10 》 Aşk ustası

506 63 17
                                    

Multimedi'da Emirhan :) İyi okumalar...

Heyecanım o kadar büyük ve ele avuca sığmazdı ki kendimi kontrol etmekte zorlanıyordum. Yıllardır yüzüne hasret yaşadığım kardeşimden bir iz yakalamış olmanın mucizevi heyecanını yaşıyordum. Bu adamlar benim için yakalamıştı bu izi ve heyecanımın yanında büyümekte olan minnet duygusuna da engel olamıyordum.

Heyecanımla baş etmek için amansız bir mücadele içindeyken yumuşak koltukta biraz daha kıpırdandım.

Bir kısmı yemek odası olarak düzenlenmiş bir kısmı ise devasa boyutta beyaz bir oturma grubuna ev sahipliği yapan büyük bir salonda oturuyordum. Duvardaki büyük televizyonu da es geçmek olmazdı.

Evin ikinci katının tavanı ile salonun tavanı ortaktı. İkinci kat, salon tavanının köşesine kondurulmuş bir balkon gibi görünüyordu.

Her köşede bir heykel veya devasa vazoların olduğu bu salon rahatsız edici bir şatafata sahipti. Olumsuz eleştirimi tamamladığımda etrafa göz atmayı kesip bakışlarımı karşımdaki Alparslan'a çevirmek zorunda hissettim. Heyecanımı kontrol altında tutma işinde ne denli başarılı olduğum tartışılırdı.

"O çocuk nerede?"

Sorduğum soruyla birlikte yanımda oturan Emirhan'da Alparslan'a bakmaya başlamıştı. Bundan, Emirhan'ın da benim gibi cevaplara ihtiyaç duyduğunu çıkarabilirdim sanırım.

"Burada."

Alparslan'ın gerginliği öyle yoğun ve belirgindi ki onu hiç tanımıyor olmama rağmen hareketlerine sinen gerginliği ayırt edebiliyordum. Ağzını açtığı sırada adım sesleri yankılanınca dudaklarını tekrar birleştirip çizgi haline getirdi. Giderek yaklaşan adım seslerine doğru başımı çevirdiğimde gördüğüm manzara beni şaşırtmıştı.

Aklımda oluşturduğum belli bir hırsız tipi elbette yoktu fakat bu kadar temiz giyimli ve bakımlı birini kesinlikle beklemiyordum. Bu kadar yapılı olmasını beklemediğim gibi...

Kumral, uzun boylu ve saçları oldukça kısa olan oğlan, tekli koltuklardan birine oturdu.

"Buyur hanım abla."

Başını bana sallayan çocuğa baktım şaşkınlıkla.

"Merhaba kardeş." dedim onu taklit ederek bir ağır abi havasında.

Allah aşkına bana ne oluyordu? Çocukla iki saat geçirsem hapishaneden yeni çıkan koğuş ağasından beter olacaktım anlaşılan.

Emirhan kaşlarını kaldırarak bana döndüğünde ona ne var? dercesine başımı sallayıp tekrar karşımdaki delikanlıya odaklandım. İçimde dışarı çıkmayı bekleyen bir kıro yoktu. Tamam, belki bazen.

"Bana birini soracakmışsın?"

Karşımdaki delikanlıya korkuyla baktım bu sefer. Sormazsan alırım façanı aşağıya der gibi bakıyordu. Fazla mı paranoyaktım?

"Evet." dedim fısıltıyla, sesim bir yerime kaçmış gibiydi.

Göz ucuyla Emirhan'a baktığımda gülmemek için dudaklarını büzmüş olduğunu fark etmem de içinde bulunduğum tuhaf durumla eğlendiğini gösteriyordu. Bu sefer de suratsız olsa olmaz mıydı?

Alparslan ise nadiren sergilediği ciddi tavrını sergiliyor ve gerginliğinin yüzüne yansımasına engel olmuyordu. İçinden kahkaha atmıyor olduğunu düşündürmüştü bana, Emirhan'ın aksine.

Bakışlarımı Alparslan'dan ayırıp tedirginlikle delikanlıya çevirdiğimde hafifçe öksürdüm ve sesimi daha gür çıkarmaya özen gösterdim, "Evet, kardeşim Gökhan hakkında."

Centilmenler KulübüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin