Bölüm 3: Malikaneye Ziyaret ve Sean Benotti Meydanı

5.9K 373 498
                                    


April cevap vermek yerine bahçenin içlerine doğru ilerlemeyi seçti. Draco onun arkasından ilerlerken; sinirle bağırdı. "Sana bir soru sordum, cevap vermeden gidemezsin!" April otların arasına oturdu. Önündeki "böcek kapan" bitkisi hakkında defterine yazı yazmaya başladı. Draco iyice sinirlenmişti. Umursanmamak; Draco'nun kaldırabileceği bir şey değildi.

"Gelecekteki dost mu? Ne büyük bir hakaret, o bilmiş kız ne demek istedi?" diye iç sesi ardı ardına sıralıyordu soruları. April kendini kaptırmış, defteri doldururken Malfoy genç kızın yanına varmıştı.

April gözlerini defterden ayırmadan:"Ben geleceği görebiliyorum Draco ve geleceğinde Hermione,Harry ve Ron'un önemli bir yeri olacak!" Draco gözlerini kısarak genç kızı süzdü. "Saçmalıyorsun, öyle bir şey olamaz!"

April umursamaz bir tavırla omuz silkti. "İnanmak istemiyorsan, inanma. Sen bilirsin. Onlarla canciğer kuzu sarması olunca April dediydi dersin."

Draco tek kaşını kaldırdı. "Canciğer, kuzu.. ne? " Bu kız ne saçmalıyordu böyle! April ayağa kalktı. Böcek kapan bitkisine adım adım yaklaştı. Ağzından sular akan, keskin dişleriyle yeni bir av bekleyen böcek kapan; kıpkırmızı gözlerini genç kıza dikmişti. Onun her hareketini takip ediyor, kızın ufak bir hatası sonucu mideye indirebileceği eti düşlüyordu.

Draco onun kendisiyle ilgilenmediğini fark edince homurdanarak malikaneye doğru ilerlemeye başladı. "Ne halin varsa gör Draker, ama benden uyarması çok fazla yaklaşma o bitkiye, sadece böcek yemez. İnsan etini de mideye indirmeyi sever." April hızlıca başını sallayıp bitkiden uzaklaştı.

Arkasına dönüp malikaneye ilerleyen Draco'ya seslendi. "Gelecek hakkında söylediklerim doğruydu Malfoy."

Draco umursamaz bir tavırla omuz silkti. "Yalan söylüyorsun demedim zaten."

April onun bu sözüne hafifçe gülümsedi.

Oğlunu suratı bir karış malikaneye girerken gören Narcissa endişeyle:"Ne oldu Draco, neyin var?"

Draco sinirle cevap verdi. "O aptal kız sinirlerimi bozuyor. Sırf senin hatırın için katlanıyorum, senin hatırında olmasa ona yapacaklarımı çok iyi biliyorum." Pis bir sırıtışla kafasında kurguladığı hayallere dalmışken birden toparlandı. Ve ciddi bir tavırla ekledi. "Olmazsa yaz tatilimin devamını Blaise'lerin evinde geçireceğim."

Narcissa üzüntüyle iç çekti. "Ondan hoşlanmamana üzüldüm. Özünde tatlı bir kızdır."

Draco alayla sırıttı. "Tatlı mı? Fazla bilmiş desek daha doğru olur. Hele geleceği görüyorum diye söyledikleri. Tam bir saçmalık!"

Cissy merakla:"Ne dedi ki?"

Draco omuz silkti. "Boş ver." Annesine gelecekteki dostlar saçmalığını anlatması rezillikten başka bir şey olmazdı. Düşününce bile midesi bulanıyordu. O, koskoca Draco Malfoy, üç kuş beyinliyle arkadaş mı olacaktı?

Annesinin sorusuyla düşüncelerinden sıyrıldı. "Blaise'ler de kalmak istediğine emin misin? Karanlık Lord'tan haber almamız an meselesi. Bella her an gelip ölüm yiyen olacağın müjdesini verebilir." Draco kararsız bir bakış attı. Sonra iç çekip:"O zaman , bir hafta daha burada sabredeceğim anne, ama eğer bir hafta içerisinde o kız hala ukalalık yapmaya devam eder ve teyzemden haber gelirse Blaise'lere gideceğim haberin olsun."

Bu konuşmadan iki saat sonra, öğle saatlerinde, Malfoy Malikanesine iki genç büyücü ayak basmıştı. Yakışıklı Blaise'yi ve çekici Pansy'yi konuşarak bahçede ilerlerken gören April not defterinden başını kaldırdı. İki saat boyunca aralıksız bahçe hakkında notlar almış, kulağına gelen seslerin sahiplerine dönünce bu iki büyücüyle karşılaşmıştı.

Draco'nun MeleğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin