Tüm gün baş ağrısıyla geçmişti. Nihayet zil çaldığında hızlıca toparlanıp sınıftan çıktım. Hareket etmemin etkisiyle başım daha çok ağrırken bir daha asla uykusuz kalmayacağıma yemin ettim.
Bahçede kalabalığın arasından ilerlerken biri omzuma dokundu. Yine mi Jimin... "Ne var Jimin?" dedim soğuk olmaya çalışarak. Ona yaptığı şey yüzünden kızgındım. Beni ilgilendirmesede vahşice davrandığı şey bir insandı ve daha düzgün davranabilirdi.
"Bugün benden korktun mu?" dedi ana kapıdan çıkarken. "Korkulmayacak gibi değildin," diye cevap verdim.
"Sınıfta olduğunu bilseydim daha dikkatli olurdum." Kim? Jimin mi dikkatli olacaktı? Kahkaha attım. Kaşlarını çatıp bana bakınca, "Umrunda bile olmazdı, yalan söyleme," dedim. Derin bir nefes aldı. "Siz kızlar değer verilecek varlıklarsınız. Sizi incitmek canımı acıtıyor," deyip çapkınca güldü. Tepkisiz kalırken, "Hadi ama! Aramızı düzeltmeye çalışıyorum," dedi. Olduğum yerde durup ona döndüm. "Neden?" dedim. Gerçekten 2 yıl boyunca yüzüme bile bakmayan insan bu yıl neden peşimde dolanırdı ki? Cevap vermeyince, "Suga, değil mi?" diye mırıldanarak yürümeye devam ettim. Tam bir bela olmuştu başıma. Hızımı arttırmış bir şekilde yürürken kolumdan tutup durdurdu. "Seni bir yere götüreceğim."
Oldu canım, al istediğin yere götür.
"Götürmeyeceksin, bırak kolumu," diyerek çırpınmam fayda etmemişti. Geldiğimiz yerin tersine doğru sürüklenirken aklıma gelen her türlü küfürü sayıyordum. Güçlüydü ve kolumu sıkı tutmamasına rağmen kurtulamıyordum. En son birkaç tane motorsikletin yanına geldiğimizde kolumu bıraktı. Fırsattan istifade geriye dönüp gidiyordumki bu sefer çantamdan yakaladı. "Seni tanımıyorum Jimin," diye tısladım.
"Umrumda mı?" Sinir bozucuydu. Sinirimi bozuyordu. Tam bir lanetti.
"Nereye götüreceksin?" Kabullenmiştim. Elinden kurtulmam pekte mümkün değildi. Beni kaçırıp kötü şeyler yapmayacağına göre tehlike arz etmiyordu.
Bir saniye. Neden bu kadar emindim?
"Eğer sana kötü şeyler yapacağımı düşünüyorsan köşedeki parka gidelim. Tamam mı?" İşte bu içimi rahatlatmıştı.
"Köşedeki park," deyip çıkışa yürümeye başladım. Park zaten kalabalık olurdu. Orada herhangi bir risk alamazdı.
"Seni havalı motosikletimle gezdirecektim," dedi. Hah! Çok meraklıydım sanki. Yüzüne boş boş baktım. "Ne? Tüm kızlar bunu ister."
"Umrumda değilsin," dedim parka girerken. Tahmin ettiğim gibi kalabalıktı. Biraz daha ilerledikten sonra banklardan birine oturdum. "Çabuk ol, işlerim var."
"Ne işin var?" 'Sana ne' demek gelsede içimden "Önemli olan birkaç şey," dedim ve dayanamayıp "Ayrıca seni ilgilendirmiyor," diye ekledim. İçimden ne geçiyorsa söyleyebilirdim. Derin bir nefes verip yanıma oturdu ve telefonunu çıkardı. Telefonda bir şeylere uğraşırken iyice sıkıldığımı hissettim.
"Ben gidiyorum." Ayağa kalkıp yürümeye başladım. Tam ikinci adımı atacaktım ki, parka adım atan bir Suga ve yanında iki çocuk gördüm. Suga'nın bakışları ilk Jimin'i sonra beni buldu. Yandaki iki çocuğunda bana baktığını hissedebiliyordum. Ben ise sadece Suga'ya bakıyordum. Bize doğru yaklaşmaya başladılar.
"Neden buraya geliyorlar?" dedim Jimin'e bakıp.
"Seninle konuşacakmış." İçime endişe, korku karışımı bir his yayılırken düşüp bayılacak gibi hissediyordum. Bir metre ilerimde durduklarında ne yapacağımı bilemeyip bende bir adım geriye gittim.
Suga sadece bana bakıp konuşmazken sağındaki kahverengi saçlı çocuk elini kaldırıp "Ben Tae," dedi. Ona baktım ama konuşamadım. Diğer taraftaki daha koyu renk saçlı çocuk, "Jungkook," dedi. Sakin ol ve konuş.
"Bende Shin Hyo. Memnun oldum, görüşürüz." Görüşürüz mü? Kafama yumruklar indirerek kendimi öldürmek istesemde laf ağızdan çıkmıştı işte. Bilinçli olarak söylememiştim. Sağıma dönüp tedirgin adımlarla yürümeye başladım. Beni durdurmalarını istemiyordum.
Parkın çıkışına geldiğimde derin bir nefes aldım. Resmen 50 metrelik yolu nefesimi tutarak yürümüştüm. Bir şey dememelerine şaşsamda şanslı olduğumu düşünüp daha hızlı yürümeye başladım. Daha bunun yarını vardı. Ve birde dershanesi.
Yah! Nasıl unuturdum! Bugün dershane vardı. Elimle kafama vurduktan sonra koşar adımlarla yürümeye başladım. Bu dalgınlığım yüzünden başıma çok kötü şeyler gelecekti. Evime giden sokağa saptığımda arkamdan tanıdık bir ses duydum.
"Konuşmamız gerekiyor." Ses Suga'ya aitti.
---
Kurguda tüm grup üyeleri aynı yaşta.
Yorumlarınız değerli :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sugar • myg
Fanfiction"Benimle neden uğraşıyorsun?" diye sordum. Okulun en göze batmayan kızıyla neden uğraşıyordu? "Çünkü seni seviyorum." +++ To; @debussywviolin