“Hadi kalk artık kızım.” Zorlukla açtı Yağmur gözlerini. Annesi başında dikilmişti.
“Yola çıkıyorsunuz.” Dedi. Hemen saatine baktı. On ikiydi saat. Annesini başıyla onaylayarak ayağa kalktı. Altına kot şortunu ve onun üstüne de buz mavisi ip askılı bluzunu giydi. Bu ip askılı bluzun üst kısmında üç düğme vardı. Beyaz hırkasını ararken onu bavula koyduğu hatırladı ve hemen eğilip oradan çıkardı. Beyaz çantasını eline alıp buz mavisi babetlerini giydiğinde hazırdı.
“Kahvaltı yapacak vaktimiz var mı?” dedi Yağmur. Kıvanç,
“Ben poğaçayla limonata aldım sabah. Onlardan atıştırırız. Hadi bir an önce çıkalım.” Dedi. Yağmur başını salladı ve önce babasını sonra da annesini öptü. Binlerce dikkatli olma uyarılarıyla çıktılar yola.
“Kaç saat sürer?”
“Ortalama 4 saat falan. İstanbul trafiğiyle artar belki.”
“Tamam.” Diye kafasını salladı Yağmur. Tam o sırada olan oldu işte. Midesinden ufak bir gurultu yükseldi. Kıvanç sanki Yağmur’u utandırmaya meraklıymış gibi gülmeye başladı. Arabayı kenara çektiğinde Yağmur kızmıştı,
“Çok gıcıksın!” diye söylendi. Kıvanç arkaya doğru uzandı ve arkadaki poşeti Yağmur’a uzattı.
“Al ye bakalım. Bende öleceğim açlıktan zaten.” Yağmur paketi açtı ve çıkan poğaçayı oğlanın ağzına tıktı. Kendiside bir tane alıp yemeye başladı. Ardından limonatayı açmaya çalıştı. Sonuç maalesef başarısızdı. Kıvanç arabayı sürerken hızlıca açıp geri verdi. Ve bir limonatayı paylaştılar! ‘Limonatadan bir o içiyor bir ben! İğrenmiyorum. Neden iğrenmiyorum! Tanrım bu çok romantik!’
“Teknik olarak öpüşüyoruz.”
“Iyyk kes şunu!” diye bağırdı Yağmur bir yandan gülerken. Radyo açıldı ve güzel bir parça çıktı. Bağıra bağıra söylemeye başladılar. FD asla eskimez.
“GEL TANIŞALIM ARTIK!
BEN KISACA FD!
AMA SEN BANA,
UZUN UZUN SENİ SEVİYORUM DE!” son nakaratı okurken birbirlerine baktılar. Kıvanç kaza yapmamak için kafasını hemen yola çevirdi. Yağmur’da cama. O halde de uyuya kaldı.
“Yağmur. Kalk!” gelen sesle gözlerini açtı kız.
“Çimen göz?”
“Sonunda. Bursa’ya geldik. İçinden geçiyoruz. Gör istedim.”
“Ah iyi yaptın.” Diyerek doğruldu Yağmur. Etrafa göz gezdirirken yol alıyorlardı. Sonunda site gibi bir yerde durdular. Kıvanç inince arabadan Yağmur da indi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
*Baş Belası*
RomanceAşk bu kadar saf olabilir miydi gerçekten? Peki ya yolları kesişen iki genç bu dünyaya karşı el ele mücadele edebilir miydi? Yağmur ruhu çocuk kalmış, 21 yaşındaki sakar bir şirineydi sadece... Kıvanç ise ukalalığının altına sevecenlik gizlenmiş 24...
