Gizemli Sergi

2.9K 171 148
                                        

Dünya karanlığın en siyah tonuna büründüğünde, ileriye doğru bir adım bile atamayacak kadar korktuğumuzda, herşeyin bittiğini düşündüğümüz o çıkmazın içine hesaplandığımızda insanı yaşama bağlayan o gücün adı UMUT' tur. Eğer umudunuz varsa hiçkimse ya da hiçbir şey sizi yıkamaz. İçinizdeki umudu hiçbir zaman kaybetmemeniz dileğiyle. İyi okumalar...

Sergi karşımda durmuş boncuk gözlerini sevimli bir şekilde açmıştı. Eğer Neymar'ın içeride olduğunu öğrenirse gerçekten üzülebilirdi. Eğer  Neymar onun burada olduğunu ogrenirse üzülen taraf yine Sergi olacaktı.

"Neden geldin?" Diye sordum nezaketten yoksun bir şekilde.

Sorduğum soruya bozulmayıp elindeki poşeti yukarı kaldırdı. "Seni istemeye geldim," derken sanki sürpriz yapmış gibi kelimeleri uzatarak söyledi. "Geleneklerinize göre çikolata almam gerekiyordu ama kurabiye her zaman en iyisidir," deyip beni kenara itti ve içeri girdi.

"Tabii. Tabiki girebilirsin," diye mırıldandım davet etmediğim halde içeri girdiğine kızdığım için.

"En pahallı kurabiyelerden," diye söze başladı ama cümlesini tamamlayamadan kanepede oturan Neymar'ı gördü. "Görmek istemediğim herkes de buradaymış." Suratındaki gülümseme yerini öfkeli bir ifadeye  bıraktı.

Neymar rahatını bozmayarak başını yukarı kaldırdı ve haylazca gülümsedi. "Aslına bakarsan burada sadece bir kişi var."

Neymar'ın rahatlığı Sergi'yi rahatsız etmiş gibiydi. "Görmek istemediğim herkes sadece sensin."

Ortamdaki gergin hava tüylerimi diken diken ederken ikisi arasındaki sözlü atışmanın bir an önce bitmesini umarak elimdeki sıcak çikolatayı Sergi'ye doğru uzattım. "Sıcak çikolata yapmıştım," derken gergin bir şekilde gülümsedim.

"Ah, teşekkürler." Sergi kanepede oturan Brezilyalıya 'Kıskananlar çatlasın' bakışı atarak fincanı dudaklarına götürdü. Sıcak çikolatanın ilk yudumu boğazından aşağı kaydığı anda Sergi öğürüp fincanı bana doğru uzattı. "Bu sıcak çikolata falan değil. Bu çikolata turşusu!"

Finacanı elinden alırken sıcak çikolataları karıştırdığımı fark edip utançla dudağımı ısırdım. Sergi köpek yavrusu gibi dilini dışarı çıkarırırken Neymar önce alkışladı sonra da kolunu Yılmaz'ın omzuna atıp 'Oh oldu' der gibi elini göğsünr sürttü.

Fincanı sehpaya bırakıp "Otursana ," dedim.

Sergi sanki dünyanın en iğrenç şeyiymiş gibi Neymar'a tiksintiyle bakıp yan taraftaki kanepeye oturdu.

"Lucas uyuyor Neymar. Sıcak çikolatanı içtiğine göre artık gidebilirsin," dedim Sergi'nin yanına çökerken. Bana kalsa sabaha kadar kusursuz yüzünü izleyebilirdim ama Sergi ve o aynı ortamda olmamalıydı.

"Canım burada kalmak istiyor," dedi Neymar omuz silkerek.

"Ama o seni burada istemiyor." Sergi aniden lafa atlayınca Neymar'ın biçimli bir şekilde çizdirilmiş kaşları çatıldı.

"Burası Lucas'ın evi. Yani beni yalnızca o gönderebilir."

Burada kalmak istemesinin amacı ne olabilirdi? Onun bizimle takılmasını istemiyorduk. Bir insan istenmediği yerde nasıl kalabilirdi. Neymar'ın bir planı olmalıydı. Sevgilisi olmasına rağmen hala etrafımda olmak istemesinin bir amacı olmalıydı.

"O halde Lucas'ı uyandır. Bunun gideceği yok." Sergi'nin  üslûbu ne kadar belli etmemeye çalışsada Neymar'ı çileden çıkarıyor gibiydi.

"Olmaz," dedim başımı iki yana doğru sallayarak. "Lucas uyandırılmak istemedi."

"O halde ben de burada kalıyorum." Neymar ellerini birbirine sürtüp sehpaya bıraktığımız kurabiye poşetini önüne doğru çekti. "Pastaya bayılırım."

GO NEYMAR GOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin