Draco taş kaldırımda ağır adımlarla ilerlerken, hiç tanımadığı bir sokakta olduğunu fark etti. Kaşlarını çattı ve mırıldandı. "Ben buraya nasıl geldim? Neresi burası?"
Draco kafasında sorularla, küçük sokakta yürümeye devam etti. Pembeye çalan bir gökyüzü, küçük müstakil evlerle kaplı bir banliyö sokağındaydı. Etrafta kimse yoktu, sanki kendisinden başka kimse yaşamıyordu bu sokakta. Bu düşüncesi; karşıdaki sarı evin kapısının, ani açılışıyla son buldu. Sonunda bir yaşam belirtisi görünmüştü. Ama kapıdan çıkanı gördüğünde; istemsiz olarak geri adım attı. Hermione Granger, meşhur bulanık, telaşla bağırıyordu.
"Hadi çocuklar! Geç kalacağız!" Küçük çocuk sesleri kapladı etrafı. Draco'nun içini, bir sıkıntı kapladı. Kafasında panik ve alarm vardı; bulanık onu görmemeliydi!!! Hermione'nin peşinden, Weasel salağı da çıkınca, sinirleri iyice gerildi. Ron yanındaki küçük kızla, oğlanı evden çıkarmaya çalışıyordu.
"Hadi çocuklar, mızıklanmayın!"
Küçük kız korkuyla;
"Baba oraya gitmek istemiyorum!"
Hermione gözlerini devirdi. "Sizi Azkaban'a götürmüyoruz tatlım! Dişçiye gidiyoruz."
Oğlan çocuğu suratını buruşturarak, "Neden sürekli kontrole gidiyoruz?"
Kız hızlıca kardeşine destek verdi. "Ginny halam bile bu kontrolleri saçma buluyor! Çürük yok, bir şey yok. Yeter artık! Gitmek istemiyorum!"
"O koltuğa kimse beni oturtamaz!"
Çocuklar isyan ederken, Draco hala gördüğü manzaraya bakıyordu. Bulanık, Weasel ve çocuklar... Bu imkansızdı aslında; Hermione ve Ron on altı yaşında gibiydiler ve iki çocukları vardı! Ki nedense bunu yadırgamıyordu Draco, ona göre normaldi bu. Onu asıl endişelendiren; Hermione ve Ron'un onu fark etmesiydi! Draco bunu düşünmüştü ki, kız bağırdı.
"Bay Malfoy!!!"
Evin önündeki dört baş ona döndü. Hermione endişeyle Ron'a fısıldadı, Draco'nun rahatlıkla duyabileceği bir sesle. "Haline baksana, perişan görünüyor."
Ron başını salladı. "Ona acıyacağımı düşünmezdim; ama bu hali beni korkutuyor."
Neden bahsediyordu bunlar? Acımak mı, endişelenmek mi? Kimse Draco Malfoy'a acıyamaz, kimse ona bu gözle bakamaz!!!
Başını dikleştirdi ve yürümeye devam etti. Ama kulağına gelen fısıltılar azalmamıştı, aksine artmıştı. Şimdi birçok fısıltı duyuyordu, sanki önünden geçtiği her evde onun hakkında yorumlar yapılıyordu.
Pansy'nin sesi duyuldu. "Draco geri dönmüş!!!"
Blaise üzüntülü bir sesle:"Perişan bir halde, hala toparlanamamış." Okulda peşinden ayrılmayan Crabbe ve Goyle'un mırıltıları geldi kulağına. Sanki onunla alay ediyorlardı!
Ve Ginny Weasley'in fısıltısı, "Bu kadar etkileneceğini düşünmemiştim. O kadar yıl geçti ama şuna bak, bir cesetten farksız!"
Harry Potter'ın sesini duyduğunda öfkelendi. "Malfoy'un bu hale düşmesi; tek kelimeyle ironik."
Seslere anne ve babası da eklenmişti. Narcissa ağlıyordu. "Böyle olacağını bilemedim. Meğer onu, ne kadar çok seviyormuş." Lucius'sa şaşkındı. "Bir kız oğlumu bu hale getirdi! Hala inanamıyorum." Merlin aşkına neler oluyordu böyle? Herkes kafayı mı yemişti??? Kafasının içinde dolaşan düşüncelerden, fısıltılardan kaçmak istiyordu. Daha hızlı koşmaya başladı. Nefesinin kesildiğini hissedince, karşısında beliren eve doğru ilerlerdi. Fısıltılar artmıştı iyice, genç adam evin içine telaşla girdi ve tahta kapıya yaslandı. Kafasını tahta kapıya dayadığında derin bir nefes almıştı. Sonunda zihnindeki fısıltılar dinmişti. Gözlerini açtı ve küçük eve kısa bir bakış attı. Acaba April neredeydi? Bu evde olabilir miydi ki?
