Iyi okumalar...
"Oluur." demesiyle karnına dirsek yedi Melis. 'Şom ağızlı' diye geçirdi içinden.
"Saçmalama." diye tısladı Zeynep Barışın duyamıyacaği bir sesle. Omuz silkti Melis.
"Bir şey mi oldu?." Diye sordu sırıtarak Kerem. Zeynebi zor durumda bırakmaktı amacı, veya gıcık etmek. Zeynepse duymamazlıktan geldi Keremi.
Barış ise problemin ne olduğunu anlamış olacak ki konuşmaya başladı. "Hadi Zeynep, aynı filme girelim."
Melise baktığında arzu dolu bakışlarla bakıyordu Zeynebe, belliydi, çok istiyordu Barışla aynı filme girmek.
"Şey." Diye başladı konuşmasına. "Siz girin ya,ben en iyisi eve gideyim, zaten yorgun hissediyorum kendimi." Mahçup bakışlarla Barışa bakarak konuşmuştu Zeynep.
"Ne oldu? Hasta mısın yoksa?" Diye sordu Kerem yüzünde pis bir sırıtışla. Zeynepse içten içe Kereme küfür ediyordu ama dıştan bir şey belli etmemeye çalışıyordu.
"Hakikatten Zeynep? Hasta mısın?" Diye sordu Barış.
"Y-yok değilim, a-" Diye kekelmeye başlamışken lafını kesti Barış.
"Hasta değilsen itiraz kabul etmiyorum." Dedi Barış. Zeynepse Barışın kalbini kırmamak için kabul etmek zorunda kalmıştı teklifini.
"Oleyy!" Diye sevincini dışarı kustu Melis, ama Zeynebin bakışlarını fark ettiğinde hemen sustmuştu.
"O zaman Melisle ben biletleri almaya gidiyoruz. Sizde yiyeceklerle içecekleri alın." Dedi Barış yüzündeki gülümseme ile.
Zeynep Melisin gözlerindeki parıltıları görünce "Peki." demekle yetindi, itiraz edipte huysuzluk çıkartmak istememişti.
***
"Hangi filme girmek istersin?" Diye sordu Barış afişlerle dolu olan duvarı incelerken.
"Yani bana kalsa." Son heceyi uzattı Melis. "Shrek'e girerim, ama işte o zaman Zeynep öldürür beni." Ve ardından seslice kıkırdadı.
Barış kahkaha attı. "Shreck mi? Ciddi misin?"
"Evet, ben çok severimde." Dedi Melis kolonun üstündeki Shreck afişene sarılırken.
Güldü Barış. "O kadar seviyorsan girelim Shreck'e." Sesindeki merhamet Melisi cezbederken zorla konuştu.
"Hayır, hayır." dedi Melis ellerini dur işareti yaparak ve ardından salladı ve gülümsedi. "Ben çok izledim bu filmi, bence yeni bir filme girelim. Hem siz Keremle yeni bir aksiyon filmi çıktı diye gelmediniz mi?" İşaret parmağını dudağına getirirken.
"Evette." Lafını böldü.
Gözlerini kıstı. "O zaman ona giriyoruz. İtiraz kabul etmem."
&
Keremle Zeynep ayakta dikiliyorlardı. Ne konuşuyorlardı, ne başka bir şey yapıyorlardı, sadece etrafdakileri izliyorlardı.
Uzun süre bu böyle devam etmişken Zeynep buna daha dayanamayıp konuşmaya başladı. "Senin derdin ne?" Dedi Zeynep büyük bir ciddiyetle.
Keremse ani gelen soruyula afallamıştı. "Ne?"
"Farkında mısın bilmiyorum ama biz seninle nerdeyse hiç konuşmamıştık bile!" Sinirle soldu Zeynep.
"Sorun konuşmamış olmamız mı?" 'Hep mi alayla konuşur bir insan' diye düşündü Zeynep.
"Sorun tabii kide o değil! Sorun daha sorunun ne olduğunu bilmeden böyle saçma sapan şeyler yaşamam!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk mı bu?
Teen Fiction" Bir düşmandın önce, bir engeldin. Sonra bir karın ağrısı oldun. Aklımdan hiç çıkmayan bir yüz oldun. Gözlerimi kapasamda oradaydın. Şimdi peşimi bırakmayan bir dert oldun. Aşk buymuş, kimsenin seni 'bulaşma' diye uyarmadığı bir lanetmiş meğer...
