-10- Sarhoş

1.6K 89 3
                                    

Akşam yemeği saatinden önce uyandığımızda hemen kendi odama gitmiştim bir şey belli etmemek için babamlara. Üstümü değiştirdim ve aşağı, sofraya indim.

"Afiyet olsun." dedim hızlıca masada Selin'in karşısındaki yerimi alırken. Herkes oturmuş, beni bekliyordu. Yemeğe başladık.

Keyifli bir gece oldu, babam ve Güneş abla mutlu görünüyorlardı. Bir tek Savaş ve Nazlı'nın birbirlerine kötü bakışlarını farketmiştim masada huzuru bozan. Yemekten sonra bu konuyu Savaş'la konuşmaya karar verdim.

Savaş masadan kalktığında bende kalktım. "Kuzen." diyerek durdurdum onu odasına doğru ilerlerken. "Konuşalım mı biraz?"

Odasını işaret etti. "Gir içeri." dedi, sinirli değildi. Sanki gerçekten konuşmaya ihtiyacı varmış gibi hissediyordu.

"Başla bakalım." dedim armut koltuklardan birine oturup Savaş'a odaklanırken.

"Abi ben hoşlanmıyormuşum ya Nazlı'dan." dedi Savaş ciddi bir şekilde. Ben de ciddileştim ve ona biraz daha yaklaşarak sordum. "Nasıl yani?"

"Hoşlanmıyorum ama aşık oldum sanırım." diye cevapladığında beni Savaş güldüm ve yatakta yanına oturdum. "Vay, kardeşim be!" dedim omzuna vurup. O da gülümsedi. "Pes atalım mı?"

Başımla onayladım ve televizyonu açıp oynamaya başladık.

"Ee, Selin'le nasıl gidiyor?" diye sordu sessizliği bozup.

Suratıma bir gülümseme yayılırken cevap verdim oyundan dikkatimi dağıtmadan. "Güzeel." dedim. Şu an dışarıdan ne kadar saf bir aşık modunda göründüğümü biliyordum, ama umurumda değildi. Seviyordum işte, saklamaya ne gerek vardı?

Savaş güldü ve devam etti. "Kıskanıyor mu seni? Nazlı beni kıskanmadığını söylese de bugün okulda görseydin, nasıl kıskandı abi!" dedi.

"Aynen abi kıskanıyor, hemde çok. Ama kabul etmiyor." dedim Savaş'a gol atıp kazandığımda. "GOL BE!" dedim oyun konsolunu kenara atarken. "Var mısın bir el daha?"

"Varım lan, dikkatimi dağıttın benim." dedi Savaş hırsına yenil düşüp. "Bu sefer kazanacağım, göreceksin."

'Tabi canım, kazanırsın.' bakışımı attım ve yerime tekrar geçtim. Savaş oyunu başlattı. Tüm odayı ikimizin gol sevinçleri doldururken Selin girdi odaya ve bakışlarımı ona çevirdim.

"Kolay gelsin gençler." dedi Selin odaya girmeden gülümseyip. "Aliş, ben gidiyorum." dedi bana bakıp. O sırada üstünü inceledim Selin'in. Altına turkuaz renginde bir şort, üstüne de göbeği açık pembe bir tişört geçirmişti.

"Nereye?" diye sordum ciddileşirken. "Gecenin bu saatinde, üstünde bunlarla, bana yeni haber verirken nereye Selin'cim?" Ciddileşmiştim.

"Emre haber vermedi mi?" dedi gözlerini kocaman açarak. "Bara çağırdı beni." diye devam etti. Kalkıp yanına gittim Selin'in Savaş'ın odasından çıkıp ve kapıyı kapattım. Kaşlarımı hafifçe çattım. "Emre seni bara mı çağırdı?"

"Evet." dedi Selin gözlerimin içine bakarak. O da ciddileşmişti. "Ne var bunda?"

O an aklıma Emre'nin evinde gidip konuştuklarımız gelmişti. "Selin, gitme." dedim gözlerimi kaçırarak. Emre'nin ondan hoşlandığını öğrendiğinde kalbi kırılabilirdi, ve en kötüsü de, cesaretlenip Selin'i benden almaya çalışanlar listesine girebilirdi.

Uzayın GecesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin