42 》Gerçekler

146 14 7
                                    

Keyifli okumalar. <3

*

Adımlarım ilk kez bu kadar yüksek sesle geri gitmek istediğini haykırıyordu sanki. Karşımdaki şirket binasına baktım. Tüm ürkütücülüğü ile kaşımda heybetlice dikiliyordu. Derin bir nefes alıp bir haftadır her gün yaptığım gibi derin bir nefes alarak binadan içeri girdim.

Ender Bey'in ve Emirhan'ın odasının bulunduğu kata çıktıktan sonra Ender Bey'in odasının önündeki cam bölmeye geçip masama oturdum.

Yoğun bir iş günü beni bekliyordu. Günlerdir erken geliyor oldukça da geç çıkıyordum şirketten. Ender Bey yoğun çalıştığı için haliyle ben de yoğun çalışıyordum fakat şu sıralar bundan şikayetim yoktu. Çünkü çalışmak dışında başka şeyleri düşünmeye fırsat bulamamak işime geliyordu.

Emirhan'ı ve Gökhan'ı düşünecek vakti bulamıyor olmam akıl sağlığımın yararınaydı. Fakat düşünmekten daha ne kadar kaçabileceğimi bilmiyor olmam kendimi fazlasıyla kırılgan hissetmeme neden oluyordu. Sanki bir anda dağılabilecek bayat bir kurabiye gibi hissediyordum kendimi ya da yere düştüğü an parçalanacak bir cam parçası...

Kafamı iki yana sallayıp üzerimdeki ceketi çıkarıp koltuğumun arkasına astım.

Emirhan'ın bugün sabah gelmediğini onun odasına bakan cam duvardan gözümü ayırmamam sebebiyle fark etmiştim. Muhtemelen dışarıda bir toplantısı vardı.

Aynı yerde çalıyor olmamız son derece geriyordu beni. Ondan duygularımı saklamaya çalışan yanım ile sürekli onu izlemek isteyen yanım münakaşa içine giriyor ben ise kimin kazanması gerektiğine karar veremiyordum. Eminim ki son zamanlarda bende bir tuhaflık olduğunu o da sezmişti.

Yine mantığıma kulaklarımı tıkayarak Emirhan'ın odasının kapısını izlerken yaklaşan bir kadın çekti dikkatimi. Beline gelen parlak sarı saçları ve uzun boyuyla oldukça dikkat çekici olan bu kadın Emirhan'ın sekreteriyle konuşuyordu.

Kaşlarım benden izinsiz derinden çatıldılar. Kimdi bu kadın? Merak duygusu kanıma karışıyor tüm bedenimi acı bir şeklide kaşındırıyordu.

Kadını daha dikkatli incelemek için koltuğumda iyice doğrulmuştum ki karşımdaki kapı açıldı. Hızlıca toparlandığımda odasından çıkan Ender Bey gülümseyerek masama yaklaşmıştı.

"Öğle yemeği randevumu iptal et Gökçe. Misafirim var." Diyen Ender Bey'e başımı salladım. Erguvan Hanımın yanımda duran ajandasını alıp bu bilgiyi not aldım.

O sırada Ender Bey çoktan benim yanımdan ayrılmıştı. Başımı kadına bakmak için kaldırdığımda Ender Bey ile konuştuğunu gördüm. Kadının yüzü bana dönüktü ve gülümsüyordu. Gülümseyince daha da mı güzel olmuştu ne?

Kısa süren konuşma sonunda kadın ve Ender Bey bana doğru geldiler ve cam bölmeye girdiler.

"Gökçe bize iki sade kahve." diyen Ender Bey kadınla birlikte odasına geçti.

Kimdi bu kadın yahu? Fazla oyalanmadan telefon ile iki kahve söyledim. Dizlerimi birbirine vuruyor tırnaklarımı tek tek dişlerimin arasında gergince gezdiriyordum. Merak duygusu beni yiyip bitirmek üzereydi.

Kahveler geldiğinde çalışan odaya girmeden hızlıca yerimden kalkıp tepsiyi elinden aldım.

"Ben hallederim, teşekkürler." diyerek adamı yolladıktan sonra odaya girdim. Şansım varsa kim olduğunu öğrenebilirdim bu yüzden odaya girdiğim an kulaklarımı dört açtım.

"Gel Gökçe." diyen Ender Bey'e gülümsedim ve kahvenin birini onun masasına diğerini de masanın önündeki sehpaya bırakım. Masanın önündeki geniş koltuklardan birinde oturuyordu sarı saçlı.

Centilmenler KulübüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin