Bu kitap bittiğine göre, "Şerefsizsin çünkü, yaparsın!" adlı kitabıma göz atın derim, kahkaha atacağınız yeni esprilerle dolu!Lan bana hiç araba çarpmadı. Kolum da kırılmadı hastaneye de kaldırılmadım. Bayılmadım da doğru dürüst. Hiç böyle değişik ekşınlar yok hayatımda. Ah, ah. Selam arkadaşlaaar. Nasılsınız? Ben iyiyiiim, yorumlarınız beni çok mutlu gerçekten. Hepinizin yanaklarından öpüyorum kocamaaan. Bu arada MEB'e SİTEM: "Oldu olacak çatıya keskin nişancı koy, okuldan kaçanları indirsin" abarttın kanka. :/ Neyse, bakalım. İyi okumalar canımlarım :D ♥
Melek maskesi takmış şeytanların içinde, şeytan maskesi takmış bir meleğim ben.
-POLEMİCK"Haftalığını düşürdün, Defne."
Gözlerini büyültüp, göz bebeğime kenetledi. Etraftaki sesler, kısa süre sonra kıkırtılarla bürünmüştü. Vay, bizim sümüklü buralarda fame olmuş. Sorsanız fame ne demek diye, bir şarkıcı grubu sanar. Bela mıknatısıyım adeta, nerede bir manyak görsem tak diye çekiyorum.
Defne, yavaş adımlarla geri-geri gitmeye başladı, bir-iki-üç adım. Tam üç adım. Bu ne demek böyle? "Senden ne kadar uzak, o kadar iyi pislik." Gibi bir şey mi ifade etmeye çalışıyor?
"Bu sefer değil. Bu sefer beni ezmene izin vermeyeceğim." Tek kaşımı kaldırıp, "Ne demek istediğini anlayamıyorum, dostum." Diye bir bakış attım. Tamam, sürekli laf dalaşına girerdik ama o da beni çok ezmişti. Ben içimde hiç kin taşımamıştım ama.
Birden çok hızlı koşarak üstüme atladı. Yemin ederim, ikimizde 1m arkamdaki masaya uçtuk. Üstüme bir anda atlamasıyla, iki ellerimle kollarını sıkıca tuttum. Bir anki refleks işte, Defne de öyle ince bir şey değil. Bildiğin kilolu, kaburgalarımın kırıldığını hissedebiliyordum. Masaya jet misali çarptıktan sonra birden kendimi sert mermerin üstünde buldum, benim üstümde de Defne. Hey? Hö? Bir dakika ya, Defne'nin üstünde de Didem var. Alt da kalanın canı sıkkın oynuyoruz da, benim mi haberim yok?
"Sanırım üstüne kusacağım." Dediğim de kurtulmak için bir çaba harcamıyordum. Cidden üstüne kusacaktım, tam midemin üstüne baskı yapıyordu. Bu kadar hızlı yemek yemenin verdiği karın ağrısıyla, bu sert baskı birleşince, ağzıma kadar kusma isteği gelmişti.
"Yemezler." Dedi kendini daha da göbeğime bastırırken. O sırada, Can Abi ve birkaç kişi Didem'i ablasının üstünden almaya çalışıyordu. Yok, anacım olmuyor. Öyle bir tutunmuş ki ablasına, Didem'i çekseler Defne de onunla beraber gidecek.
"Üstündeki bluzu seviyor musun?" dedim zoraki konuşarak.
"Fazlasıyla, emin ol ona zarar vermek istemezsin."
"Ciddiyim, Defne. Üstümden çekil. Yoksa bir daha giymemek üzere onu çıkartmak zorunda kalacaksın. Belki de toz bezi yaparsın, ha?"
Defne bana, "Hadi oradan, sürtük" bakışları atarak, baskısını daha da arıttırdı. Sanırım dayanamayacağım. Allah'ım sen beni affet, bu kadar insana göz kirliliği yaptık. Çok tövbe. Daha da arttırdığı baskısıyla artık karnımdaki bin türlü şey, dişlerimin arasına kadar gelmişti. Bende daha fazla dayanamadım, yediğim ne varsa Defne'nin sivilcesiz suratıyla buluştu. Canım ya, çok yakıştılar.
Onun suratına kustuğum için, biraz da benim suratıma gelmişti. Bu iğrençliğe daha fazla mideciğim kaldıramayınca, kusma isteğim bir anda alışveriş yapma isteğim gibi coştu. Ha siktir. Defne, birinin kustuğunu görünce oda kusuyormuş. Böyle huy mu olur bebeğim? Keşke baban peçeteye boşalsaydı Defne. Ama Defne'nin bir an için zayıflamasına yardımcı oldum. Yemin ederim her tarafım kusmuk oldu, çevremdeki insanların, "Iy, öy, iğrenç," diye söylenme seslerinden sonra nihayet Can Abi, iki kaslı çocuk ve üç görevli bizi bu rezalet durumdan kurtardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
He, sen çok biliyon
Teen Fiction"İrem, gelip şuraya elimi tut! Düşeceğim diyorum sana." Aaah, lanet merdivenler. "Altına bez de bağlıyayım arzu edersen kraliçemiz? Güzelim çocuk kaçıyor hadi, kamon." Geri zekalı İrem. Burada geberip gitsem; eminim ki randevu için cenazeme 3-5 çoc...