17

7.9K 599 195
                                    

Ertesi gün okul, her zaman olduğu gibi işkenceydi. Üstüne üstlük değerli matematik hocam bir de etüt yazmıştı. Herkes evine giderken ben okuldaydım.

Derslerim iyiydi ama adam bana kafayı taktığı için bir gün göremese ertesi gün mutlaka etüt yazıyordu.

Kantinde etüt saatimi beklerken karşımdaki sandalye çekildi. Oturan kişiye baktığımda Jimin'i gördüm. Önüme bir bardak kahve koydu.

"Aslında kendime almıştım ama seni bu halde görünce daha çok ihtiyacın olduğunu düşündüm." Benimle birlikte o da güldü.

"Sağol." Grupta Suga'dan sonra kendimi en yakın hissettiğim kişi Jimin'di. Eğer benden hâlâ hoşlanıyor olsaydı arkadaşlığımız bozulmuş olacaktı. Fakat çoktan bu konuyu halletmiştik.

En azından benim açımdan hallolmuştu. Onunda artık böyle bir şey düşünmediğini umuyordum.

"Senin ne işin var burda?" diye sordu.

"Etüt," dedim kısaca. "Sen?"

"Suga'yı bekliyorum," dediğinde nedenini sormak için ağzımı araladım ama sonra vaz geçtim. Birkaç gündür okula gelmiyordu. Devamsızlığı önemsemiyordu sanırsam.

Bir saniye. Suga'yı bekliyordu. Eğer birazdan buraya gelirse domateslere taş çıkaracak bir performans sergileyeceğimi bildiğimden hemen oturduğum yerden kalktım.

Onunla karşılaşmak istemiyordum.

"Şey.. Geç kalacağım, ben gitsem iyi olur. Sonra görüşürüz," dedikten sonra yanından ayrılıyordum ki duyduğum sesle durmak zorunda kaldım.

"Sanırım matematik etütünü iptal ettirdiğim için bana borçlandın."

Suga?

Arkama döndüm ve göz göze geldik. Utanma işlemini sonraya erteledim.

"Gerçekten etütümü iptal mi ettin? Ah, çok teşekkür ederim!"

Gidip sarılmak istiyorum. Hatta gidip sarılacaktım. Bir adım attıktan sonra tam vaz geçiyordum ki o da bir adım attı. Kollarını bana doladığında bende karşılık verdim.

Bu kadar yakın olmanın verdiği garip hisle birlikte ayrıldığımızda Jimin'in masadan gittiğini fark ettim.

Yanlış bir şey yapmamıştım, değil mi?

Tekrardan gülümsedim.

"Bana borçlandın, farkındasın değil mi?"

İçimden 'öküzsün' diye haykırmak geçsede suratımı asarak başımı salladım.

"Öyleyse senden bir şey istiyorum." Duraksadı. "Beni abinle tanıştır."

Gözlerimi mümkün olduğunca pörtlettim. Ne istediğini farkında mıydı?

"Saçmalıyorsun," dedim şaşkınlığın tonunu sesime yansıtarak.

"Yoksa evinize gelirim. Annenin beni kovacağını hiç sanmıyorum, iyi anlaşıyoruz." Yüzüne muzip gülümsemesini yerleştirdi.

"Hey, beni tehdit edemezsin!"

"Seni tehdit etmiyorum, hatırlatırım o iğrenç matematik etütündense bunu yapman daha mantıklı." Kafamı şiddetle iki yana salladım.

"Tek kelime Suga. Hayır. Şimdi etüte gidiyorum." Arkama döndüğümde kolumdan tuttu.

"Cidden deli olduğunu düşünüyorum. Alt tarafı tanışacağız. Neden abini dövecekmişim gibi davranıyorsun?"

"Senden hoşlandığını sanıyorum," dedim boşuna çabaladığımı hissederek.

"Amacım da benden hoşlanmasını sağlamak."

O an aklıma gelen şey hiçte normal bir şey değildi. Söylememeliydim. Dilimi tutmalıydım. Ama lanet olsun ki söyledim.

"Gay misin Suga?! Abim için beni mi kullanıyorsun?!"

İşte o an bana bu güne kadar atmadığı en boş, sert, garip ve ilk defa bu kadar çok korkutan bakışı attı.

Siz söylemeden ben söyleyim; geri zekâlının tekiyim.

"Bazen neden yaşadığını sorguluyor musun?"

Her zaman.

Beni utançtan konuşamayacak duruma sokan o bakış hâlâ üzerimdeydi.
En sonunda kafasını başka yöne çevirdiğinde bakışlarından kurtulmuştum. Kısa bir açıklama getirmeliydim, değil mi?

"Bana abimin senden hoşlanmasını istediğini söyledin. Akla ilk gelen şey-" Lafımı yarıda kesti.

"Ara abini, bir yer söyle oraya gelsin." Onu daha fazla sinirlendirmeden telefonumu çıkardım ve abimi aradım. İkinci çalışta açtı. Ona Suga'yla dün gittiğimiz pastaneye gelmesini söyleyip kapattım. Okulu bittiği ve sıkıldığı için hayır demedi.

Bizde daha önce bindiğim ve olay olan Jimin'in motorsikletiyle hızlı bir şekilde geldik. Okulda etrafıma bakınsamda Jimin'i görememiştim. Bir anda yok olmuştu.

Abimin gelmesini beklerken Suga telefonuyla uğraşıyordu. Bense neden yaşadığımı sorguluyordum.

Abim nihayet gelebildiğinde ilk Suga, sonra benle göz göze geldi. Bakışları sertleşsede pek belli etmeden yanımıza gelip karşımızdaki sandalyeye oturdu.

"İkimiz olacağız sanıyordum," dedi bana bakarak. Böyle yerlere hep ikimiz gelirdik. İlk defa üçüncü bir kişi getirmem, bu kişinin erkek olması ve bu erkeğinde Suga olması onu biraz şaşırtmış olmalıydı. Ben cevap veremeden Suga konuşmaya başladı.

"Tanışmamız hoş olamadı, biliyordum. Beni takip ettirip benden soğuması için Shin'e gösterdiğini de biliyorum. Sadece bundan sonra böyle şeylerin yaşanmamasının senin açından en iyisi oluğunu söylemek istedim. Bunlar yaşanmamış gibi davranalım. Bundan sonra sevgilimle bana karışmazsan iyi olur."

Son cümlesini algılamam biraz uzun sürmüştü.

Sevgilim mi demişti o?!

***

Şöyle bi yb iyi olur dedim shasgshsjd

Oruç kafayla anca bu kadar oluyor maalesef 😂

13K için teşekkür ediyorum ve yorumlarınız için de 😽

Bundan sonraki bölümleri uzun atmaya çalışıcam, umarım beğenirsiniz..

Yorum yazmayı unutmayın 😽😽

sugar • mygHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin