Özel Bölüm

7.3K 230 17
                                    

10 YIL SONRA


Yağmur ellerini kaldırarak sallamaya başladı. Ojeleri henüz kurumamıştı ve eğer bir yere sürünürse oluşacak olan görüntüyü sevmiyordu. Evin içine koşturarak gelen küçük sarışın oğlana baktı. Mavi gözlerini genç kadına çevirdi ve,

"Taktım doksana, gol oldu anneeeeee!" diye bağırdı. Yağmur kahkaha atarak,

"Aferin benim oğluma!" diye bağırdı. Ardından somurtarak gelen Kıvanç'a baktığında gülmesine mani olamamıştı. 

"Bir kere senin küçük oğlan hileci! Kandırdı beni!"

"Bacak arasından aldım koca baba! Bence hiç konuşma." Sarışın çocuk kalçasını sallamaya başlayınca ister istemez gülmesi arttı Yağmur'un. Kıvanç kolunun altına topu aldı ve eşine döndü,

"Beni kandırdı o, bücürük!"

"Ne yaptı ki?"

"Aman anne, azıcık bitmek tükenmeyen aşkınızla dalga geçtim o kadar." küçük oğlan kusuyormuş numarası yaparken kaşlarını çatarak baktı ona Yağmur,

"Ne demek dalga geçtin?"

"Babama 'Annem o elbiseyle ne güzel olmuş yaaa!' dedim. O da hemen yuttu başka tarafa baktı. Bende çaktım golü! Gözünü rakibinden ayırmayacaktı o da!" Yağmur tebessümle yüzünü kaldırdığında gözleri çimen gözlerle birleşti. 

"Lütfen bir ana daha hazır değilim!" diye elini kaldırdı küçük çocuk. Fakat annesi ve babası onu duymama kararı almış gibiydi. Kıvanç belinden çektiği eşinin dudaklarına derin fakat kısa bir öpücük kondurdu.  Bu arada küçük çocuk kafasına vurdu ve,

"Kendinize bir oda bulun! Şu kocaman evde 5 tane oda var fakat siz bunu benim önümde yapmayı tercih ediyorsunuz. Resmen psikolojim bozuldu. Çocuk haklarıyla bir konuşma yapmalıyım." diyerek salondaki büyük koltuğa kuruldu. Onun bu haline gülen çift birbirlerine tekrar bir öpücük verdiler. Küçük çocuk arkasına döndüğünde gördükleriyle sinirle nefes aldı,

"Hangimiz ebeveyn hangimiz çocuk belli değil! Alo! Kime diyorum ben! En iyisi sizi Ali ve Samet amcamlara şikayet etmek. En azından o zaman dalga geçiyorlar diye duruyorsunuz yahu!" Kıvanç göz devirerek gözlerini eşinden çekti,

"Ne kadar?" diye ciddi bir ses tonuyla konuştu, oğlunun boyuna eğilerek. Küçük oğlan tişörtünü düzeltti ve kollarını bağladı,

"Beş bin." 

"Çok fazla."

"3 bin."

"Hala fazla."

"Bin?"

"Şansını zorlama dostum. Bana olabilecek rakamlarla gel." 

"Tamam ya. Elli."

"Hayatta olmaz."

"Yirmi?" küçük çocuk endişeli olsa da bu halini belli etmeyerek burnunu dikleştirdi,

"Anasının oğlu." diye mırıldanmayı ihmal etmemişti Kıvanç. Yağmur hafifçe Kıvanç'ın sırtına vursa da tek kelime daha etmedi. Onların bu hallerini izlemeyi seviyordu. 

"Anlaştık." diyerek elini uzattı Kıvanç. Küçük bey de elini uzatarak sıktı ve güçlü bir şekilde,

"Anlaştık." dedi. Babasının elindeki parayı alırken yüzündeki sırıtışa engel olamadı. Sonuçta amcalarına şikayet etme tehdidi her seferinde işe yarıyordu. 

"Umarım aramızdaki sorun hallolmuştur, Yağız Bey."

"Tabi ki, Kıvanç Bey. Sırrınız benle güvende." 

"O halde işimiz bitmiştir." diyerek ayağa kalktı Kıvanç . Yağmur hayatındaki en değerli iki erkeğini keyifle izliyor ve bulunduğu durumdan oldukça memnun oluyordu. Kıvanç'ı tanıdığı güne bir kez daha şükrederken, tek çocuklu çekirdek ailesine son kez baktı. Belki farkında değildi o an, ancak artık ailesinde tek çocuk olmayacaktı! . Kıvanç oğluyla boğuşmaya giriştiğinde de izlemeye devam etti onları. Kahkahaları evde yankılanırken eve gelecek arkadaşlarına eksik olan birkaç şeyi mesaj olarak attı. Bu sırada Kıvanç, 

"Yağızın juniorundan bir tane daha istiyorum ya ben" diye yorumda bulundu. Aynı zamanda sepet taşır gibi kolunun altında Yağız'ı taşıyordu. Küçük çocuk başını kaldırıp annesine baktı,

"Kardeş falan istemem ben. Gerçi ben mükemmel olmuşum, benim gibi bir tane daha fena olmaz. Mesela bir suç ortağı! Ya da vazgeçtim. Ben böyle rahatım. Hem çoluk çocuğun yanında nasıl konuşuyorsunuz siz ya!" Yağmur kaşlarını çatarak Kıvanç'a baktı,

"O ne demek Kıvanç ya!" diye bağırırken gayette sinirliydi. Dili pabuç kadar olan oğluna baktı sonra da,

"Bu oğlanın dilini de böyle yapan sensin." diye yalancıktan kızdı Kıvanç. 

"O nereden çıktı Kıvanç Bey?"

"Şehzadem de Şehzadem! Vallahi gına geldi, dimi len sıpa?" Kıvanç kolunun altındaki çocuğu baş aşağı tutunca hızla koşturdu Yağmur,

"Ne yapıyorsun oğluşuma ya?"

"Aramıza girme, hatun. bu bizim meselemiz." Yağmur yalancıktan sinirlenirken kapının çalmasıyla irkildi. Bir anda Kıvanç'ın kolundan atlayan Yağız bağırarak koşmaya başladı,

"Samet Amcaaa! Ali Amcaaa! Annemler kardeş yapacaklarmış! Çiçekli böcekli laflar ediyorlar, öpüşüp koklaşıyorlar yanımda ya!" Kıvanç kaşlarını çatarak,

"Ulan eşek sıpası seni ben bir elime geçirirsem!" diyerek koşan oğlunun peşine takıldı. Gece boyunca dostlarının dalgalarıyla uğraşacağı belliydi ancak pırlanta gibi ailesinin hiçbir şeyini değişmezdi. Ne Yağmur ne de Kıvanç... 


Merhaba arkadaşlarrrrrr! 

Nasılsınız?

Valla sizi bilmem ama ben sizi çok özledim. İçimden geldiği üzerine bu ufak bölümü yazdım umarım beğenirsiniz. Votelarınızı ve yorumlarınızı merakla bekliyorum. Akşam sizinle birkaç şey daha paylaşacağım heyecanla beklemede kalın lütfeeen! :D

Sizi seven ve inanılmaz özlemiş yazarınız İremsngzr...

*Baş Belası*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin