14. Bölüm | "Biz arkadaş değil miyiz?"

1.3K 48 20
                                    

Hepinizi çoğkk özledim ^.^..

Bölüm nukleerbaslikli'ya ithafen.. Nesriiğnn ^.^,Umarım beğenirsin Şeker ^^..

Iyi okumalar...

"Şu son zamanlarda Keremle yaşadıklarımız çok farklı. Adamın bana yapmadığı kalmadı, gerçi çoğu da karşılıksız kalmadı ama neyse. Bu son yaptığı şey de karşılıksız kalmayacak elbette, ama ilk önce aklıma farklı birşey gelmeli. Sonuçta yapacağım şey, onun yaptığı şeye nazaran alçak kalmamalı.
Yağmur ile Melise gelecek olursak, bu ara pek iç açıcı değil aramız. Aslında Melis ile aramızda hiç bir problem yok, her zaman ki Melis, düşüncelerimi önem verir, beni dinler. Ama Yağmur öyle değil, bu ara bana destek olacağına habire Keremdan uzak durmam gerektiğini söylüyor. Beni zaten tanıyorsa böyle bir şey yapmayacağımı bilmesi gerekir. Yani aramızda soğuk rüzgarlar esiyor.
Evet, geldik can alıcı noktaya, annem ile babama. En son 'sana' yazalı 1,5 sene olmasına rağmen pek bir fark yok gibi. Her zaman ki gibiler, hep oldukları gibi, soğuk, kaygısız, kaygılı ama sadece iş konusunda (yani benim için değil), işkolik ve, ve, ve aklıma başka bir şey gelmiyor.
Sayın günlük, Şimdi seni kapatıyor ve 1,5 sene sonra yazmama kadar dolabıma kaldırıyorum.." son satırlarını geçirdi Zeynep günlüğüne. Kaleminin kapağını kapattı ve sırt üstü döndü yatağında.

Gümüş renklerindeki avizesine bakarken ismini duydu. "Zeynep."

Başta aldırmadı. Gözlerini kapattı ve kafasında plan kurmaya başladı, taki odasının kapısı tıklanana kadar.

"Gir." Dedi soğukkanlılıkla. Tavrını ortaya koyup ailesine göstermek istedi. Ama bu planı da işlemedi, gelenin Hizmetlileri Songül olduğunu görene kadar.

"Zeynep Hanım." Diye söze girdi kumral bayan, ne genç sayılırdı, nede yaşlı. Muhtemelen 30'lu yaşlarının başında olmalıydı.

Zeynep hiç istifini bozmadan tekrar gözlerini kapattı ve Songülün diyeceklerine odaklandı.

"Demet Hanım ve Cihan Bey, sizi salonda bekliyorlar." Diye açıklık getirdi konuya hizmetli. "Hemen aşağıya, yani salona inmeniz gerektiğini söylediler." Diye bitirdi konuşmasını ve odadan çıktı.

Oflayarak kalktı yataktan Zeynep, aynanın karşısına geçti ve kırışmış olan eteğini düzeltti ve ardından odasından çıktı.

Annesi ile Babasının ne diyeceğini çok merak ediyordu, neticede en son ne zaman bir aile toplantısı yapıldığını bile unutmuştu.

"Beni istemişsiniz." Diye bodozlama atladı konuya Zeynep. Uzatmayı pek sevmezdi.

"Evet, oturabilirsin." Dedi Cihan koltuğu gösterirken.

Gözlerini devirdi Zeynep, 'sanki söylemesen oturmayacağım' diye geçirdi içinden.

"Evet, ne vardı?" Diye sordu, otomatik olarak onların yanında değişen sesiyle, sesi hem soğuk çıkıyordu, hemde şefkatli, heran ona gösterilen bir sıcaklık ile kendinden geçe bilecek gibi. Parası olabilirdi, zengin olabilirdi, ama onunda fakir olduğu konular vardı elbette.

"Cuma gecesi, kimseyle plan yapma. Evde ol." Diye açıkladı Demet, anne olmasına rağmen sesinde olmayan 'o' ses tonuyla.

Gözleri parladı Zeynebin, aylar sonrası yine beraber birşeyler mi yapacaklardı? Sevinçle konuşmaya başladı. "Niye? Plan ne?" Yüzünde eksik olmayan o tatlı gülüşü ile, sesinde hemen sevinci anlaşılabilecek bir tonda.

Elindeki siyah dosyayı koltuğun kenarına koydu Cihan. "Yeni iş ortaklarımız ile bir akşam yemeği düzenlendi."

Zeynep'in düşen suratını kimse fark etmezken sesinde ki o büyük farkla konuşmaya başladı. "Ben evde olurum, ama siz olur musunuz onu bilemem." Dedi soğuk sesiyle ve yerinden kalktı.

Aşk mı bu?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin