak kahvaltıya indim, hiçbir şey olmamış gibi. Babama bakmadan yerime oturdum.

Uzayın GecesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin