Yeni bölüm geldiiii :') Bu bölümü de mükemmel yazar MrsJunior a ithaf etmek istiyorum. Kendime olan güvenimi kaybetmeye başladığım anda yapıcı yorumunla beni cesaretlendirdiğin için çok teşekkürler. Herkese keyifli okumalar...
Kolumun üzerine düştüğüme sevinmeli miydim yoksa üzülmeli miydim bilmiyorum. Kafamı çarpmaktansa kolumu çarpmak daha az hasarla kurtulmamı sağlamıştı ama yine de çığlık atmayı ihmal etmemiştim. Biraz acıdan biraz da o anın verdiği korkudan dolayı çığlığım bütün evde yankılanacak derecede şiddetliydi.
Çığlık atışımdan saniyeler sonra Davi ve Neymar bana doğru koştular. Yüz üstü düştüğüm için onları göremiyordum ama ayaklarını yere vurmalarından hızlı ve panikli olduklarını anlayabiliyordum. "Didy, Didy, Didy..." Neymar belki de onlarca kez Didy dedikten sonra yanımda dizlerinin üzerine çöktü ve sanki oyuncak bir bebekmişim gibi kolayca yere bakan vücudumu kaldırıp onlara doğru bakmamı sağladı.
"Neden yerdesin?" Neymar hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. Hayatımda ilk kez ifadesini kolaylıkla çözebilmiştim. O korkmuştu. Neymar gerçekten de benim için endişelenmişti. "Unut gitsin! İyi misin?" Endişesi yüzünden hızlıca konuşan Neymar'ın yüz ifadesi küçük bir çocuğunki kadar masumdu. Çizdirdiği kaşları bile onu yetişkin ve tehlikeli göstermeye yetmiyordu sanki. "Hey Didy! Neden gülümsüyorsun?" Neymar'ın endişesi yerini şaşkınlığa bırakırken ben de onun bu masum ve sevimli halinin tadını çıkarmaya çalışıyordum.
"Öldüm mü?" diye sordum boğuk bir ses tonuyla. Sanki günlerdir su içmiyormuşum gibi boğazım kupkuruydu. Bu yüzden sesim kesik kesik çıkmıştı.
"Bence kafasını çarpmış." Davi yine küçük bir çocuktan beklenmeyecek bir şekilde aşağılayıcı konuşmaya başlamıştı. Zavallı çocuk! Hayal ettiği gibi babasıyla vakit geçiremiyor olması çok kötüydü.
Sağlam olan kolumu kaldırıp Neymar'ın kirli sakallı yüzüne dokundum. "Sen Huri misin?" Bir an gerçekten de ölmüş olduğumu düşündüm çünkü o kadar zamandan sonra ilk kez gerçekten sevildiğimi ve birinin beni kaybetmekten korktuğunu hissetmiştim. Zaten aşk bir kez de olsa cenneti görmek değil miydi? Şu an cenneti görüyorum ve hayatımın sonuna kadar bu anı yaşadığım için şükür edeceğim.
"Davi telefonumu getir." Neymar bakışlarını yüzümden ayırmadan Davi'ye ne yapması gerektiğini söylüyordu. "Ambulans çağırmalıyız."
Davi sendeleyerek birkaç adım geriye doğru gitti. Davranışları onunda korktuğunu gösteriyordu.
"Hayır Davi!" diye bağırdım. Gözlerimi onun mükemmel gözlerinden ayırmıyordum. "Ben iyiyim."
Neymar işaret parmağını bakış açıma sokup bir sağa bir sola hareket ettirip bilincimin yerinde olup olmadığını kontrol etti. "Neden bana öyle bakıyorsun?"
"Çünkü cennette olduğumu düşünüyorum," dedikten sonra bütün dişlerimi göstererek gülümsedim. Tıpkı bir sarhoş gibi davranıyordum ama uzun bir aradan sonra ilk kez vücudum adrenalin yerine mutluluk hormonu pompalıyordu.
"Davi tel-" Neymar' ın sözünü kesip işaret parmağımı dudaklarına bastırıp onu susturdum ve beni saran kollarından kurtulup geri çekildim.
"Sadece kolum biraz acıyor," deyip omuz silktim. "Birazdan geçer."
Neymar'ın yeşil haleli gözleri büyüdü. Yaşananlara inanamıyor gibiydi. Zaten ben de inanamıyordum. Bana karşı bu kadar içten olacağını bilseydim kendimi beşinci kattan bile atardım. "Nasıl düştün?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GO NEYMAR GO
Fanfiction"Biz taşınıyoruz Junior," dedim kaydırağın tepesinden ayaklarımı sarkıtırken. Neymar güneş yüzünden rahatsız olan yeşil gözlerini kısarak yukarıya doğru baktı. "Yani bir daha birlikte oynayamayacak mıyız?" "Gideceğimiz yer o kadar uzak ki okulumu bi...