Yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar. Yanlışım varsa şimdiden özür dilerim.
"İşte bu dosya. Tad beni bulduğunda söylediği tek şey 'Bunu bizimkiler dışında kimse yapamaz' oldu. Size güveniyor gençler" Luke dosyayı getirdiği gibi alıp okumaya başlamıştım. Dosyadaki kişiler Çete'den ayrılan insanların bilgileriydi.
"Ne yani bu pezevenkler bizden ayrılıp Prison'a mı gitmiş!" Diye bağırdı Harry. Prison günümüzdeki en büyük düşmanımızdı.
"Ulan mekanları geçtiler şimdi adamlarımıza mı göz dikti bu piç kuruları!" Okuduklarım karşısında sakin kalamamıştım.
"Öyle görünüyor" Diye mırıldandı Liam.
"Ne yapacağız?" Yılın sorusunu Zayn sormuştu.
"O Prison pezevenklerini öldüreceğim! Bizden giden piçlere ise fantezilerimi uygulayacağım!" Diye bağırdım sinirle.
"Bu o kadar kolay değil Ally, elini kolunu sallaya sallaya girip hepsini öldüremezsin. Adamlar çok güçlü. Bizim bir plan yapmamız gerek" Liam'a baktım. Londra'da kalan tek kişi o olduğu için sözüne inanmak zorunda kaldım.
"1 saat sonra Tad'in odasında buluşalım. Benim biriyle görüşmem gerek" Dedikten sonra ayağa kalktım.
"Nereye?" Diye sordu Louis.
"Eski bir dosta" dedikten sonra evden çıktım.
"Paul! Benim arabalar nerede?"
"Otoparkın -3.katında Belalı" gülümsemesinden uzun süredir bunu beklediği anlaşılıyordu. Herkesin Belalı'nın geri döndüğünü bilmesi gerek değil mi?
Otoparka ilerleyip asansöre bindim. En alt katında benim arabalarım vardı. Işığı yakıp arabalara baktım. Hepsi ilk gün ki gibi duruyordu. En sondaki kırmızı araba herkese yeterince korku salgılardı. O araba benim geldiğimi yeterince belli ederdi. Anahtarını askılıktan alıp arabaya ilerledim. Kapıları açıp bindim. Oyun başlasın o zaman!
Caddelerde tekerlek izlerimi, insanların kulaklarında tehlike sesini bırakarak istediğim yere gittim. Ani bir fren ile arabayı park ettim. Tekerlekler son çığlıklarını atmışlardı.
Arabadan inip kapılarını kilitledim. Kapıdaki görevliler suratıma bakıyordu korkuyla. Kapıyı açıp içeri girdim. Klasik sigara dumanı 3 senedir aynı yerini koruyordu. Sisli ortamdan bir an önce uzaklaşmak için sol tarafa doğru yürüdüm. Kapıya yaklaşmıştım ki, görevli önümü kesti.
"Buraya giremezsiniz patronun izni olmadan" Kafamı kaldırıp gözlerine baktım ve alayla güldüm. 3 senedir yapmadığım şeyi yapacaktım.
"Ben kaslı vücudunu parçalara ayırmadan önümden çıkman senin için çok iyi olur" bir süre donuk kaldı sonradan vücudu irkildi ve önümden çıktı. Gülerek kapıyı açtım ve içeri girdim.
"Naber Peter?" Beni görünce şaşırmıştı haliyle.
"Allison! Dedikodular dolaşıyordu ama inanamamıştım kızım hoş geldin" Yanıma gelip bana sarılmıştı. Tad'in cenazesine katılmadığım için beni görmemesi doğaldı. Şu 3 günde arabayla gezmek ve evde ağlamak dışında bir şey yapmadığımı da sayarsak, Belalı'nın gelişinin sadece bir 'dedikodu' olması çok mantıklıydı.
"Hoş buldum Peter"
"Otursana, ne söyleyeyim sana ne içersin?" Derken kahverengi deri koltuğuna oturdu. Masanın karşısında sağında ve solunda duran koltuklardan birine de ben oturdum.
"Bir şey içmeyeceğim Peter. Aslında ne isteyeceğimi biliyor olmasın" Kaşlarını çatıp suratıma baktı. Bir şey bilmiyor olamazdı değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çete 2 || Küllerinden Doğuş
FanfictionLondra'dan çok uzun bir zaman uzaklaşmış bir genç kız. Bir zamanlar şehir efsanesi olan bu genç kızı, en sevdiği şehirden ne uzaklaştırır? Aklınıza direk bu soru geldiyse eğer dostlarım, üzgünüm doğru soru bu değildi. Bir zamanlar şehir efsanesi ola...