"Kız gururluydu; erkekse önyargılı."
29 Ağustos Cuma Günü; 12:30
"Herm, benim mavi bluzumu gördün mü???"
"Hangi mavi bluzun, beş yüz tane mavi bluzun var!"
"Ya hani geçen hafta aldığımız, çiçek desenleri olan."
"A o mu, şu dolabın içinde olması lazım."
Ginny homurdanarak, onun gösterdiği dolabı açtı ve biraz karıştırdıktan sonra; aradığı bluzu buldu. Hermione onu onaylamaz bakışlarla izleyerek;
"Dolabı darmadağın ettin!"
Ginny omuz silkerek karşılık verdi. "Akşam gelince toplarım. E sen ne giyeceksin?"
Hermione yatağın üstündeki kıyafetlere hızlı bir bakış attı. "Karar veremiyorum. Kırmızı puantiyeli elbiseyi mi, yoksa beyaz etekle fırfırlı siyah bluzu mü giymeliyim?"
Ginny onun yanına yöneldi ve genç kızın gösterdiği kıyafetlere baktı. Hermione isteksizce devam etti sözlerine.
"Morluklarımın gözükmesini istemiyorum, bunu da göz ardı etme lütfen." Ginny onun bacağındaki ve kollarındaki morluklara bakıp, iç geçirdi. Arkadaşının kolunu şefkatle okşarken; "Emin ol kimse onları fark etmeyecek. Bence beyaz etek ve siyah bluzu giy. Sana çok yakışır."
"Tamam o zaman." diye gülerek yataktaki kıyafeti kaptı Hermione, anlaşılan onun aklında da beyaz etek vardı. Hermione ve Ginny'nin telaşı, birazdan Diagon Yolu'nda yapacakları buluşmadan ötürüydü. Piknikten beri görüşmedikleri arkadaşları hakkında konuşmaya başladılar.
Ginny heyecanla; "Dedikodu zamanııı!!! Sana bir dedikodum var!!!"
Hermione merakla:"Ne, ne??!"
"Romilda'dan duydum, Romilda da Parvati'den öğrenmiş, Parvati'ye de Padma söylemiş."
"Ay çatlatma adamı Ginn, ne söylemiş???" dedi Hermione sabırsızca.
Ginny gözlerini iri iri açarak;
"Neville, Hannah Abbott'tan hoşlanıyormuş!!!" (Not: JKR'nin bir yazısında okuduğuma göre; evlenecekler ileride.)
Hermione şaşkınlık nidası atarak;
"Neee!!! İnanmıyorummm!!! Nasıl öğrenmişler bunu, Neville Hannah'ya sormuş mu yoksa?"
"Orasını bilemeyeceğim. Parvati'den bugün öğreniriz." diye cevapladı onu Ginny.
Hermione saçlarını tararken;
"Kim bilir, ne dedikodular vardır şimdi onda."
Ginny de sırıtarak:"Hakikaten ha, gene yumurtlayacak bir şeyler."
Kısa bir sessizlik sonrası, Hermione telaşla bağırdı. "Aaaaay!!!"
Ginny korkuyla:"Ne oldu, ne bağırıyorsun???"
"Bugün Dean de orada olacak!!!!" dedi Hermione hızlıca. Ginny kaskatı kesilip, bu gerçekle yüz yüze gelirken; Hermione konuşmaya devam ediyordu.
"Nasıl unuttuk onu. Kovuk'tan ayrıldığından beri; hiç görüşmedik. Ve bugün, o buluşmaya sen ve Harry el ele gideceksiniz!!! Çocuğa çok yazık olacak."
Ginny suratını buruşturdu. "Ben gelmiyorum."
"Saçmalama!!!" diye bağırdı Hermione. "Gelmek zorundasın, hem Ap de gelecek, onun yanında olmalıyız!!!"
Ginny homurdandı. "Ap de gitmesin, biz beşimiz başka yere gidelim. Harry ve Ron'la da konuşalım, bir mekan bulsunlar."
"Ginn bugün oraya gideceğiz!!! Hem Hogwarts'ta, Dean'i görmeyeceksin sanki, aynı binadasın! Ha şimdi, ha sonra ne fark eder?" diye diretti Hermione.
