Draco'nun Meleği

Bölüm 18: Tanrı Misafiri

Marcus ve Carmen sabırsızlıkla, iki kuzenin aşağı inmesini bekliyordu.Genç kız, sitem dolu bir sesle;

"Nerede kaldı bunlar ? Şenliği kaçıracağız !"

Yaz Şenliği'ne belki de yüzüncü katılışı olacaktı ama Carmen her seferinde büyük bir heyecan yaşıyordu...Abisi onun sitemlerine omuz silkerek karşılık verdi."Bekle biraz daha ! Ne kadar da sabırsızsın..."

Carmen onun sakinliğine her zamanki gibi, homurdanarak karşılık verdi..Abisinin her şeye bu kadar olağan yaklaşması, sinirlerini bozuyordu...Genç kız, iç sesiyle abisini eleştirirken, Charlotte yüzünde neşeli bir ifadeyle merdivenlerden aşağı süzüldü. "Umarım fazla beklemediniz..."

Carmen hızlıca atladı."Yarım saat olmuştur herhalde !" Charlotte, en yakın arkadaşının koluna girerken, onun sitem dolu sözüne cevap verdi."Kusura bakma tatlım ama ufak bir işim vardı.Halledip geldim.." Mektup aklına gelince, tekrardan hafifçe sırıttı...Carmen'se kaşlarını kaldırıp, şüpheyle; "Ne işiymiş bu ?"

Charlotte onu cevapsız bırakırken, Marcus iç çekerek; "April nerede peki ?"

Onun bu sorusuyla, yukarıdan cevap geldi. "Geliyorum! Bir dakika.."

April üzerine çiçekli elbisesini geçirmeye çalışırken, bir yandan da söyleniyordu.

"Lanet elbise ! Bir türlü içine giremedim !" Vicdanı alaycı bir sesle; "Neden acaba ?" April; ona ters bir bakış attı. "Kapa çeneni ! Bir de seninle uğraşamayacağım !" Vicdan omuz silkerek:"Aman sen de...Kilo aldığını ima ettim, ne var bu kadar tepki verecek ?" Genç kız; elbiseyi kafasından geçirmeye çabalarken, "Ben kilo almadım !"
Vicdanı kıkırdarken, April söylenmeye tam gaz devam ediyordu.

"Hangi troll beyinli, bu elbiseyi düğmesiz dikti !" Vicdan iç çekerek:"Sakinleş ve kafanı geçir şu elbiseden artık ! Aşağıdakiler, ağaç oldu !"

April kafasından zorlukla elbiseyi geçirip, vücuduna da oturtunca derin bir nefes aldı...Aynadaki görüntüsüne bakıp, saçlarını düzeltirken; "Oh be, sonunda..." Vicdanı sırıtarak:"Kilo vermen şart kızım, bu eziyet bir daha çekilmez..." April öfkeyle:"Bak ben kilo filan almadım ! Sen susup, neden iç dünyamın derinliklerinde dizi midir nedir onu izlemiyorsun !"

Vicdan üzgün bir sesle:"İzleyemem..Artık ne yazık ki izleyemeyeceğim..." Genç kız; kaşlarını çattı."Neden ?"

Vicdanı iç çekerek; "RTÜK; vicdanların dizi izlemesini yasaklamış! Dizi izleyerek; görevlerini ihmal ediyorlarmış..."
April hafifçe dudağını ısırıp:"Şimdi sana RTÜK kim diye soracağım, bu iş uzayacak..Ne yapalım, sen de benim hayatımla idare edeceksin artık..."

Vicdanı dudak büktü."Aşk-ı Memnu'da entrika daha bol, Yaprak Dökümü'nde gözyaşı daha bol, Kurtlar Vadisi'nde aksiyon daha bol ! Kusura bakma canım ama senin hayatın biraz sıkıcı, özellikle bu aptal çiftliğe geldiğimizden beri.." April hafifçe iç çekti."Haklısın hayatımız biraz durağanlaştı...Charlotte'la da barış yaptım zaten, kavga mavga da yok.." Vicdan hızlıca başını salladı."Öff evet ya, Londra'da ne güzeldi..Pansy'ye laf sokuyordun, Draco'yla bakışıyordun filan..Biraz heyecan vardı..." Genç kız gülerek:"Neyse sıkma canını...Hep böyle geçmez, biraz heyecan gene gelir..."

Vicdan derin bir iç çekti."Umarım...Neyse ben iç dünyama çekiliyorum, sen de aşağı in artık..Yaz Şenliği bitmek üzere !" April, vicdanının da uyarısıyla, çantasını kaptığı gibi aşağı fırladı...Ama o ve vicdanı yanılıyordu, hayatında entrika da, gözyaşı da, aksiyon da bol miktarda vardı...

Harry sıkıntılı bir halde merdivenlerden aşağı indi...Ron'lar salonda toplanmış, gelen misafirle ilgileniyordu...
Genç adam, salona yönelecekti ki, biri onu kolundan tuttuğu gibi mutfağa çekti.O, daha neler olup bittiğini anlayamadan, Hermione'nin endişeli bakışlarını üzerinde buldu.Harry kaşlarını çatıp:"Neler oluyor Hermione ? Ödümü kopardın !"