He, sen çok biliyon

KISKANÇLIK = KAYBETME KORKUSU = DİBİNE KADAR AŞK

"Ne zaman gelecek?" diye sitemleriniz ve ona göre küfürlerinize başım eğik.

Bakma öyle, kıskanır geceler.

-TALADRO

Can, yumruğun etkisinden sarsılarak, sandalye ile birlikte yere düştü. Kimin attığı umrumda değildi! Sandalyemden kalktığım gibi, Can'ın yanınına çömeldim.

"İyi misin?" dedim, endişe ile. Can, sağ eliyle, sol gözünü ovarken istemsizce sırıttım. Çok tatlıydı. Neler düşünüyorsun, Morruj?! Pardon, sapık Morruj! Kendine gel!

"Sağlam vurdu, it herif." dedi, ayağa kalkma çabasına girerek. Ondan önce ayağa kalkarak, elinden tuttum ve ayağa kalkmasında yardımcı oldum. Tamam, her insan hata yapabilir. Önemli olan, bana ve sevdiklerime yapmaması! Arkamı döndüğümde, Çağır'ın boşluğuna atılan bir tekme ile yere savrulduğunu gördüm. İstemsiz olarak gözlerimi devirdim. Erkeksiniz oğlum siz. Biraz güçlü olun, hiç mi kavga etmediniz?

Gaye, hızla sandalyesinden kalktı ve istemsiz olarak çıkan, "Hiii!" sesi ile kulaklarımın pasını sildi. Cingen Akedemisine mi gittin kızım? O nasıl bir ses. Annemin sinirliyken çığırmasından bile fazla.

Adını bilmediğim şahıs, Gaye'nin sesi ile kendine gelirerek bakışlarını Gaye'ye yöneltti.

"Seviyorsan üzme, sevmiyorsan oynama! Söyle hangisi?!" dedi, ne oluyor oğlum?

Gaye, çocuğun yönelttiği soruya cevap olarak sadece sustu.

"Sevmiyor muydun?" dedi, çocuk. Gözleri dolmuştu. Anladım! Çocuk, Gaye'nin sevgilisi! Ama hangisi? Gaye, elini yumruk yaptıktan sonra çocuğun gözlerinin içine baktı.

"Sevmeye çalışıyordum!" dedi, sesi titrek çıkmıştı. Gaye, bir erkekten mi korkuyordu? Tamam, bu gayet normal. Çünkü çocuk herkül gibi!

"Ulan..." çocuk, derin bir nefes alarak devam etti. "Sen, sevmediğin biriyle çıkacak kadar kaşar, sevmediğin birine seni seviyorum diyecek kadar yüzsüz, yine de sevgiline yalan söyleyecek kadar karaktersiz ve sevgilini aldatacak kadar orospusun!" dedi, tek nefeste. Bu duruma göre, bu cesur şahsın adı, Kenan. Haklı mıydı? Evet. Ama benim en yakın arkadaşıma bunları söylemesine izin mi verecektim? Verdim bile. Fakat söyledikten sonra tepkisiz mi kalacaktım? Kesinlikle hayır!

Çocuğun yanına bir adımda gittim, "Sen kime orospu diyorsun, geri zekalı?!" diyerek çocuğu ileri ittirdim. Oğlum, yardım edin lan! Burada güvenlik görevlisi, garsonlar, cesur çocuklar yok mu? Dayak yiyeceğim! Can nerede ya?! Arkamı dönemiyorum, onlardan yardım istediğim anlaşılsın istemiyordum. Güçlü görünmek istiyordum.

Kenan, sinirle yanıma gelerek salınık saçlarımın en dibinden tuttu, Gaye'nin yanına neredeyse sürükleyerek getirdi ve onunda saçlarından tuttu. Başımızı, birbirimizle tokuşturuyordu! Hayvan! Psikopat herif!

İkinci kes tokuşturduğunda, Can çocuğu hızla itti.

"Borcum var..."

"Ne borcu lan?" dedikten sonra, Can çocuğun sol gözüne mükemmel bir yumruk indirdi.

"Bu." diye hırladı. Arslanım benim be! Nasıl güzel vurdun öyle?! O değilde, çevreden kimse yardım etmiyor. Sinemamı çekiyoruz, geri zekalılar?!

"Oğlum, kafanın içerisinde beyin yok. Nasıl bu kadar sert?" dedi Gaye eliyle kafasını ovarken. Gözlerimi abartılı bir şekilde devirdikten sonra omuz silktim. Onunla daha sonra hesaplaşacaktım. Çoğu kez bir erkekle kavga etmiştim. Ama bana hiç vurmamışlardı.

"Ulan Gaye... Senin yüzünden kaçıncı kez dayak yiyişim bu?" dedim, sinirle.

"Sinirlenince çok sexy oluyorsun." dedi, gülümseyerek. Vallahi bu kız mal. Böyle bir durumda bile Polyanna geni yemiş gibi davranıyor.