Bölüm 9: Aşk İksiri

5.6K 322 622
                                    


April, mektubu hızlı hızlı okuyup kendisine merakla bakan Narcissa'ya döndü. Hafifçe gülümseyip: 

"Annemler iyilermiş, İsviçre'de ki bir dağ evinde bu gece konaklayıp, ertesi sabah Basel'e gideceklermiş..."

Narcissa: "Şu annenlerin ülke ülke gezme merakını anlamıyorum.."

April omuz silkti. "Ben de anlamıyorum,bu kadar gezmek de gereksiz.." 

Narcissa koltuğa yerleşirken, April de elindeki mektubu katlayıp, masanın üzerine koydu. "Daha sonra cevap yazarım." diye mırıldanıp bahçeye yöneldi.

Üzerinde değişik bir yorgunluk vardı. Sanki tüm dünya üzerine çökecekmiş gibi...

Daha sonra yorgunluk, yerini normalden fazla bir canlılığa bıraktı. Kalbinin kocaman olduğuna, duygularının içi içine sığmadığına emindi. Her şeyi haykırmak, kalbindeki adı dile getirmek için çıldırıyordu. Neler oluyordu böyle? Draco'nun aşkıyla dolan kalbinin anlamı da neydi?

Pansy onun geldiğini görünce mırıldandı. "Geliyor..." 

Blaise endişeyle: "Umarım her şey yolundadır.."

Draco ise hiç konuşmadan sadece onu izliyordu. April masaya, tam Draco'nun karşısına, oturdu. Gözlerini onunkilere dikti. Blaise,Pansy ve Draco nefeslerini tutmuş, neler olacağını bekliyordu. Ölüm sessizliği kısa sürdü. April heyecanlı bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

"Draco sana söylemem gereken bir şey var.." 

Draco tek kaşını kaldırıp, April'e baktı. April derin bir nefes alıp: "Daha fazla saklayamayacağım, ben sana..." Bir çırpıda dile getirdi, içinde adlandıramadığı duyguları..

"Ben sana aşığım, hem de delicesine!"

Draco şaşkınlıkla ona bakakalırken, Pansy çığlığı bastı.

"Sen, sen...Aaaah bu sefer sahiden bittin kızım!" 

 Blaise donup kalmıştı. "April bu da ne demek?"

April heyecanla: "Ona aşığım demek, senin gibi saf, aptal birinden hoşlanacağımı düşünmedin herhalde.."

Draco hala cevap veremezken April ona döndü. Hafifçe mırıldandı. "Eee ne diyorsun Draco ?"

Pansy, April'in üzerine atlayacakken Draco onu bir işaretiyle durdurdu. Sonra genç kıza dönüp: "Bir dakika bekler misin April, Blaise ve Pansy'le konuşmam gereken bir şey var.."

April'i çardağın altında bırakıp, biraz daha uzağa ilerlediler. Pansy çok öfkeli, Blaise ise hayal kırıklığına uğramış gibi gözüküyordu.

Pansy öfkeyle: "O sürtük, neler neler söyledi öyle! "

Blaise şaşkınlık dolu bir ifadeyle: "Duyduklarıma inanamıyorum !"

Draco ikisini de susturup araya girdi. "Neler olduğunu anlamadınız mı, April'in neden böyle davrandığını.."

İkisi de merakla ona bakarken, kendinden emin bir sesle: "April, aşk iksirinin etkisinde..." 

Blaise derin bir oh çekip mırıldandı. "Aaaah bir an için korkudan ölecektim.."

Pansy: "O kadar gerçekçi konuştu ki, bir an için kendimi kaptırıvermişim..."

Draco hafifçe sırıtarak: "Neredeyse onu parçalayacaktın..." 

Pansy omuz silkti. "Onunla görmem gereken bir hesabım var, elime koz geçince mutlaka onu parçalayacağım.." 

Draco'nun MeleğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin