Multimedia; Alparslan :) İyi okumalar...
✗✘✗
Nefes nefese koltuğa çöktüğümde biraz önce yaşananları düşünmeyi bırakmıştım çoktan. Alparslan denen adamın patavatsızca sorduğu soruya kimseden bir cevap çıkmayınca ne amaçla geldiğini söylemişti. Kardeşim.
Bulduğu şeyi deli gibi merak ederken susmakta olan adamın konuşması adına omuzlarından sarsmamak için kendimi zor tutuyordum.
"Kardeşim hakkında ne buldunuz?" diye sordum daha fazla dayanamayarak.
Çaprazımdaki ikili koltuğa oturmuş olan Alparslan'ın yüzünden sıkıntılı bir ifade geçtiğinde biraz daha gerilmiştim.
"Kaybolduktan iki yıl sonra bir ifade de adına rastladık."
"Ne ifadesi?"
Sorum üzerine yerinde kıpırdandı belli ki aklındakileri toparlamaya çalışıyordu. Sabrımın son raddelerinde olsam da kendimi tutup yapacağı açıklamayı bekledim.
"Kardeşin kaybolduktan iki yıl sonra emniyette ifade veren çocuk bir hırsızın ifadesinde yakaladık adını."
"Anlamıyorum." dedim sıkmaktan kızarttığım ellerime bakarken.
"Kapkaççı çocuk ifadesinde yanında Gökhan adında bir arkadaşı daha olduğu söylemiş ve robot resim çizdirilmiş."
Başımı kaldırdığımda karşımdaki iki adamında tepkimi ölçmek istercesine bana attıkları bakışlarla karşılaştım. Alparslan'ın üzgün ifadesinin aksine Emirhan yine boş bakışlarıyla beni rahatsız etmeyi sürdürüyordu aslında.
"Resim?"
Kısa sorumun ardından elindeki siyah deri çantadan mavi bir dosya çıkardı. Dosyayı da kısa bir süre karıştırıp bir kağıt çıkardığında merakım da doruk noktasına ulaşmıştı.
Bana doğru uzattığı kağıdı titreyen elimle alıp kendime çevirdim.
Bu resimdeki genç delikanlı Gökhan'a çok benziyordu. Çıkık elmacık kemikleri daha bir belirginleşmiş ve erkeksi bir hat kazanmıştı. Badem şeklindeki gözleri ve üzerindeki kavisli kalın kaşları aynıydı. Kıvırcık saçları daha da uzundu ve kulaklarını kapatıyordu. Tesadüf olamayacak bu benzerlik beni şaşkına uğratmıştı.
Fakat Gökhan'ı bulmayı ummadığım bir yerde bulmak canımı da sıkmıştı. Kim bilir neredeydi? Bu ve bunun gibi bir sürü soru yine beynimin düşünme mekanizmasını işlevsiz kılıyordu.
"Bu Gökhan değil mi?"
Alparslan'ın sorusuna yavaşça başımı sallayarak onu onayladım. Kabullenemesem de resimdeki bu delikanlı benim kardeşim Gökhan'dı.
"Bu resim bende kalabilir mi?"
"Elbette."
Alparslan'a minnetimi belli eden bir gülümsemeyle karşılık verip resme baktım tekrardan. Gökhan, şuan daha büyüktü biliyordum ama en azından ona ait bir parçanın elimde bulunması bile içimde kurumaya yüz tutmuş umuduma deva oluyordu.
"Teşekkür ederim."
"Kardeşin içinde arama kararı çıkmış o zamanlar. Ama birkaç hafta sonra Gökhan'ın ismini ifadesinde açıklayan kapkaççı oğlan delil yetersizliğinden serbest kalınca kardeşin hakkındaki arama emri de iptal edilmiş."
Duyduklarım beni her saniye derinden sarsıyordu. Biricik kardeşim nelere bulaşmıştı? Neredeydi?
Bu sorularla ruhum öylesine can çekişiyordu ki bazen keşke mezarı olsaydı en azından nerede olduğunu bilirdim demekten kendimi alamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Centilmenler Kulübü
General Fictionİki tarafın da karşılıklı çıkarlarını koruduğu bir anlaşmayla başladı her şey. Tek bildikleri, istediklerini alana kadar verdikleri sözlerden dönmeyecekleriydi. Fakat bilmedikleri bir şey vardı, muhteşem bir tutkuyla istenen her şey içinde bir parça...