19 》"Bu bizim anlaşmamız"

514 43 18
                                    

Merhaba pek kıymetli CK okurları, sizi beklettiğim için özür dilemeden önce birkaç şey söylemek istiyorum.

Ülkece sıkıntılarla boğuştuğumuz şu günlerde Allah her birimizin yardımcısı olsun.

Allah, tuzak kuranların (karşılık verenlerin) en hayırlısıdır.(Enfal/30)

Allah vatanımız için mücadele eden polisimizi ve askerimizi korusun.

Hakkınızı helal edin sizi oldukça beklettim. Ama sınav ve ardından bayram derken bir türlü bölümü istediğim uzunluğa ulaştıramamıştım. Sınavın bitmesi de bende bir rehavete sebep oldu sanırım.

Sonunda tekrar sizlerleyim çok şükür. Sabrınız için ne kadar teşekkür etsem az, sabretmeyenlerin de canları sağ olsun...

Görüşünceye dek kendinize iyi davranın.

Keyifli okumalar...

*************************

'Bazen, güzel demek için... Sadece güzel bakmak yetmeyebilir.'

Sahi ne demek istemişti? Güzel olduğumu söylemeye mi çalışıyordu kendince? Yoksa çirkinliğimden mi dem vuruyordu bu adam? Çözemiyordum kelimelerinin altındaki manayı. Kelimelerinin altında var olan ayrı bir anlam mevcut mu ondan da emin değildim gerçi.

Keza davranışları ve ifadeleriyle de beni tuhaf bir çıkmaza sürüklemekten geri durmuyordu suratsız.

Oysa belki de ben büyütüyordum onu bu denli zihnimde. İşler öyle bir hal almıştı ki ben gerçek Emirhan'ı değil de kafamda yer edinen Emirhan'ı mı çözmeye çalışıyorum acaba diye sorarken buluyordum kendimi bazen. Şuanda olduğu gibi...

Beyhude bir çaba olmaktan öteye gidemiyordu onun hakkında ki fikirlerim. Tam da bu sebepten bırakmalıydım onu çözme işini. Ve kardeşime odaklanmalıydım.

Ama buğday tanesinden hallice olan umudum bunun için yeterince baskın gelemiyordu zihnimde.

İçimdeki boğucu his, vazgeçmişliğimden kaynaklanan bir vicdan azabı mıydı? Kabullenişin ağırlığı mıydı? Gökhan bana geri gelebilecek miydi gerçekten?

Ben bunun olabileceğine inanıyor muydum? İnanmak istemekle inanmak bu denli farklı hissettirebilir miydi insanı? Bilmiyordum...

"Her zaman sessizliğinden yana olsam da bu biraz ürkütücü olmaya başladı gibi."

"Ne bekliyordun?" diye sordum sessizce ve devam ettim.

"Kardeşimle ilgili öğrenebileceklerim yüzünden korkuyorum ve neye hazır olup olmadığımı bile bilmiyorum."

Ondan bir cevap beklemiyor olsam da konuşarak beni yine yanıltmıştı.

"Ne olursa olsun, bu belirsizlikten daha iyi değil mi?

Haklılık payı yok değildi. Gökhan'a kötü bir şey olduysa bunu illaki öğrenecektim. Belki öğrendiklerim karşısında hayata küsecektim. Fakat bu her gün umutla beklemekten daha az acı verecek gibi duruyordu.

Umut etmenin ne denli keskin ve acı verici olduğunu yıllardır günden güne tecrübe etmiştim zaten ve halen etmeye devam ediyordum. Umut, anlatılanların aksine oldukça tehlikeliydi zannımca. Birkaç damlasından fazlası öldürücü etki yapan bir ilaç umut için doğru bir benzetme olurdu.

"Belki de." diyerek onu düşüncelerimin yansıdığı kısık sesimle onayladım. Ardından, sessizliğin arabaya hükmetmesine izin verdik anlaşmış gibi.

Daha önce bir kez yine Gökhan için geldiğim devasa eve baktım. Alparslan'ın beni ilk gördüğümde şaşkına çeviren evi yine beni yanıltmamış ve ikinci kez görmeme rağmen büyüklüğüyle ilk kez görmüşcesine hayrete düşürmüştü.

Centilmenler KulübüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin