"Abi?"
"Burada ne işin var Shin?" Kızgındı. Çok fazla kızgındı. Hatta o kadar çok kızgındıki, yüzü morarmıştı. İşte bunu hiç beklemiyordum. Böyle bir şeyin olması nerdeyse imkansızdı!
"Ben... Şey... Arkadaşım-"
"Eve gidiyoruz," diye bileğimden yakaladığında ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Gözlerim çoktan dolmuştu bile. Jimin'e kısa bir süre baktı. Ölümcül bakışları ile arkasını döndüğünde son bir kez Jimin'e baktım. Şaşkındı. Ne olduğunu anlamamıştı. Sürüklenip birkaç metre ilerideki arabasına fırlatıldım. Yanıma bindiğinde kendimi kurtarmak için konuşmaya çalıştım ama beni susturdu. Kesinlike iyi şeyler olmayacaktı. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı. İşte başladık...
"Akıllı duramaz mısın? Tanımadığın, bilmediğin yerlere tanımadığın bilemediğin kişilerle geliyorsun. Kim o çocuk?" Yutkundum. Abimin bana kızması ağlama isteğimi yüzeye çıkarıyordu. Dolan gözlerimi yumdum ve konuşmamanın doğru olacağına karar verdim. Konuşursam ağlayacaktım, ağlarsam abim daha çok kızacaktı. "Park Jimin ve diğerlerinin yanında ne işin var?" Biliyordu. Büyük ihtimalle araştırmıştı. Bir anlığına sorduğu sorunun ne kadar mantıklı olduğunu düşündüm.
Aileme haber vermeden ne şarkısı çıkarıyordum ben? Bu durumdayken bile güldüm. Kendime şaşıyordum. Ben bendim ama kararlarımın üzerinde bir baskı olduğunu fark edememiştim.
Suga'dan çekiniyor olabilir miydim?
Onun sevgisine ters karşılık verdiğimde kendimi kötü hissetmemin nedeni neydi?
Nedeni yoktu. Sadece üzerime kilolarca psikolojik baskı uyguluyordu.
"Ne gülüyorsun?" dedi abim. "Gülünecek bir şey yok."
"Hayır, var!" Gülmem şiddetlenirken bunu ağlamamak için yaptığımı anlamıştı.
"Eğer ağlarsan-"
"Ağlamayacağım!" Gözlerimi sıkıca kapattım ve biriken yaşları yokettim. Ağlamamdan nefret ederdi. Ne zaman ağladığımı görse beni engellerdi ve Kim Lee'nin kardeşinin ağlamaması gerektiğini söylerdi.
Ben ne yapardım? O yokken yine ağlardım.
"Senin sinirin bozulmuş," deyip arabayı sağa çektiğinde gülmeyi kestim. Tabiiki sinirim bozulmuştu. Böyle bir durumun içindeyken normal olmamı bekleyemezdi. Arabadan indiğinde bende indim. Sakinleşmek için açık havaya ihtiyacım vardı ve bunu biliyordu. Konuşmak iyi gelebilirdi.
"Oraya gittim çünkü sesimin güzel olduğunu düşünen birileri vardı."
"O birileri Min YoonGi ve grubu oluyor değil mi?"
"Onun adı Suga!" Sesim kendimden bile beklemediğim bir tonda yüksek çıkmıştı. Ona Min YoonGi diyebilirdi. Şu an Suga'nın bundan rahatsızlık duyup duymaması umrumda olmamalıydı.
"Ona aşık mı oldun yoksa?" Bakışlarını görkemli çınar ağacından ayırıp bana çevirdi. Kaşları çatılmıştı. Aynı şekilde benimde.
"Ne saçmalıyorsun abi?"
"Benim güzel saf kardeşim..." Tek elini omzuma koydu. "Min Y- Suga'nın senin masum sevgini hak ettiğini hiç sanmıyorum."
"Onu sevmiyorum, çünkü o..." Yalan uydur Shin. "Çok çirkin." Bravo. Alkış. Seni ayakta alkışlıyorum. Çok inandırıcıydı.
Onu sevmememin gerçek nedeni neydi, bulamamıştım. Üzerinde düşünmem gerekiyordu. Onu sevmiyorum çünkü o... Devamını getiremiyordum. Onu sevmemem için neden olamayabilirdi ama bu onu seveceğim anlamına gelmezdi.
"Arabaya geç," dediğinde inanmadığını anladım ama uzatmak istemiyordu. Tabii şimdilik. Bugün, yarın, bu hafta ve belkide tüm ay konuşacağımız şey buydu.
Arabaya binip kemerimi bağladım ve yoldaki beyaz çizikleri saymaya çalıştım.
Aslında bir kız abisi olduğu için onu anlayabiliyordum. Kardeşini her şeyden sakınma duygusu... Ağır basan bir duygu olabilirdi ama beni bu kadar çok sıkmasından hoşlanmıyordum. Beni arayabilirdi. Ya da bir kez olsun tembihlese gittiğim her yerde onu arayabilirdim. Ve bunlara gerek kalmazdı.
"Peşime adam mı taktın?"
"Olabilir."
"Sencede beni bu kadar bunaltman saçma değil mi?"
"Öyle olduğunu sanmıyorum. Ben abilik görevlerimi yerine getiriyorum."
"Nasıl bir ceza vermeyi düşünüyorsun?"
"Düşünmüyorum." Şaşkınlıkla ona döndüm. Abim ve ceza vermemek? Hayatında en sevdiği şey ceza vermekti. Hatta bunun için bir ceza listesi bile vardı. "Bu akşam beraber bara gideceğiz. Yanımda olacaksın."
"Yarına yetiştirmem gereken ödevler var."
"Önceden düşünseydin." Abimi ilk defa böye görüyordum.
"Seni ne kadar çok sevdiğini görmeni istiyorum."
---
Bu bölüm öylesine bir bölümdü. Daha uzun yazmak isterdim ama maalesef ciddi anlamda zaman yok. Sabah 9 da gidip akşam 9 da okuldan çıkıyorum. O nasıl oluyor demeyin. Saçma sapan okul etütleri işte.
Ne zaman yazabilirsem bekletmeden yayınlıyorum. Lütfen kusura bakmayın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sugar • myg
Fanfiction"Benimle neden uğraşıyorsun?" diye sordum. Okulun en göze batmayan kızıyla neden uğraşıyordu? "Çünkü seni seviyorum." +++ To; @debussywviolin