İsimsiz bir çıkmaz sokaktan geçiyordu o gece kadın.
Geçen birçok gece de olduğu gibi.
Geride bıraktığı yola bir kere bile bakmadan ilerliyordu,
Zifiri karanlığında gecenin.
Adımları kaldırım taşlarını döverken.
Biraz ürkek, biraz telaşlı...
Soğuk duvarlara çarpıyordu,
Yürek yangınında ısınan nefesi.
Ve birden bire karşısında buldu;
Yıkmak istediği kafesi.
Göz göze geldiler ve sustular ilk önce.
Derin bir sessizliği kucakladılar göz göze.
Kadın gülümsedi ve dedi ki;
Beni azat et...
Yoruldum artık.
Gönlümde kurduğun saltanatı yık da git.
Al gözlerimden seni.
Beni kendi ıssızlığıma bırak.
Ve adam da gülümsedi.
Bakarken göz bebeklerinin içine içine...
Bir inceden soluk çekip,derinlerde bir yerlere,
Dedi ki beni affet...
Ellerin ellerimi prangalamaktan vazgeçtiğinde,
Gönlün şu yaralı gönlümü terk edip gittiğinde,
Seni azat edeceğim.
Ama sevdiğim;
Gözlerin gözlerime böylesine tutsakken,
Gözlerim gözlerine böylesine tutsakken,
Beni affet...
Affedemiyorsan şayet...
Önce sen azat et...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞİYAN
PoetryHayat insanı sürükleyip duran bir rüzgardır...Bazılarımız rüzgara karşı koyup hayata tutunmaya çalışırken bazılarımız da bu rüzgarda savrulup gidiyoruz..Ben de bu rüzgarın beni sürüklediği limanlardan ve düşlerimden kopardığım anıları getirdim sizle...