Ginny inat etmeye devam ediyordu. "Hogwarts'ta karşılaşmayı yeğlerim, şuan onunla karşılaşmak istemiyorum. Kendimi buna hazırlamadım!!!"
Hermione tam cevap verecekken, odanın kapısı tıklatıldı. Ve hemen ardından da Ron'un sabırsız sesi duyuldu.
"Geç kalıyoruz!!! Hala hazırlanmadınız mı?"
Hermione ona doğru seslendi. "Hazırız, gel."
Ron ve Harry içeri girer girmez, Ginny telaşla;
"Bu buluşmaya gidemeyiz!!!" O kadar ani bir şekilde söylemişti ki, iki genç adam da yerlerinden sıçradılar. Ron kaşlarını çatarak;
"Nedenmiş?"
"Çünkü o buluşmaya Dean de gelecek!!!" diye mırıldandı Ginny. Harry'nin gözleri büyürken, Ron omuz silkti.
"E ne olmuş geliyorsa, o da bizim arkadaşımız?"
Hermione ona sen nasıl bir odunsun bakışı atarak;
"Flashback yapıp; birkaç hafta öncesine gider misin tatlım, Dean bu evden niye ayrılmış olabilir, bir düşün!!!"
Ron hala anlayamamıştı. "Niye ayrılmış???"
Hermione gözlerini devirerek: "Dean; Harry ve Ginny arasındaki yasak aşkı öğrenince, evden ayrılmaya karar verdi!!!" Ginny,Harry ve Ron kaşlarını çatarak:"Yasak aşk mı?" "Aman, aşk işte. Ben ne dediğimi biliyor muyum?" dedi Hermione hafiften pembeleşerek.
Harry sırıtmadan edemedi. "Yasak aşk hım... Çok havalı." Ginny, onun sırtına elini geçirirken; Ron konuya geri döndü. "Dean ile konuşmak ve özür dilemek için, bir fırsatınız var işte; fena mı? Hem Hogwarts'ta nasılsa karşılaşacaksınız. Gitmeden, bu işi de halletmiş olursunuz."
Hermione başını salladı. "Ben de bunu diyorum Ginny'ye; ama dinletemedim bir türlü."
Ginny hala tereddütlüydü. "Ben hazır değilim." Harry'ye kısa bir bakış attı. Genç adam da kararsızdı. "Bana hiç bakma; Dean'i görürsem, ne yapacağımı hiç bilmiyorum."
Ron gözlerini devirdi. "Stres yapmayın!!! Gittiğimizde; spontane olarak gelişir zaten olaylar."
Harry ona ters bir bakış atıp:"Hiç de umurunda değil bakıyorum."
Ron sırıttı. "Bana ne oğlum, ben mi yasak aşk yaşadım? Sen yaşadın. Sonuçlarına katlanırsın işte böyle."
Harry gözlerini devirirken, Ginny stres içinde oradan oraya yürüyordu. Hermione olaya son nokta koymak istercesine; o buyurgan ve sert sesini kullandı. "Daha fazla konuşup oyalanmanın anlamı yok! Hadi çıkıyoruz!!!"
"Sevgili Draco. Hım hayır, hayır; sadece Draco, daha iyi." Parşömeni buruşturdu ve yeni bir kağıt çıkardı. Tüy kalemini tekrar eline alıp, yazmaya başladı.
"Draco;
Son yaşanan olay yüzünden bana kızgın olduğunu biliyorum. Bir dakika, bir dakika; bana niye kızgın olsun ki, ben ne yapmışım??! Baştan yazacağım." Yeni bir kağıt daha, masada yerini aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Draco'nun Meleği
FanficDraco Malfoy. On dokuz yıl sonra, eşi ve oğluyla Hogwarts Tren Garı'nda; Harry'lerin yanından geçip gittiğinde çoğu kişinin aklında şu soru belirir: Draco Malfoy kiminle evlenmiştir? Severek, isteyerek mi evlenmiştir; yoksa safkan ailesinin uygun g...