45. Bölüm | "Seni seviyorum."

361 18 2
                                    

Selaaaaaaaam. Söz verdiğim gibi yeni bölüm yayındaaa! Diğerlerine nazaran daha kısa bir bölüm.  Bu arada finale son 3! En son bölüme gelen vote ve yorumlara çok sevindim. Tskrlr💥. Ek not: bu gece 4N1K Yeni Başlangıçlar başladııı💘. Izleyen var aranızda? Ölene kadar #teamali💁‍♂️💘💘💘

Iyi okumalar...

Aradan çok değil sadece birkaç gün geçmişti. Zeynep ile Kerem artık yanyanaydılar. Onlar inanılmazı başarmıştı. Birbirlerini o kadar kırıp dökmüşlerdi ki, iki düşman da olabilirlerdi. Ama bu olmamıştı.
Onlar aşka düşmüştü... ve iki aşık olmuşlardı.

"Bana hiç unutamayacağım anlar yaşattın, Kerem," Zeynep bunu dediğinde kesinlikle iyi bir şey kastetmiş olamazdı Kerem için. Yine ağaç evdeydiler.

Kerem dizlerinin üzerinde iken Zeynep'in tarafına doğru kaydı. "Zeynep, bak ben çok üzgünüm onları nasıl yaptım sana - inan-", derken Zeynep eliyle yanağına dokundu. Böylelikle Kerem'in stres dolu hâli biraz da olsa gitmiş ve geriye suçluluk dolu bir hal kalmıştı.

"Biliyorum Kerem," dedi Zeynep derince gözlerine bakarken. "Benim demek istediğim; Kerem beni çok yaraladın. Ama bu yaraları açan da sensin, kapatacak olan da. İlacım sensin."

Dediğinde Kerem'in suçluluk yüklü haline bir de mutluluk eklenmişti. "Ben sevmeyi de sevilmeyi de bilmiyorum Zeynep. Sana yaptıklarım için o kadar pişmanım ki. Beni affet," dedi. Yanığında ki eline dokundu ve avucunun içini öptü. Zeynep ise o dudakların dokunduğu yerde bir yangın hissetmeye başladı.

Zeynep sırıttı. "Ne yani, Kerem Sayer pişman mı?" Cümlenin en önemli kelimesine vurgu yapmıştı. 'Sayer'e.

"Aynen Zeynep Yılmaz. Affedin beni!", dediğinde Zeynep güldü.

"Olabilir. Ama bunlar tabii ki de karşılıksız kalmadı değil mi Kerem Bey?"

"Aynen öyle Zeynep Hanım. Beni aşkınızla süründürdünüz ve intikamınızı aldınız!"

"Aynen öyle Kerem Bey!"

"Ta ki siz de benim aşkım ile yanıp tutuşuna kadar! Sonra ben geldim ve bu hasrete bir son verdim."

"56 gün sonra."

"Bana aşık olduğun günleri mı sayıyorsun?

"Hayır. Sana aşık olduğumu anladığım ve sensiz olarak geçirdiğim günleri sayıyorum."

Kerem, sırıttı ve tek bir yanağında gamzesi ortaya cıktı. "Yani demek istiyorsun ki, öncesi de var."

"Varmış," dedi Zeynep. "İyiki geldin Kerem."

"Ben hiç gitmek istemedim ki, Zeynep. O uçağa bindiğimde hiç olmadığım kadar kırılıp döküldüm. Hele öncesinde, seni ağlarken gördüğümde nasıl hissettim bilemezsin. Düşünsene; seni kırdım döktüm. Bunun cezasi olarak Amerikaya gönderilecektim. İstemedim başta. Ama sonra düşündüm, çok düşündüm. Seni düşündüm. Gitmem senin de işine yarayacaktı. Belki artık mutlu olacaktın," acıyla gülümsedi Kerem ve Zeynep tam karşısında dizlerini kırmış otururken, aynı şekilde kendisi de oturuyordu. Zeynep'in ellerini tutuyorken devam etti "kendimi çıkardım hayatından. Hayatın eskisi gibi olacaktı. Seninle ben tanışmadan önceki gibi. Seni ilk gördüğümde konuşurken o hayat dolu gözlerin nasıl parlıyorduysa, belki yine öyle parlayacaktı, diye düşündüm. Şimdiki gibi yorgun olmazlardı. İkna oldum. Senin için senden vazgeçicektim. Allah biliyor ya, hiçbir zaman umudum olmamıştı benim 'biz' olmaya. Ben o umutları yok etmiştim zaten en baştan. Sonralardan sadece hayatında olmak bile yeter bana diye düşünüyordum. Ama hayatında nefret ettiğin adam olmak da zor geldi. Ama yine de seni bırakmak istemezdim. Katlanırdım yine. Diyorum ya, hayatımda ol, ben senin hayatında olayım, yeterdi bana. Ama benim varlığım bile seni mutsuz ederken, buna seyirci kalamazdım. Ben de gitmeyi kabul ettim."

Aşk mı bu?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin