İnat mısın, yoksa günah mı?-SANCAK
"Hadi, çekimlere geçelim!" dedi, Bayan Sır. Topuklarının üzerinde dönerek, yanıma doğru yavaş adımlarla yürümeye başladı.
"Morrujcuğum, canlı yayına gireceğiz, ona göre davranmanı öneriyorum..." Derin bir nefes aldıktan sonra devam etti, "Ukalalık yapmamaya özen göstermelisin." dedi.
Haha, tabiiki de ukalalık yapacaktım! Ben bunun için doğmuşum, dünyaya geliş amacım bu bence. Hiçbir şey söylemedim.
"Kara Ali Oğlan Parkına gideceğiz." dedi, bir solukta. Başımı onaylarcasına salladıktan sonra, Ajans'ın, garajına inmek için asansöre doğru hızlı adımlar atmaya başladım, zemin kata bastıktan sonra, bir yerden, "Dj Blend - Clup Mix" adlı müziğin geldiğini duymaya başladım. Kim bu zevkli insan? Dur bakayım... Niye herkes bana bakıyor lan?
"Morrujcuğum açsana telefon numaranı, burada kafamıza maske geçirip dans etmemizi mi bekliyorsun yoksa?" dedi, Gaye olabildiğince kibar davranak. Aaa! Unutmuşum ben onu ya. Sabah müziği değiştirmiştim, hehe o zevkli kişi benmişim. Hadi gine iyiyim.
"Aa, tabii ya." hızla elimi cebime attığımda, derime işlemiş - hatta yapışmış olan pantalondan cep telefonumu çıkarmaya çalışıyordum. Ööh! Olmadı. Ha gayret, hadi olacak! Hadi bebeğim, yapa bilirsin! Sonunda! Waypaat! Has siktir, arayan annem.
"Efendim anne?"
"Neredesiniz, hanım efendi?"
"Uzak diyarlarda."
"Hadi ya, giderken üşenmediniz mi hanım efendi?" Annemin bu günlerde laf sokma yeteğini, bir yıldız daha atlamış.
"Nayn tatlım, şöför bizi götürüyor." dedim, ciddiyetimi takınarak.
"Ne saçmalıyorsun Morruj?"
"Saç maranmaz; taranız anne."
"MORRUJ!"
"Aman, tamam be. Espiri yapılmaya gelmiyor sana da, ne atarlı kadınsın. En sevdiğin çocuğun canlı yayına çıkacak."
"Ablan neden canlı yayına çıkacak ki?" dedi, kıkırdarken.
"HAHAHA! Şakacı şey seni. Meşgül etme beni anne, kızın ünlü olacak!"
"Yaa, pabucumun ünlüsü neyse, ben Özsar Teyzen ile alışverişe çıkacağım."
"Tamam, anne kapat artık!" dedikten bir kaç saniye sonra, telefoncuğumdan gelen "dıd, dıd, dıd" sesi ile annemin bana trip atıp, atarlandığını anladım. Burada ergen benim anne! Sana ne oluyor?!
O değilde, annem alış veriş mi dedi? Vay şansıma sıçayım, sıçılacak şans da yokki tövbestafurullah ya. Yalnız, annemin alış veriş mantığı: "Ceket almaya diye çıktım, çok güzel bi elbise gördüm... O yüzden ayakkabı aldım." Süt almaya çıkıyorum diye, koltuk takımı aldım diye bilir.
12 katı arkamızda bırakarak, garaja sonunda gelebildik. Bayan Sır, önden giderek otobüsün yolunu bulmamıza yardım etti. "Binin bakalım."
Kafamı yerden kaldırdığımda, minicik bir taksicik olduğunu gördüm. Dudaklarımı büzerek Bayan Sır'a doğru baktım.
"Matematiğiniz okul yıllarında iken, kaçtı acaba?" 7 kişiyiz lan, 7! Bayan Sır, ben, iki kameraman, muhabir, yardımcı kişi, Gaye... Ve Gaye'nin koca götü. Aha, 8 kişiyiz. Nasıl sığacağız?
"Önemli bir haber için, Ajans Yönetim'i büyük bir ekipi Aksu'ya gönderdi. Otobüsle beraberinde."
Her birimiz için ne kadar boktan bir durum olsa da, paşa paşa taksiye bindik. İlk önden, muhabir ile iki kameraman bindi, bir baktım taksinin sağı hava da, solu aşağıda kalmış. Hahaha! Allah belanızını vermesin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
He, sen çok biliyon
Teen Fiction"İrem, gelip şuraya elimi tut! Düşeceğim diyorum sana." Aaah, lanet merdivenler. "Altına bez de bağlıyayım arzu edersen kraliçemiz? Güzelim çocuk kaçıyor hadi, kamon." Geri zekalı İrem. Burada geberip gitsem; eminim ki randevu için cenazeme 3-5 çoc...