sugar • myg

34

Arkadaşlar Multi deki şarkı beni ölürüyor...  Bölüme uyduğu için falan koymadım. Sadece 7/24 bu şarkıyı dinliyorum, buraya da koyayım dedim...

***

Bir şeyler yapmam gerekiyordu. Evde boş boş oturup başka kızları öpme ihtimalini düşünerek kafayı yiyemezdim.

Na Young veya Tae'ye haber verdiğim anda kalp krizi geçireceklerini bildiğimden hiç yanlarına uğramadım ve direk Son Ra'nın odasına yöneldim. Saat erken olduğu için bizden başka kimse evde değildi.

Kendi odama girersem her şeyi anlatmak zorunda kalacaktım. Son Ra'nın eşyalarını kullanmam pek zorun olmazdı.

Bedenlerimiz uyuştuğu için elime ilk ne geçtiyse aldım ve giydim. Oyalanmadan odadan çıktım ve bizimkilere yakalanmamak için ses çıkarmayarak ilerlemeye çalıştım.

Nihayet evden çıktığımda derin bir nefes alarak adımalarımı hızlandırdım. Telefonumu cebimden çıkarıp Jimin'in numarasını tuşladım ve açmasını beklemeye başladım.

"Shin? İyi misin?" Sesi endişeli çıkıyordu. Haklıydı, beni en gördüğünde pek iyi sayılmazdım. Aslında şimdi de iyi değildim ama her neyse...

"Ben iyiyim. Suga'yla gittiğiniz barın adresini soracaktım. Biraz acil de."

"Ne oldu? Sorun mu çıkartıyor?"

Yok ya ne sorunu? Mutlu mesut içiyor işte...

"Sadece yanına gitmek istedim. Adresi yollayabilir misin?" Tereddütte olduğunu derin bir nefes vermesinden anlamıştım.

"Suga sarhoşken fazla tehlikeli-"

"Jimin! Şu adresi yollar mısın?" Şu an boş zaman geçirmekten başka bir şey yapmıyordum. Olabildiğince hızlı olmalı ve başıma gelebilecek her hangi bir aldatma vakasına engellemeliydim.

"Pekla, atıyorum. Sadece dikkatli ol."

Telefonu kapatıp mesajları açtım ve Jimin'den gelecek mesaji sabırsızlıkla beklemeye başladım. Sonunda konumu attığında buraya fazla uzak olmayan bara doğru koşmaya başladım.

Bu saate taksi ya da her hangi bir ulaşım aracı bulabileceğimi sanmıyordum.

Nefes nefese bara ulaştışımda ellerimi dizime dayayıp eğildim ve derin nefesler aldım.

Uzun süredir koşuyordum. Sonunda gelebilmiştim.

Karşımdaki kapı ihtişamlı değildi. Bar kapısına da benzemiyordu. Ama içeriden gelen yüksek müzik sesi normal bir barda olması gerekenden fazlaydı.

Hayatımda birkaç kez bara gitmiştim. Hepsinde de abimleydim.

En son bara gittiğimde Suga'yı başka bir kızla öpüşürken görmüştüm. Bir daha aynı görüntüleri görmek istemiyordum. Bunu hayal dahi edemiyordum.

Nefes alış-verişlerimi düzene sokmayı başardığımda zaman kaybetmeden kahverengi kapıyı ittirip içeriye girdim. Koruma olmaması garibe gitmişti.

Uzun ve kırmızı koridorda ilerlerken müzik sesi git gide artıyordu. Işıklandırmanın yoğunlaştığı yerde iki adet beden gördüm. Ve ihtişamın dibine vurmuş bir kapı.

Korumalara ne diyeceğimi bilmiyordum. 'Koruma Amca içeri geçebilir miyim' mi diyecektim?

"Shin Hanım, barımıza hoş geldiniz." Samimi bir gülümsemeyle karşılaşınca ister istemez ağzımdan bir "Ha" sesi çıkmıştı.