Yağmur gözlerini açtığında karşısında Kıvanç’ı görür gibi oldu,
“Ya Kıvanç senin ne işin var rüyamda? Hayır anladık normal hayatta rahat bırakmıyorsun rüyamda ne işin var?”
“Ben böyleyim. Sana demiştim ya nerden çıkacağım belli olmaz.”
“Rüyamdan çıktın bakıyorum?”
“Ben senin hayal gücünün bir ürünüyüm. Yani sen ne istersen onu yapıyorum.”
“Kendine tokat atmanı istiyorum öyleyse.” Kıvanç kendine bir tokat attı,
“Vayy! Ben harbiden rüyadayım. Ama o zaman sesli söylemeden de ne yapmak istediğimi anlarsın.” Dedi bilmişçe Yağmur. Yatakta doğruldu. Kıvanç yavaşça yatağa yaklaşmaya başladı. Tam Yağmur’un karşısına oturdu. Yüzü yaklaşıyordu,
“Ne yapıyorsun?”
“Unutma! Ben senin hayal gücünün ürünüyüm. Sen ne yapmamı istiyorsan onu yapıyorum.” Kıvanç daha da yaklaştı.
“Hey hey hey! Hayal Kıvanç! Beni öpmeni falan düşünmüyorum.”
“Ama derinlerde bir yerlerde…” Yağmur yüzünün yandığını hissetti. Vücudu bir anda felç olmuştu sanki. Kıvanç, yüzünün dibine kadar girdiğinde bir anda gülmeye başladı. Yağmur’un şaşkın bakışları arasında,
“S-sen şimdi gerçekten inandın mı bunun rüya olduğuna!” dedi tek nefeste. Bir yandan gülmeye devam ediyordu. Yağmur’un bu defaki yüz kızarması sinirdendi.
“GICIK!” Kıvanç kahkaha atmasını durduramıyordu. Yağmur ise sinirden köpürüyordu. Eline aldığı yastığı hiç beklemediği bir anda Kıvanç’ın kafasına geçirdi.
“Ne yapıyorsun ya?”
“Allah’ın cezası! Parayla mı verdiler seni bana!” bir yandan bağırırken bir yandan da yastıkla vuruyordu Yağmur. Çok kızmıştı. Böyle özel bir konuda şaka yapması hatta dalga geçmesi onu delirtmişti.
“Ah dur kızım vurma! Bak valla acıyor! Ya Yağmur!” kahkahaları yine de durmuyordu Kıvanç’ın. Canı ne kadar yansa da… Yağmur en sonunda eline aldığı terliğini fırlattı Kıvanç’a,
“Ya kız valla acıyor!”
“GICIK! VARYA BEN SENİ!” ve hooooop ikinci terlik. Kenara kaydı Kıvanç. Terlik son anda kapıyla buluştu. Kıvanç ise kahkahalar eşliğinde odadan kaçtı. Yağmur kalkıp aynaya baktı. Yüzünün nasıl yandığını hissetti. Ya öpseydi? Kafasını salladı. Bu düşüncelerden hemen çekip çıkardı kendini. Üstünü değiştirmeye başladı.
Kıvanç daha derin düşüncelerdeydi. Yağmur’a o kadar yakın olmak… Hayır bu değildi! Bu onun istediği şey değildi. O sadece Yağmur’un masmavi gözlerine bakmak istiyordu. Başka bir şey değildi istediği. Sadece elma kokusunu içine çekip,mavi gözlerine bakmak…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
*Baş Belası*
RomanceAşk bu kadar saf olabilir miydi gerçekten? Peki ya yolları kesişen iki genç bu dünyaya karşı el ele mücadele edebilir miydi? Yağmur ruhu çocuk kalmış, 21 yaşındaki sakar bir şirineydi sadece... Kıvanç ise ukalalığının altına sevecenlik gizlenmiş 24...