Lucius'un cevap beklediğini fark eden April, kendini toparlamaya çalışarak, derin bir nefes aldı.Sinirli bir tavır takınarak:"Aşk iksiri ya da gerçeklik iksiri..Ne fark eder ! Ödünç aldım ve kullandım, hepsi bu !"
Lucius onun ani çıkışıyla gerilerken, tek kaşını kaldırıp:"Neler karıştırdın ? Bana her şeyi adam gibi anlat ! "
April derin bir nefes alıp:"Bakın Bay Malfoy, bence bu konuşma gereğinden fazla uzadı..Tek amacım Draco'ya küçük bir şaka yapmaktı, odanıza bu yüzden girdim...Aldığım iksirin aşk iksiri olduğunu sanmıştım ki zaten bunun bir önemi yok..Çünkü iksiri kullanamadım, Draco'ya içireceğim sırada Pansy koluma çarpınca, iksirle dolu meyve suyu yere döküldü.."
Lucius'un yüzündeki dehşet ifadesi artarken, hayret dolu bir sesle:"Sen oğluma iksir mi içirecektin ?"
April gözlerini devirdi."Şaka maksatlıydı..Bu kadar bağırmanıza gerek yok.."
Lucius öfkeyle tısladı."Oğluma zarar verebilirdin..Ya tehlikeli bir iksir olsaydı !" April alaycı bir tavırla ona baktı. "Oğlunuzu bu kadar çok düşünüyorsanız, onu Voldemort'un yardakçısı yapmaya çalışmazsınız Bay Malfoy !" Lucius kıpkırmızı kesildi, genç kızın üzerine doğru yürürken adeta ateş saçıyordu."Benimle nasıl konuştuğuna dikkat et küçük kız, tek bir hareketimle, seni doğduğuna pişman ederim.."
April gözlerini, onun ateş saçan gri gözlerinden ayırmadan buz gibi bir sesle:"Bana bak Lucius, hayatın boyunca yaptığın tek şey, kendini adam sanıp, çevrene emirler yağdırmaktı...Kendinden güçlü insanların karşısındaysa, yerlere kadar eğilip kendini küçük düşürmekti...Bu kadar basit, korkak,zavallı bir adamken, sen kimsin ki beni tehdit ediyorsun !"
Lucius onun bu çıkışıyla kaşlarını çattı ama April onun üzerine doğru yürümeye devam ediyordu."Yapamayacağı şeyler için insanları tehdit etmek, zavallıların sığınacağı bir gölgedir..Ve sen de bir zavallısın !" April onun tek kelime bile söylemesine fırsat vermeden, merdivenlerden çıkarken Lucius arkasından öfkeyle bağırdı.
"Pişman olacaksın ! Hem de çok..."
April onu duymazlığa gelince, öfkesi daha da arttı...Eğer Narcissa kütüphaneden fırlamasaydı, neler yapacağını kim bilebilirdi ki..Asasını sıkıca kavramış, öfkeyle küfürler mırıldanırken Narcissa endişeli bir tavırla, ona yaklaştı.
"Lucius, hayatım..Her şey yolunda mı ? " Lucius derin bir nefes alıp, karısına döndü."Evet Cissy, April'e bir daha odama girmemesi konusunda uyarıda bulundum..Hadi kütüphaneye geçelim, sana anlatmam gereken önemli bir mesele var.."
Narcissa üstelemeden odaya girerken, Lucius da kendinden emin adımlarla arkasından ilerledi...April odasına girer girmez, duvara yaslandı..Ve gözlerini kapattı, az önce Lucius Malfoy'a neler demişti öyle ?
İksirin aslında "Gerçeklik İksiri" olması da ne demek oluyordu peki ? Ya Draco bunu öğrenirse...Aaaah işte o zaman mahvolurdu ! Tüm bu ikisi yetmezmiş gibi, Draco'yla ilgili bir mesele vardı..Ve bu meselenin pek iyi olmadığını anlamak da o kadar zor değildi..
Vicdanı biraz düşünüp, fikrini söyledi."Bence ölüm yiyen olacak..Cissy geçenlerde sana söylememiş miydi, Draco'nun ölüm yiyen adayı olduğunu..Kesin kabul edildi.."
April iç çekerek:"Ooff umarım kabul edilmemiştir..İçindeki iyilik tam ortaya çıkıyor derken, salt kötü olmasını istemem açıkçası..."
Vicdanı omuz silkti."Sana daha önce de söyledim April, Draco asla iyi biri olamaz..Onun hayatı, kötü biri olması üzerine kurulu !"
April sinirle:"Pesimist, pesimist konuşup, beni sinirlendirmeyi keser misin ? Zaten iksir konusu da iyice karıştı !"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Draco'nun Meleği
FanfictionDraco Malfoy. On dokuz yıl sonra, eşi ve oğluyla Hogwarts Tren Garı'nda; Harry'lerin yanından geçip gittiğinde çoğu kişinin aklında şu soru belirir: Draco Malfoy kiminle evlenmiştir? Severek, isteyerek mi evlenmiştir; yoksa safkan ailesinin uygun g...