Yangın

4.7K 206 91
                                    

Evimize yakın olan iki parktan en yıkık olanının sakıncalarından birine oturdum. Zaten buraya park demeye bin şahit lazımdı. İki tane salıncak, kenarları kırılmış mavi bir kaydırak ve zemini kaplayan kum tanelerinden başka hiçbir şey yoktu. Bu yüzden mahallemizdeki çocuklar yeni yapılan parkta oynamayı daha çok seviyorlardı.

Bacaklarım kısa olduğu için ayaklarım yere değmiyordu. Güçlükle ileri geri sarsılıp salıncağı hareket ettirmeye çalıştı. İki elimle sımsıkı salıncağın demirlerini kavradığım için göz yaşlarımı silemiyordum.

Sadece önüme baktığım için nereden geldiğini göremediğim siyah beyaz bir top yavaşlayarak geldi ve salıncağımın önünde durdu. Hemen arkasındanda saçlarını kısacık kestirmiş, kavruk tenli bir çocuk geldi. Çocuk eğilip topu aldı. Sonra yüzüme baktı. "Neden ağlıyorsun?"

"Ağlamıyorum," dedim omuz silkerek.

"Ama gözlerin sulanmış." Çocuk topu yere bırakıp üzerine oturdu. "Vay canına! Tenin çok beyaz. Yoksa uzaylı mısın?" Çocuk bembeyaz dişlerini göstererek gülümsedi.

"Sen de diğer çocuklar gibi benimle dalga geçmeye mi geldin?" Ağlamamak için yarısı çürümüş olan dişlerimi sıktım.

"Buralarda böyle beyaz tenlilere pek rastlanmaz ama rengin çok guzel. Neden seninle dalga geçiyorlar?"

"Aksanım farklı olduğu için."

Çocuk başını yana yatırdı ve beni baştan aşağı süzdü. "Farklı ama güzel." Tekrar gülümseyince bende gülümsedim.

Salıncaktan atladım ve tam karşında durdum. "Benim adım Dicy. Benimle oynar mısın?"

Telefonun sağır edercesine çalan alarmı gördüğüm tuhaf rüyadan uyanmamı sağladı. El yordamıyla telefonu bulup susturdum.

Acilen hazırlanıp kahvaltıya inmek gerekiyordu. Bir yandan hazırlanıp diğer yandan dün Neymar'ın düşüncesizce yaptığı şeyi düşünüyordum. Neyse ki Lucas'ı ikna edebilecek bir yalan bulmuştum ama Neymar yüzünden her an yakalanabilirdim.

Aşağı indiğimde kahvaltı hazırlanmış Lucas beni beklemeden sofraya oturmuştu. "Sonunda uyandın," dedi ağzındaki zeytin çekirdeğini çıkarırken.

"Ne zamandan beri erkenden uyanıp kahvaltıya başlıyorsun?" Lucas her zaman ya son anda yetişir ya da geç kalırdı.

"Hayatıma çeki düzen vermeye karar verdim."

"Umarım bu konuda kararlılığını sürdürürsün," dedim ve masadaki yerimi aldım.

"Doğum gününde şapkanla fotoğrafını çekmiştim ya," diye başladı söze. Lucas doğum günümde bana o şapkayı hediye paketiyle falan değil parti başlarken kafama geçirerek hediye etmişti. Sonra fotoğrafımı çekip Instagram hesabında paylaşmıştı. "Neymar'ın hayranları o fotoğrafı fark etmiş ve dün Neymar' ın paylaştığı fotoğrafla birleştirmiş."

Korktuğum şey tam olarak başıma gelmişti. Şapkanın bana ait olduğunu anlamışlar ve şimdide bizi couple yapmaya başlamışlardı. "Ş-şimdi ne olacak?"

Lucas'a fotoğraf çekimine o sapkayla gittiğimi ve dışarıda bir sürü hayran olduğu için Neymar kolaylıkla gizlensin diye şapkayı ona verdiğimi söylemiştim. Lucas biraz bozulmuştu ama yaptığımın doğru bir şey olduğunu söylemişti.

"Senin bir suçun yok. Neymar bunların olacağını tahmin etmeliydi. Bırak kendisi açıklasın," dedi omuz silkerek.

Kendi açıklasın? O deli kim bilir nasıl açıklamalar yapacaktı? O hiçbir şeyi düşünmez, özelliklede benim bu durumdan nasıl etkileneceğimi umursamazdı. Onunla olan ilişkimi kesmeliydim. Hemen!

GO NEYMAR GOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin