Hallo😊 buyrun size yeni bölüm😊 umarım beğenirsiniz😊😂 geçen bölüme gelen vote ve yorumlar için de ayrıca teşekkür ediyorum ve bu bölüme gelecek olanlar daha çok olur diye umut ediyorum😂😂😊🌼😢 umutlarımı kırmayın.. uzun süre bölüm gelmemiş olabilir😂😕 ama son senem ve çok önemli sınavlarım var😂😂 neyse okul hakkında konuşup içinizi karartmak istemiyorum 😂😂 siz biliyorsunuz zaten..😂😂 sadece yorum ve vote istiyorum motive etme amaçlı😂😏😏🌼
Mediadaki şarkı👌👌 duymuşsunuzdur bir yerlerden zaten 😏👌 hadeeen size keyifli okumalar.. inş bğnrsnz hde bye✋"Kerem, otursak ya artık?" diye çağrı da bulundu Zeynep sızlanarak. "Bacaklarımı hissetmekte aşırı derecede güçlük çekmeye başladım." Tam yanında beliren ağaca yaslandı.
"Zeynep hava gittikçe kararıyor. Bu gidişle zaten yolu bulamayacağız."
"Kendin diyorsun işte! Bari biraz dinlenelim!"
"Peki nerede sabahlayacağız? Ormandayız farkındaysan. Ve herkesin bildiği gibi ormanlar tekin değildir. Karşımıza her an her şey çıkabilir."
"Of Kerem ya! Hayali senaryo kurmaya başlama hemen! Burası Harry Potter'deki Forbidden Forest değil."
Gözlerini devirdi Kerem "evet Zeynepçiğim, karşımıza bir Voldemort çıkmayabilir ama kurda kuşa da yem olmak istemezsin değil mi?"
Zeynep'den ses çıkmayınca konuşmaya devam etti. "Ben de öyle tahmin etmiştim."
• • •
Zeynep hiç düşünmeden gördüğü en kalın gövdeli ağacın yanına oturdu. Sırtını gövdeye yaslandığında pek de rahat olmadığını düşünmesine rağmen en azından oturmuş olmasına sevindi.
Kerem şüpheli bakışlarla onu seyretmeye başladı. "Sen ne yapıyorsun?"
Masum bakışlarını gönderirken bir de büyük bir gülümseme oluştu suratında. "Oturuyorum."
Bıkkınlıkla gözlerini devirdi Kerem "onu görüyorum zaten."
"E ne yapayım? Çok yoruldum."
"Zeynep devam etmemiz lazım. Bir saat önce yürümek isteyen de senden canım."
"Valla ben oturup dinleneceğim. Sen devam etmek istiyorsan edebilirsin."
"He, seni de burada yanlız bırakayım öyle mi?" dediğinde çoktan Zeynep'in yanına kurulmuştu.
"Korkmam ben," diyerek savunmaya geçti Zeynep. Keremse bunun üzerine bıkkınlıkla olmak üzere gözlerini abartılı bir şekilde devirdi. "Hem acale etmemize gerek yok ki," diye de ekledi.
"O nedenmiş?" diye sordu Kerem çok bilmiş bir ifadeyle. Çaktırmadan ona bakıyordu.
Zeynep ise tam olarak ona bakıyordu. "Çünkü ikimizi de merak edecek kimse yok da ondan," diyerek son noktayı koydu.
Tek hecelik bir kahkaha sesi yükseldi Kerem'in dudaklarından "evet bunda haklısın galiba." Bunu demesiyle gözlerinin uzaklara dalması bir olmuştu sanki. Bunu fark eden Zeynep ne düşündüğünü anlamıştı.
Küçüklüğünde bir travma yaşamıştı. Ve bu hâlâ sürüyordu. Ailesi ne kadar acı çekse de Kerem'in elinden tutmalı ve ona destek olmalıydı. Buna benzer, kötü zamanlarda herkes birbirine destek olmalıydı zaten. Böyle şeyler anca böyle atlatılabilirdi. O da bu olayın bir benzerini yaşamıştı ne de olsa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk mı bu?
Teen Fiction" Bir düşmandın önce, bir engeldin. Sonra bir karın ağrısı oldun. Aklımdan hiç çıkmayan bir yüz oldun. Gözlerimi kapasamda oradaydın. Şimdi peşimi bırakmayan bir dert oldun. Aşk buymuş, kimsenin seni 'bulaşma' diye uyarmadığı bir lanetmiş meğer...