"Anne lütfen!"
Belki de yüzüncü kez aynı şeyi diyordum anneme, ama izin vermek bilmiyordu."Daha çocukla tanışalı bir hafta olmuş, buluşabilir miyim diyorsun Selin. Hayır. Bende tanımıyorum ayrıca, İstanbul burası. İzmir'in insanlarına benzemez ki. Son kez söylüyorum Selin. Hayır."
"Ya tamam tanıştıracağım! Senin yüzünden arkadaş ortamım olmayacak anne bu gidişle." diyerek trip moduna girdim anneme karşı, gerçi böyle de ikna edebileceğimi sanmıyordum.
"Arkadaş ortamını okulda kurarsın tatlım." diyerek arkasını döndü annem gitmek üzere.
"Anne ama lü-" derken arkamı döndüm duyduğum sesle.
"Güneş abla, benim arkadaşım. Ben götürebilirim Selin'i. İzin verebilirsiniz." diye sözümü kesmişti Ali.
Durun bir dakika... Ali Doruk'la buluşacağımı bildiği için korkmalı mıydım yoksa annemi ikna edebilir diye mutlu mu olmalıydım?
"Ama Alicim..." dedi annem duraksayarak ve elini alnına koyup nefes verdi. "Of Selin, of! Bak Ali'nin hatırına izin veriyorum, bir daha ben tanışmadan asla iznin yok. Haberin olsun küçük hanım." dediğinde annemin boynuna sarıldım sıkıca ve "Anneeem! Teşekkürler birtanem." diyerek kapıya doğru ilerledim Ali'yle beraber.
"Selin geç kalmayın!" diye bağırdı arkamızdan annem. "Tamam!" diyerek cevaplayıp annemi, Ali'nin arabasına yerleştim ve kemerimi takıp Ali'nin sürmesini bekledim, ama arabayı çalıştırmadı.
"Ne oldu?" dedim şaşırarak.
"Doruk'la buluşacağını neden bana söylemiyorsun? Selin sana onunla konuşmayacaksın demiştim." dedi Ali ciddi bakışlarıyla bana bakarken.
"Ya Ali, arkadaşım diyorum! Hem anladım, eskiden pek aranız iyi değilmiş ama bu benim de onunla takılamayacağım anlamına gelmez." dedim bende karşılık olarak ve bakışlarımı yola çevirdim. "Hadi, götür beni." dedim sesimi olabildiğince sakin tutmaya çalışarak.
"O itin yanına götürmüyorum seni Selin." diye tısladığında Ali, korkmuştum. Ama sinirim korkuma ağır basıyordu şu an.
"Ya neden! Ali bana mantıklı bir açıklama yapmıyorsun, bir şey varsa anlatır mısın artık!" diye bağırdım Ali'ye dönüp. Bir saniyeliğine durdu ve bakışlarını dışarıda gezdirdi hızlıca, alt dudağını dişledi.
"Bana güvenmiyor musun?" diye sordu sonra sesini en alçak tonda tutarak ve bakışlarını tekrar gözlerimde sabitledi.
"Tabiki güveniyorum, ama dediklerin Doruk'u kötü biri yapmıyor ki. Herkes lisede saçma sapan arkadaşlık sorunları yaşar Ali, bunda büyütecek bir şey yok. Varsa da, şu an bana anlatıyorsun. Yoksa şu an iniyorum ve bir taksiye binip gidiyorum." dedim olaya noktayı koyduğumu umarak. Gereksiz yere uzatmıştı konuyu.
"Anlatamam Selin. Anlatsam da inanmayacaksın zaten." dedi Ali sessizce ve kafasını direksiyona yasladı iki kenarından tutarken. Gözlerimi kapadım sabır dilercesine. "Tamam, gidiyorum o zaman. Şu saçma oyuna son verdiğinde gelirsin yanıma." diyerek indim arabadan ve bir taksi çağırdım. Durak zaten evin yanında olduğu için kısa sürede gelmişti taksi, hemen bindim ve Doruk'un beni çağırdığı bara doğru gitmeye başladım Ali'yi arkamda bırakıp.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzayın Gecesi
Fanfiction"Koca gözlü kız kaybetti kendini gözlerinde uzayı taşıyan bir adamın mavilerinde..." --- Biz Uzay ve Gece, Ali ve Selin'dik. Gökyüzündeki birbiri için parlayan iki yıldızdık. Birimiz ışığını kaybederse, diğerimiz de sönerdi. Birbirimize aittik. Kalb...