11. Bölüm | "Ah tatlım, yeni bir ceza vakti geldi de."

1.4K 58 23
                                    

Bölüm swettgirl'e gidiyor, umarım beğenirsin canısı ^_^..

Sizden bir rica da bulunacaktım.. nukleerbaslikli'in yazdığı "Yeniden Başlayabilirim" adlı senaryoya göz atarsanız çok sevinirim, kurgusu ZeyKer değil ama çok şeker bir hikaye, okumanızı tavsiye ediyorum..

Iyi okumalar...

"Yapmanız gerekenleri anladınız değil mi çocuklar?" Dedi ince bir kadın sesi. "Sedat, oğlum, anlat bakayım, belki anlamayanlar vardır."

"Peki hocam." Dedi Sedat, yüzündeki morluklar, hafif ama yinede anlaşılır idi. "Dağıtılan kâğıtlardaki soruları partnerlerimize soracağız ve cevaplarıda not edeceğiz." Dedi en önde oturduğu için arkasına dönerek. Sesinden yansıyan aşırı dozda can sıkıntısı vardı.

"Evet, hepiniz anlamışsınızdır umarım." Dedi hocaları, adeta kendilerine bir ilkokul çocuğu gibi davranıyordu. Öğrencilerden homurdanmalar duyunca devam etti. "Arkadaşlarınız ile grup olmamanız için herkes arkasında ki kişiyle bir grup oluyor. Mızmızlanmayın! Bunu siz birbirinizi daha iyi tanıyın diye yapıyorum." Dedi, maksat herkesin birbirini iyi tanıması idi.

'Şaka değil mi?' diye geçirdi içinden Zeynep. Bu kadar tesadüf olamazdı. Sonra bir iç çekti ve arkasına döndü. Dönmesiyle arkasına yaslanmış, yamuk yamuk gülümseyen Sayeri gördü. Yapmacık bir gülümseme yolladı 'partner'ine.

Ve yine o sinir bozucu ses doldu kulaklarına. "Naber partner?!" Ve yine aynı gülümseme.

Gözlerini devirdi Zeynep. "Sana ne?" Sesi sert çıktı yine.

Onaylamaz homurtular çıkarttı Kerem. "Ama okulun sahibi ile böyle konuşulmaz, bunu en iyi senin bilmen gerekir, öyle değil mi?" Sesindeki alay kolaylıkla fark edilirdi.

Gözlerini devirdi tekrardan Zeynep ve meydan okurcasına söylendi. "Kiminle nasıl konuşacağımı senden öğrenecek değilim Sayer, bunu bilsen iyi olur." Dedi Zeynep ve masanın üstündeki, soruların yazılı olduğu kâğıdı eline aldı.

"Sana yine bir öz güven gelmiş bakıyorum da. Ama gelmeseymiş daha iyi olurmuş. Yani bence." Dedi Kerem tavana bakarak, bişeyler planlıyordu yine.

"O özgüven bende hep vardı canım, sana özel değil yani." Diye yanıtladı Zeynep ve zaman kaybetmeyerek konuşmaya devam etti. "Seninle daha fazla muhattap olmak istemiyorum. O yüzden hemen şu soruları yapalımda bitsin şu işkence." Dedi Zeynep. Sesi neden soğuktu yine? Ve düz?

"Hangi işkence?" Diye sordu Kerem, Zeynebin ne demek istediğini anlamamazlıktan gelerek.

"Seninle konuşmak bana işkence gibi geliyorda, o işkence." Dedi Zeynep kaşlarını yukarı kaldırarak.

Keremin dudaklarından sadece bir 'hah' nidası çıktı. Keremin bu sakin tavırları hayra alamet değildi. "Tamam, bir an önce başlayalımda bitsin şu 'işkence'." İşkence'ye vurgu yapmayı unutmamıştı.

"Peki başlıyorum." Dedi Zeynep, gözleriyle kağıdı tararken dudaklarından 'ığmm' nidaları çıkıyordu. Aradığını bulduğunda söze başladı. "Söyle bakalım Kerem Sayer, kaç yaşındasın?" Dedi Zeynep gayet sakin bir tonda.

"18." Diye cevapladı Kerem.

Zeynebin ona soru soran gözlerle baktığını görünce hemen sordu. "Ne?"

"Sen bana yaşımı sormayacak mısın? Yani sorman gerekiyor." Dedi Zeynep konuya açıklık getirmeye çalışırken.

"Sormama gerek yok." Dedi Kerem, yine o yamuk gülüşünü yerleştirdi suratına.

Aşk mı bu?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin