"Nerde kaldı bunlar ?"
Ginny sabırsızca, çevresine bakınmaya başladı.Ne Ron'la Hermione, ne Dean'la Laura'dan haber vardı... Şezlonga uzanıp, tembellik yapan Harry umursamaz bir tavırla:"Birazdan gelirler..."
Ginny, genç adama ters ters baktı."Yarım saat önce de bunu demiştin.." Harry hafifçe sırıtıp, yerinde doğrulurken Ginny iç çekerek şezlongun ucuna oturdu.
İkisi de bir süre konuşmadan çevreye bakındılar.Küçük bir çocuk, annesinin asasını yürütmüş, sahilde koşuşturuyordu.Annesi de çığlık çığlığa peşinde dolanırken, iki genç aşık; el ele suyun kenarında yürüyordu. Sahilde neşe, mutluluk, huzur hakimken, kimse yaklaşmakta olan savaşı, Voldemort'u, onun yapabileceklerini umursamıyordu...Yanı başlarındaki Harry Potter'ı bekleyenleri, onun hayata pamuk ipliğiyle bağlı olduğunu düşünen bile yoktu...Harry bunları düşünüp, iç çekti.Çevresindeki kimse onun yaşayacaklarını düşünmeden, umursamadan sahilin,kumun,denizin tadını çıkarıyordu.
"Bu hayatta tek başınasın Harry, ne kadar seni seven insanlar olsa da..Gene de tek başınasın..Senin hissettiklerini anlamayacak, senin üzüntülerine ağlamayacak..Sen savaşıp, onlar için öldüğünde senin için yas tutacak o kadar az insan olacak ki..Geriye kalanlar, Seçilmiş Kişi olmadığına göre şimdi bize ne olacak diye hayıflanacak.." Harry'nin mırıltıyla söylediği bu sözleri işiten Ginny, hızlıca başını genç adama doğru çevirdi.
Şaşkınlık dolu bir sesle:"Gerçekten de böyle mi düşünüyorsun ? Sana bir şey olursa, herkesin kendi derdine düşeceğini mi sanıyorsun.."
Harry, dalgalardan gözünü ayırmadan cevap verdi."Evet...Bu benle alakalı değil Ginny, bu insanların doğasında olan bir şey..Hepimiz benciliz..Hepimiz sadece kendimiz için yaşıyoruz..Harry olmuş, Henry olmuş..Bunun hiçbir önemi yok ! Önemli olan, seçilmiş kişinin olması..Voldemort'u yok edebilecek birinin varlığı, önemli olan..Benim çektiğim acılar, kayıplarım...Bunların değeri yok..Başarılı olayım, Voldemort'u yok edeyim de gerisi ne olursa olsun, diye düşünüyor herkes.."
Ginny hayal kırklığıyla, genç adama baktı."Öyle bir konuşuyorsun ki sanki hepimiz sana Voldemort'u yenecek makine gözüyle bakıyoruz...Hayır, Harry..Hepimiz sana güveniyoruz..Sana inanıyoruz..Voldemort'u yok edeceğini biliyoruz..Sen de bunu yapabilecek cesaret, güç var !"
Genç adama doğru eğildi.Sevgi dolu bir sesle:"Bizim için çok değerlisin Harry..Sana bir şey olursa, düşüneceğimiz Voldemort'u şimdi kim yenecek değil..Harry olmadan nasıl yaşayacağımız..Sensiz bir dünya düşünemezken, nasıl olur da kimsenin seni umursamadığını söylersin...Nasıl olur da sana olan sevgimizden şüphe duyarsın !"
Harry, onun bu sözleriyle sessizliğe gömülürken, Ginny genç adama doğru yaklaştı.Harry'nin elini hafifçe kavradı ve cesaret vermek istercesine sıktı.Harry, Ginny'ye hafifçe gülümseyip, başını öne doğru eğdi.
"Bilmiyorum..Biraz karamsarlaştım sanırım..Belki de eğer kazanamazsam, sizi hayal kırıklığına uğrattığımı düşünmemek için kılıf uydurmaya çalışıyorum..Çok fazla yük var omzumda Ginny...Yapmam gereken o kadar şey var ki..Nerden başlamam gerektiğini bile bilmiyorum..Daha kaç kişiyi kaybedeceğimi kestiremiyorum..Ve ben bunlarla boğuşurken, tek derdi salonun duvarlarını ne renge boyatsak diye ortada dolananlara sinirleniyorum.. Benim onlardan neyim eksik ! Ben neden ailemle bir arada bir sabah kahvaltısı yapamıyorum..Ya da arkadaşlarımla doya doya gezip tozamıyorum !"
Ginny iç çekti."Sana hayatının kolay olduğunu söylemiyorum..Kabul ediyorum, dayanılacak gibi bir hayat yaşamıyorsun..Ama herkese taşıyabileceği kadar bir yük vermişler..Demek ki sende bu pisliğin ortasında, dimdik ayakta durabilecek tek kişisin ! Böyle düşünmelisin Harry..Sen kimsenin katlanamayacağı bir yola girdin ama bu yolu tamamlayacak bir kişi var, o da sensin ! "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Draco'nun Meleği
FanfictionDraco Malfoy. On dokuz yıl sonra, eşi ve oğluyla Hogwarts Tren Garı'nda; Harry'lerin yanından geçip gittiğinde çoğu kişinin aklında şu soru belirir: Draco Malfoy kiminle evlenmiştir? Severek, isteyerek mi evlenmiştir; yoksa safkan ailesinin uygun g...