Hikayenin diğer yarısı...
Can ile birlikte filmin gösterildiği odaya doğru ilerlemeye başladık. Acaba canı neye sıkkındı? Ay, acaba Ceylan geri zekalısı, "14 yıldır kardeşiz, her şeyimizi biliyoruz. Artık sırası değil mi bebeğim?" deyip, Can'cağızımın dolgun dudaklarına mı yapıştı yoksa? Saçmalama, Morruj! Pis paranoyak!
Kapının önünde dikilen görevliye, biletleri okuttuktan sonra salonun içerisine geçtik. Salon bildiğiniz villa, üç kat yemin ediyorum. Başlıkta bir merdiven var, çık çık bitmiyor.
"Agh!" Bilin bakalım, ne oldu? Zor değil! Ayağım her zamanki gibi boşluğa takıldı. Böyle yerler görünce, takılmadan geçemiyorum. Süper fantezilerim var. Can, belimden tutarak dengede durmamı sağladı. Ya, sevgi pıtırcığım ben sana neden hep rezil oluyorum? Açıklar mısın biraz? Peki ya, Doğa Kanunu, sana sesleniyorum! Onca insan varken, tatlım neden ben rezil oluyorum?
"Ayaklarımı yerden kestin, Can." dedim, gülümseyerek.
"Bunun farkındaydım, herkesin içerisinde yapmana gerek yoktu." Aa! Gıcığa bak! Farkındaymış. Hiçte bile! O benim geleneksel sakar özelliğimden sadece küçük bir kısmı. Seninle alakası da olabilir, ama yok bana ne!
"Hiçte, bir kere!" dedim, kaşlarımı çatarak. Gülümseyerek belimi bıraktı ve oturacağımız koltuğa doğru yavaşça iktirdi. Koltuğa iyice yayıldıktan sonra, ayaklarımı hemen önümdeki koltuğa uzattım.
"Morruj, ne yapıyorsun sen?!" diye tıslayan benim biricik arkadaşım Gaye'ydi.
"Ne var be? Sinemanın önündeki tabela da, 'Eviniz de hissedeceğiniz rahatlık' yazıyordu. İşte, böyle yaparak evimde hissediyorum!"
"İndir bacağını geri zekalı!" dedikten sonra, ayaklarıma kocaman bir yumruk çarptı. Acıdan inleyerek ve ağzımda bir kaç küfür savurarak ayaklarımı yere indirdim. Ben en kısa zamanda arkadaşımızı değiştireyim bari, beni kendim olarak kabul eden birisi lazım bana! Gerçi, o zaman da kimse hatalarımı düzeltmez. İyi, iyi. Gaye şuanlık iyi. Ama gine de, yeni insanlarla tanışayım kiiii, nefret ettiğim insanlar değişsin.
Düzgünce oturduktan sonra, biraz önce ayağımı uzattığım koltuğun yanına çok tatlı bir çift oturdu. Kıskandığımı mı zannediyorsunuz?! Bence, doğru zannediyorsunuz. Çok tatlılar yağağağa. Çocuk, kızın elindeki çantayı taşıyor. Gerçi evlenince, kıza kat kat valiz taşıttıracak haberi yok garibim. Kız, koltuğa oturduktan sonra çocuk hemen yanına oturdu doğal olarak. Kızın yanağını hafifçe dişledikten sonra, gülümseyerek geri çekildi. Beni ısırarak seven tek canlı, sivri sinek. Bu kızın ayrıcalığı ne?! Basın gidin önümden pislikler! Bu kıskanç düşüncelerimin arasından beni, Gaye'nin aşk dolu sesi kurtardı. Sıçtık, yemin ediyorum sıçtık.
"Aa, Çağır... Gözlerin ne kadar güzel! Hangi renk?" dedi, Gaye heyecanla. Göz işte oğlum, sana ne hem ya?! Daha demin çocuk sevgilin yüzünden dayak yedi. Bismillahirahmanirahım. Geri zekalı kız! Pis abaza!
"Ela, ya senin?"
"Zenan!" Iıııyy! Ağlayacağım. İmdaaattt! Kurtarın beni! Bu iğrençliğe daha fazla karşı koyamacağım. Gaye'nin başını duvarlara sürttürmek istiyorum şuan da! Çağır, ağzı açık kalmış bir şekilde yaklaşık bir saniye baktıktan sonra, görünüşünü düzeltti ve yarım ağız gülümseyerek kolasından bir yudum aldı.
Gaye'nin kolunu dürtükleyerek kendime çektim, "Artık seninle muhattap olmayacak, anlıyor sen?"
"Anlıyor, ben!" dedikten sonra, kollarını elimden kurtararak önüne döndü. Yarım ağız gülümsedikten sonra, mısırımdan bir tane alıp, havaya fırlattım. Gel bakalım mısırcık, ağzıma gel! Hoooppp! Hey?!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
He, sen çok biliyon
Novela Juvenil"İrem, gelip şuraya elimi tut! Düşeceğim diyorum sana." Aaah, lanet merdivenler. "Altına bez de bağlıyayım arzu edersen kraliçemiz? Güzelim çocuk kaçıyor hadi, kamon." Geri zekalı İrem. Burada geberip gitsem; eminim ki randevu için cenazeme 3-5 çoc...