Bölüm bildirisi yerine bu bildiriyi görmek belki hoşunuza gitmeyebilir çünkü her seferinde bu siyasi bir hikaye değildir diyorum. Hala da aynısını söylüyorum. Hiç bir ideolojik kavramı benimsemeyen bir insanım ama 6 Mayıs gecesi bana hayatıyla ilham veren Deniz ve kalemiyle bana ilk defa tarihi bir hikaye yazdıran Can Yücel'e bir bildirim çok görmezsiniz değil mi?
Deniz'i sevmek ya da saygı duymak için onunla aynı düşünceleri paylaşmanın gerekmediğini düşünüyorum. Hiç bir ideolojik kavramı desteklemiyorum tıpkı parti desteklemediğim gibi... Ve tüm bunlarla beraber 70'lerin ortasında bir aşkı yazmaya çalışıyorum. Karakterlerim bile benimle aynı düşünmüyor ama ben onları da çok seviyorum. Deniz'in cesaretine, zekasına ve duruşuna hayran olan kalbimle yazıyorum.
Ve;
Hiçbir annenin Mukaddes Gezmiş gibi günlerce ağlamadığı, Cemil Gezmiş gibi evladının boynundaki ip yüzünden oluşa morarmaları görmediği zamanlar diliyorum.
Vicdan diliyorum, nefes alan her bir canlı için...
"Tabure masadan düştü yere. Deniz'in ayakları masaya değdi; tabanlarıyla basamadı ama uçları değdi masaya... Anlaşılan Deniz'in uzun boylu oluşunu hesaplayamamışlardı.
Bu durum, görevlilerde şaşkınlık yaratmıştı.
İnfaz savcısı, "Masayı çekin altından!" diye bağırdı
Masayı çektiler.Saat tam 01.25'ti.
Gitmişti Deniz..."
Abim Deniz / Can Dündar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Solumdaki Devrim [Tamamlandı]
General FictionBir rüya gördüm, baba. Bir tarafı uçurum diğer tarafı sen. Nereye gideceğime karar vermek çok zor geldi. Karnımda o uçuruma dair küçük bir iz vardı. Ben ona aittim. O da bana... Bir sana baktım bir de uçurumun güzelliğine. Senin güvenli kollarını...