He, sen çok biliyon

Özür dileyince, geçmiyor

Şerefsizsin çünkü, yaparsın! adlı hikayeme de göz atabilirsiniz, benzer türden ve esprilerle dolu!

En büyük aptallığım, her yüzüme gülen dost sıfatlı hayvanların yüzüne, gözüne dalmayışım.

-TALADRO

Çoğu insan için vaz geçilmezdir; cam kenarı, kulaklık, sevdiğin müzik ve yolculuk. Harika! Cümle baştan sona huzur kokuyor resmen. Çünkü orada, sms yok, whatsapp yok, konuşacak insan yok, sevdiğin müziklerin içlerindeki sözlerine dikkat ediyorsun.

Ve ağzından; "Ohaa daha önce nasıl duymadım lan," gibi cümle çıkıyor, hadi hadi bilmiyoruz sanki. Boşuna demem, mutluyken şarkıyı, yalnızken ve üzüntülüyken sözleri dinlersin diye. Filozof gibi kızım mübarek. Kendimi övmeye hiç gelemiyorum, gamzelerimden bahsetmiş miydim? Eheh. Bu arada kıskanmayın, gamzeler kusur, yüz hatlarının kısalığından meydana çıkıyorlar. Bende de 4 tane var yani, keseme bereket.

Sabah, "12:05"

"Canım çok sıkılıyo yea, çok yalnızım." diye yaz tatilinde mızmızlanıyordum, evi akraba ordusu bastı. Yemin ederim, 3 gündür hizmet etmekten ciğerim çıktı yerinden gidiyor odamda yatıyor garibim. Ben dinlenemedim bari o dinlesin, canım ya. Birde ondan öncesi "Bayram Temizliği" minicik toz görünce benim sevimli anneciğim, birden cadılar kraliçesine dönüşüyor. Desibelleşiyor kadın,

"Morruj, o toz ne orada! Ne biçim kızsın sen?! Yarım yamalak yapıyorsun her şeyi, üstünden birde ben geçiyorum!" 3910391 desibel yemin ederim, karşı komşuyu bırak, yok apartmanıda bırak, yok mahalleyi bırak demiyeceğim o abartılı olur. Mahalle duyuyor benim beceriksizliğimi. Evde kalmaya yaklaşığım zaten, evde değil odada bile kalırım bu gidişle.

"Anneeea yea, madem sen ikinci kez geçiyon ben niye siliyom ya?"

"Sus anneye cevap verme! Dil pabuç gibi!"

"Hayır, normal uzunlukta." Burda terlik yemedim hayır, bildiğin vazo yedim. O duvar kenarında boş boş duran vazonun hep neden durduğunu merak etmişimdir. Bir fırlattı ama aşağı eğilmeseydim ne olacaktı? İşte orasını Allah bilir.

Eve bir geldiler, o minnak minnak bebeler zaten beni çıldırttı. Yahu leptopuma el koydunuz, ee mübarekler elimdeki telefondan ne istiyorsunuz?!Allahtan, annem iki gün sonra çıldıracağımı anladı da, beni ultrasüperaktif kankisinin yanına yolladı.

Kadın, 45 yaşında. Senden benden manyak. Hani bazı egoist manyaklar, veya; "Millet ne der?" düşüncesiyle eğlenemeyen insanlar varya, onlara acıyorum lan arada. Gelin bizle eğlenin yüzüne vandetta maskeleri takarız kız. Saadet adı, göğüs kanseri. Ama hayata benden daha fazla tutunuyor kadın, Allah şifa versin.

"Gel kız, arabayla gezelim."

Kolumda saat olmadığı için, telefonumu çıkardım ekranına boş boş baktım ve geri cebime koydum. Saate bakmayı unutmuşum, geri zekalılıkta üstüme yok. Bu sefer geri zekalı olduğum anlaşılmasın diye çaktırmadan duvardaki saate baktım, "23:05"

"Ne yapcaz bu saate, Saadet teyze?"

"12 diyince kimse tutamaz beni. Hadi, gidelim."

"45 yaşında insanla nasıl eğlencem ben yea?" diye düşünmekten beynimde kalan son 3 hücre de vefaat etti.

Arabaya bir bindik, NO! Hızlı gitmiyoruz. Gayet yavaşız. Hızla alakası yok, çantasından çıkardığı 1 lt're kolayı yoldan geçen çifte, dök! Bildiğin fırlattı, döktü! Ağzım açık, gözlerim fırıldaklamış bir şekilde benim yaş grubumdan daha manyak olan teyzeme baktım.