April'i düşünür düşünmez, genç kızın neşeli sesini duydu. "Üst kattayım!"
Derin bir iç çekti, sonunda. İşte görmek istediği kişi. Draco gülerek; hızlıca merdivenleri tırmandı, üst kata çıktığında genç kızın olduğu odayı bulması zor olmadı. Heyecanla konuşmaya başladı. "Herkes çok tuhaf neler oluyor anlamadım."
April'in şarkı mırıldandığını duyuyordu, onu görebilmek için odaya bakınırken, konuşmaya devam etti.
"Bana acıyorlar. Düşünebiliyor musun? Bana, Draco Malfoy'a! Saçmalık."
Neredeydi bu kız? Ses demin bu odadan gelmemiş miydi?
Şaşkınlıkla, "Nerdesin?" dediğinde; zayıf bir ses geldi arkasından.
"Draco?"
Arkasına döndüğünde; Kate ile burun buruna geldi. Kate oldukça şaşkın görünüyordu.
"Dönmüşsün."
Draco artık sinirlenmeye başlamıştı. "Dönmek mi? Ben hiçbir yere gitmedim ki Kate!"
Genç kız onu dinlemiyordu. Titrek bir sesle, "Bana, evimize geri döndün!" diyerek genç adam sıkıca sarıldı.
Hıçkırarak, "Çok korktum, çok endişelendim."
Draco'nun başını ellerinin arasına aldı ve sevgiyle fısıldadı. "Sevgilim."
Ne?! Bu kadarı da fazlaydı ama!!! Kate'in kollarından kurtulan Draco, daha fazla dayanamayarak bağırmaya başladı. "Tüm...Tüm bunlar da...Ne demek oluyor? Hepiniz kafayı mı yediniz!!!"
Sinirden doğru düzgün konuşamıyordu bile! Kate korkuyla gerileyince, derin bir nefes alıp; sordu.
"April nerede?"
Kate cevap vermeyince, tekrarladı. "April diyorum, nerde o?"
Genç kız sinirle:"Gene mi başa döndük! Yeter Draco, kabullen artık! Kaç sene oldu, kaç sene...Evlendiğimizden beri, değişmeni bekliyorum; ama hala onunlasın, hala geçmişte yaşıyorsun!"
Draco kaşlarını çattı. "Ne demeye çalışıyorsun sen?"
"April öldü Draco! April öldü!!!"
Kate'in sözleri, genç adamın yüreğini delip geçti. Soğuk bıçak, kalbini hunharca deşiyordu. Nefes almaya çalışırken, hırıltılı bir ses çıkardı. "Ne zaman? Nasıl!!! April ölmüş olamaz!" Kate iç geçirdi. Sanki bu konuşmayı defalarca yapmış gibi, duygusuz bir sesle;
"Yıllar oluyor öleli; April o büyük yangında öldü!"
Hangi yangın? Nasıl... Nasıl? Aklı, mantığı bir türlü almıyordu bunu! Kabullenemezdi, inanamazdı buna! April ölmüş olamazdı.
Zayıf bir sesle;
"Yanılıyorsun, ölmüş olamaz! Dün konuştuk onunla, saat kulesinde birlikteydik! Hem demin sesini duydum, şarkı söylüyordu!!!"
Kate öfkelenmeye başlamıştı. "Bazı şeyleri geride bırakmanın zamanı geldi Draco! April gitti, bir daha da geri gelmeyecek!"
Draco kaskatı kesilmiş bir halde kalakaldı. Duyduklarını sindirmesi zaman alacak gibiydi. Artık ne sebep kalmıştı ki yaşaması için? Artık ne kalmıştı ki geriye? Bitmişti, her şey bitmişti. İçindeki melek, işte şimdi ölmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Draco'nun Meleği
ФанфикDraco Malfoy. On dokuz yıl sonra, eşi ve oğluyla Hogwarts Tren Garı'nda; Harry'lerin yanından geçip gittiğinde çoğu kişinin aklında şu soru belirir: Draco Malfoy kiminle evlenmiştir? Severek, isteyerek mi evlenmiştir; yoksa safkan ailesinin uygun g...