April, yüzüne vuran güneş ışığıyla, gözlerini kırpıştırdı.Yeni bir sabah daha başlıyordu işte...Genç kız, pikeyi üzerine doğru çekiştirip, uykusuna kaldığı yerden devam edecekken belini sarmalamış kaslı kolu fark etti.Aniden donup kaldı..O daha neler olduğunu anlayamadan, arkasından uykulu bir ses geldi."Saat kaç ?"
April hızlıca yerinden doğruldu ve sarı saçları gözlerine düşmüş, yakışıklı delikanlıyla karşı karşıya geldi...April hafifçe yutkunup, odada göz gezdirdi.Buranın; Draco'nun odası olduğunu, anlaması pek uzun sürmemişti.
"Draco, Draco.." diye genç adamı sarsmaya başladı.Draco uykulu bir sesle hımmlarken, April telaşlı bir sesle, onu sarsmaya devam ediyordu."Benim burada ne işim var ? "
Draco anında gözlerini açtı ve yatakta doğruldu.Gözlerinde hem endişe hem korku vardı.Ya April her şeyi unuttuysa ya o aşk itirafını hatırlamıyorsa ?
İyi de hatırlamaması için hiçbir sebep yoktu ki, sonuçta sarhoş olsa da en sonunda ona ayıltma büyüsü yapmamış mıydı ? Korku ve telaş karışımı bir sesle:"Bana dün gece olanları hatırlamadığını söyleme..."
April kaşlarını çattı."Dün gece neler oldu ?"
Draco'nun fal taşı gibi açılan bakışlarına karşılık genç kız kahkahalarla gülmeye başladı.
"Hahahaa sadece şaka yaptım.." April gülmeye devam ederken, Draco bozulduğunu belli etmemeye çalışarak, yataktan kalktı."Çok komik (!)" diye homurdandı.April gözlerinden gelen yaşları silerken, cevap verdi.
"Bence komikti..Hahaha suratındaki ifadeyi asla unutmayacağım.."
Draco dolabını açıp giyeceklerini çıkarırken, ona ters ters bakıp:"İlk sabahımızı mahvettin.."
April hafifçe gülerek:"İlk sabah derken ?" Draco sırıtarak:"Dün geceden beri sevgili değil miyiz biz ?"
April yanaklarının pembeleşmesine mani olamayıp, mırıldandı."Sanırım evet..."
Draco onun utandığını fark edip, yüzündeki sırıtışı daha da arttırırken, cevap verdi."Seninle sevgili olacağımızı söyleseler, hayatta inanmazdım." April kıkırdadı."Ben de öyle..Aslında seni hep çekici bulmuştum ama.."
Genç adam hafifçe gülümserken, Draco'ya çekici dediğini anlayan April'in suratı pancara döndü.Draco gülümsemesini sürdürürken, merakla sordu."Eee.. Ama ne ?"
April bilmiş tavrını takınıp:"....Ama fazla ben merkezli ve ukala tavırların sinirimi bozuyordu..."
Draco tek kaşını kaldırıp:"Şimdi sinirini bozmuyor muyum ?"
April neşeyle:"Bozuyorsun ama artık durum değişti.. Sonuçta sana aş.."
Genç adam devamını heyecanla beklerken, April utanarak başını önüne eğdi.. Bu tatlı konuşma; Narcissa'nın merdivenden gelen sesiyle bölündü."Hadi kahvaltı hazır.."
April kaçarcasına odadan çıkarken, Draco derin bir iç çekti..April'in bu sevgili durumuna alışması, zaman alacaktı anlaşılan...
Hermione önünde duran fincanı zorlukla kaldırdı ve sıcak çaydan bir yudum aldı.Suratını ekşitip;
"Aaah, çok sıcak !"
Tam karşısında oturan ve onun her hareketini izleyen Ron ciddi bir ifadeyle:"Sızlanma, sızlanma ! O çay bitecek ! Annemin özel bitkilerinden hazırlandı o...Her türlü ağrıya iyi gelir, özellikle de baş ağrısına !"
O çaydan içmek zorunda olan ikinci cadıysa, abisine ters ters bakıp:"Senin için söylemesi kolay..Bu pis kokulu çayı içmek zorunda olan sen değilsin !"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Draco'nun Meleği
FanficDraco Malfoy. On dokuz yıl sonra, eşi ve oğluyla Hogwarts Tren Garı'nda; Harry'lerin yanından geçip gittiğinde çoğu kişinin aklında şu soru belirir: Draco Malfoy kiminle evlenmiştir? Severek, isteyerek mi evlenmiştir; yoksa safkan ailesinin uygun g...