“Can ciğer kuzu sarmalarım. Bir konuya açıklık getirelim bence. Benden çok fazla açık sahne beklemeyin ki anlaşalım. Geçen bölümdeki öpücüğü yetersiz görenler olmuş ama Yağmur'un zaten ilkiydi bu. Küçük bir şey olması gerekiyordu, ne kadar büyütülebilirdi ki? Yani lütfen bu konularda bana baskı yapmayın çünkü yazabilen biri değilim. Umarım bölümü beğenirsiniz. Geçen bölüm votelar patlama yapmış! :D Acaba +190 yapar mıyız bu bölümde? Bu arada bu biraz geçiş bölümü şeysi oldu ama ben gelecek bölüm için aşırı heyecanlıyım! Çok hoşunuza gidecek bir şey olacağını düşünüyorum. Hemencecik okuyun da atıyım ya! :D Neysem ben çok konuştum yine. Röportaj hala devam ediyor sorularınız ya da karakterlere söylemek istediklerinizi bekliyorum. Sizleri öpüyorummmmm! :))
Ve burada da yüzme havuzumuz var. Tesislerden bir tanesi.” Diyip durdu Kıvanç. Eliyle yüzünü ovuşturup derin bir nefes aldı. Yağmur cadısı neden aklından çıkmıyordu! Ah birde Samet’in intikam planları vardı. Bu durumda şu saçma AVM projesine odaklanması mümkün müydü ki?!
O gün Yağmur’u yorgun görünce, Samet ile tanıştırmaya götürmemişti. Ah dikkatinden kaçan şey ise Samet’e geleceklerini söylemesiydi. Zavallı adamcağız lokantaya gitmiş ve misafiri olduğunu söyleyerek iki saat beklemişti. Sonunda ne mi oldu? Gözünde bir morluk tabi ki! Adamlar Samet kendileriyle dalga geçiyor zannedip kovmuşlardı Samet’i. Telefonla Kıvanç’ı ararken intikam planının mükemmeliyetini düşünüyordu.
Kıvanç çalan telefonuyla ilerledi.
“Umarım Yağmur’dur. Umarım Yağmur’dur.” Beş dakika önce konuşmalarına rağmen özlemişti onu. İşe başlamak sinir bozucuydu. Yağmur da bugün anasınıfı için yer bakıyordu kendine. Adı hâlâ düşünmemişti. Ama şimdiden bir yer tutması lazımdı. Eylül’e çok yoktu sonuçta. Bu sebeple koluna Zeynep ve Ecem’i takmış, arama işine girişmişti. Bir haftadır aramalarına rağmen çokta güzel yerler çıkmamıştı karşılarına. Nasıl yapsa bilmiyordu. Arsa almayı düşünüyordu artık. Sırf kendi istediği gibi bir yer olsun diye.
“Ne var?” diye açtı telefonu Kıvanç. Hayır telefonda görmek istediği isim Yağmur iken, Samet öküzünü görmek pek mutlu etmemişti onu.
“Ne haber, salak?” göz devirdi. Bu çocuk hiç vazgeçmiyordu. Kıvanç salak kelimesine gıcık olurdu,
“İyi senden, geri zekâlı?” dedi sırf Samet’e istediğini vermemek için.
“Kötü! Nerdesin oğlum sen?! Kafayı mı yedin! İhale sahipleri geldi, sunum ve plan için Kıvanç beyi bekliyorlar. Ama şuna da bak! O burada yok!” diye söylendi Samet kızgınlıkla. Kıvanç elini anlına yapıştırdı,
“Çıkmış aklımdan hemen geliyorum!” diyerek Samet’in diyeceğini beklemeden telefonu Samet’in suratına kapattı. Samet kulağını çekip telefona baktı ve küfür mırıldandı. Bu küfrü Kıvanç’ın duymaması iyi olmuştu. Pekiyi şeyler olmayabilirdi çünkü. Hızla çizimleri eline alarak çıktı evden. Son zamanlarda Samet’ten çok odun lafı yemişti. Yağmur’a bir sürpriz hazırlayabilirdi belki akşam. Romantik bir akşam yemeği. Kıvanç’ın evinde. Gülümsedi ve telefonunu çıkardı,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
*Baş Belası*
Roman d'amourAşk bu kadar saf olabilir miydi gerçekten? Peki ya yolları kesişen iki genç bu dünyaya karşı el ele mücadele edebilir miydi? Yağmur ruhu çocuk kalmış, 21 yaşındaki sakar bir şirineydi sadece... Kıvanç ise ukalalığının altına sevecenlik gizlenmiş 24...