35. Bölüm | "Gel benimle."

769 30 6
                                    

Hayırlı Cumalar😊, YB hazır ve 2337 kelime uzunluğunda😂 okurken sıkılmamanız dileğiyle. Son bölüme gelen vote ve yorumlar icin teşekkür ediyorum ve yenilerini bekliyorum😊. Yorum please😇😆.

Keyifli okumalar.🌼

Gecenin ayazında bankta oturmaya devam ediyordu Kerem. Hoşnutla rüzgarın tenini yalamasına izin veriyordu. Esen soğuk rüzgarın bütün derdini alıp gitmesini yeğlerken, bunun imkansız bir istek olduğuna emindi.

Rüzgarı duyabilecek bir sessizlik hakimdi. Ne araba geçiyordu, ne de insan. Yalnızdı. Hep olduğu ve hep olacağı gibi. Yalnızlığa mahkumdu o.

Oysa ki önceleri böyle değildi. Mutlu bir ailesi olduğu zamanlar bile vardı. Onu seven, değer veren birileri vardı. Çok öncede kalan..

Esen rüzgarla içi ürperdi. Ceketinin içine gömülmeye çalıştı. Içi yanıyordu yanmasına ama teni üşüyordu. Normal bir üşüme değildi sanki. Sevgisizlik daha da üşütüyordu sanki.

Tek bir gecede bütün hayatı değişmişti yine. Sonrası ise kelimenin tam anlamıyla felaket olacaktı onun için. Ama böyle gecelere alışıktı o. Her şeyin tepe taklak olduğu gecelere..

Yıllar sonra ise bir mucize gerçekleşmişti. Önceleri kabul etmiyordu bunu. Hatta aksini düşünüyordu. Ama zamanla fark etti değişen duygularını. Içinde yeşeren duyguların aşk olduğunu ise çok daha sonradan keşfetti. Kabullenmekte ise büyük zorluk çekti. Ama keşfettikçe de hoşuna gitti. Içinde ona durmadan Zeynep'i hatırlatan bir şeyi vardı. Kalbiydi bu.

Zeynep'i ilk gördüğü gün geldi aklına. Hala o zamanki duruşundan bir şey kaybetmemişti. Hala inatçılıkta bir numaraydı. Her şeye karşı gelen tipinden ödün vermiyordu hiçbir zaman. Kaygısızca sürdüyordu iyi olmayacağını bile bile. Burnunun dikine giden dik başlı inatçı bir keçiydi.

Tek isteği şu anlık kafa dinlemekti. Ardından Zeyneple konuşmak ve kendini affetirmek istiyordu. Ama bunun gerçekleşmesinin ne kadar zor bir hayal olduğunu da biliyordu.
Belki de Zeynep haklıydı; onu rahat bırakmalı, karşısına çıkmamalıydı bundan sonra. Onu rahatsız etmemeliydi. Kendisi bunun tam tersini istese de Zeynep'in iyiliği için bu şekilde ilerlemeliydi belki de.
Düşünceleri karman çormandı. Ne yapacağını bilemez haldeydi.

Belki de en doğrusu plan kurmamaktı. Zaten kurduğu hiçbir planı yürürlüğe geçiremiyordu.

Gecenin karanlığında simsiyah olan denize bakmaya sürdürdü Kerem. Yapacak başka bir şeyi de yoktu nasıl olsa.

Tabii mahvettiği şeyleri düşünmekten başka.

• • •

Aynada kendi aksini izledi bir süre. Kendini tanımaz haldeydi. Ayakları bileklerine kadar çamur içinde kalmıştı. Yağmurlu yerde yalın ayak yürürse olacağı buydu işte.

Rimeli akmış, bir facia gibi görünüyordu. Tenine sürdüğü her ne kadar az da olsa akan makyajı facia görüntüsünün alt yapısıydı sanki.

Gözler şiş şiş olmuş ve kızarmıştı. Amaçsızca devam etti kendini izlemeye. Yapacak başka bir şeyi yoktu ya zaten. Yere oturdu ve kısa eteğine rağmen bağdaş kurdu.

Kendine acıma seansı başlamıştı an itabariyle. Kendini izleyecek, içten içe yaşadığı hayata uzaktan izlermiş gibi yorumlayacaktı.

Uzun sayılmayan süre zarfı içinde yine aynı noktaya gelmişti. Kimsenin değer vermediği, umursamadığı bir varlıktı işte. Kimsenin. Hiç kimsenin. Önemsizdi. Yalnızdı. En çok da sevgisizdi.

Aşk mı bu?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin