"İmza töreni başlamak üzere" dedi Lucas.
"Bu kadar çabuk mu?" Diye sitem ettim. Önce fotoğraf falan çekeriz diye düşünmüştüm.
"Zaten senin hazırlanmanı beklemek saatler sürdü. Burada da vakit öldüremeyiz Dicle." Lucas alnına düşen siyah saçlarını geriye atıp bana iyice yaklaştı.
"Peki o zaman bol şans," dedim ve ona sımsıkı sarıldım.
Lucas bana doğru eğildi ve alnıma nazik bir öpücük kondurdu. O an Rafinha nın Neymarın kulağına bir şeyler fısıldadığını fark ettim. O da diğerleri gibi bizi sevgili sanmış olmalıydı. Yanlış anlaşılmaktan nefret ediyordum ama durup dururken gidip onlara açıklama yapamazdım.
Içerideki dev ekrandan imza törenini izleme şansım vardı ama ben onu canlı canlı görmek istiyordum. Bunca yolu onu dijital ekrandan izlemek için gelmemiştim.
Onu canlı canlı görebileceğim bir yer bulabilmek için etrafıma bakındım.
İçerideki takım elbiseli adamlardan birine "Acaba onu canlı olarak görebileceğim bir yer var mı?" Diye sordum.
"Üzgünüm hanım efendi. Stad dolu. İçeride kalmalısınız." Lanet olası Lucas daha gelir gelmez popülerliğin zirvesine ulaşmıştı. Şimdiden taraftarlar onun için stadı doldurmuşlardı.
Yaşadığım hayal kırıklığı beni o kadar sarstı ki her an ağlayabilirdim. Suratımı asarak dev ekrana baktım.
"Benimle gel!" Sıcacık bir elin bileğimi kavraması ile irkildim. Neymar beni Lucas ın gittiği yöne doğru çekiştirmeye başladı. Neymar bana dokunuyordu. Neymar! Hani kavruk tenli seksi bomba.
"Biraz yavaş olur musun? Canımı yakıyorsun" dedim.
"Sevgilinin imza attığını görmek istiyorsan şikayet etme" dedi buz gibi bir ses tonuyla.
Sevgilim mi? Evet tahminimde haklıydım. Onlar bizi sevgili sanmıştı. Açıklama yapmakla uğraşmak istemiyordum bu yüzden sessiz kaldım.
Sahaya açılan kapının önünde durduğumuzda bileğimi Neymarın ellerinden kurtarıp Lucas ın yanına gitmeye çalıştım.
Bileğimi daha sıkı tutup "Tören başlamış. Oraya gitmene izin vermezler. Buradan izle" dedi.
"Önce bilegimi bırak" dedikten sonra Neymar yavaşça bileğimi bıraktı. "Şimdi gidebilirsin." Ben Neymar a gider mi yapıyordum? Eve döndüğümde bunun için kendime iki tokat atacaktım.
"Sana yardım ettim ve sen bu şekilde mi teşekkür ediyorsun" dedi suratını buruşturarak.
"Teşekkür ederim. Şimdi git Neymar git"
Neymar bana doğru delici bir şekilde baktıktan sonra arkasını dönüp gitti. Daha düne kadar Neymar'ı tersleyeceksin deseler gülüp geçerdim ama bugün herşey o kadar ilginçtiki.
Lucas imzasını attıktan sonra taraftarlara ufak bir gösteri yaptı. Onu binlerce seyircinin alkışları eşliğinde gösteri yaparken görmek beni çok duygulandırdı.
Ben Lucas ı izlerken biri sertçe kolumu tuttu. "Sana gitmeni söyledim Neymar. Teşekkür ettim ya"
"Hanımefendi burada duramazsınız. Lütfen içeri girin"
Ses tonunun yabancı gelmesiyle hizlica arkamı döndüm. Kolumu tutan Neymar değil, güvenlik görevlisiydi.
"Biraz daha kalamaz mıyım lütfen" dedim yalvarırcasına.
"Olmaz hanımefendi. Lütfen içeri girin"
Adam o kadar çok üstliyordu ki pes etmekten başka bir çarem yoktu. Hiçbir şey söylemeden içeri girdim. Koridor ikiye atılınca durdum. Acaba sağdan mı gelmiştik yoksa soldan mı? Hislerine güvenerek sağdan girdim. Koridor fazla uzundu. Biz bu kadar uzun mu yürümüştük? Sonunda bazı kapılar görmeye başladım. Ilk kapıyı açıp içeri girdim ama burası geldiğimiz salon değildi. Burası malzeme odasıydı.
Odadan çıkmak için arkamı döndüğümde kapının kapandığını gördüm. Hemen kapıyı açmak için kapı kolunu zorladım ama kapı açılmadı
Lanet olsun!
Kapıyı daha sert zorladım ama açılmadı. Zaman geçtikçe burada olmak beni daha fazla rahatsız etmeye başladı.
"Kimse yok mu?"diye bağırdım. Ama kimse sesimi duymuyordu.
Yere oturup duvara yaslandım ve birinin gelip beni bulmasını beklemeye başladım.
Neden kimse yorum yapmıyor? Neyse okuyan ve ileride okuyacak herkese çok teşekkürler :D

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GO NEYMAR GO
Fanfiction"Biz taşınıyoruz Junior," dedim kaydırağın tepesinden ayaklarımı sarkıtırken. Neymar güneş yüzünden rahatsız olan yeşil gözlerini kısarak yukarıya doğru baktı. "Yani bir daha birlikte oynayamayacak mıyız?" "Gideceğimiz yer o kadar uzak ki okulumu bi...